BIST 10.657
DOLAR 32,14
EURO 34,90
ALTIN 2.433,16
HABER /  POLİTİKA

DTK'nın Erdoğan'dan beklediği mesaj

Gözler Başbakan'ın 3 Eylül'de Diyarbakır'a yapacağı ziyarete çevrildi. DTK eşbaşkanı Tuğluk İNTERNETHABER'e Erdoğan'dan bekledikleri mesajı anlattı.

Abone ol

Nergis DEMİRKAYA
İNTERNETHABER


ANKARA- PKK’nın eylemsizlik kararı, BDP’nin boykot tavrı, Demokratik Özerklik talebi ve referandum tartışmasının temel polemik konusu haline gelen "Hükümet Öcalan görüştü mü, görüşmedi mi?" tartışması…

Türkiye yaklaşık 15 gündür bunları tartışırken şimdi gözler Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 3 Eylül’de Diyarbakır’a yapacağı ziyarete çevrildi. BDP ve DTK Erdoğan'ın burada vereceği mesajları merakla bekliyor. Hatta referandumda evet'in şartı da bu mesajlara bakıyor.

BDP’nin de üstünde bir örgütlenme olarak nitelendirilen Demokratik Toplum Kongresi’nin eşbaşkanı seçilen kapatılan DTP'nin yasaklı milletvekili Aysel Tuğluk ile bu ziyaretin önemini konuştuk.

Başbakan Erdoğan’ın 3 Eylül'deki Diyarbakır ziyaretinde eylemsizlik kararının biteceği 20 Eylül’ü düşünerek konuşması gerektiğini söyleyen Tuğluk, "Bu halkın taleplerinin yanında olduğunu gösteren, anlayan bir dile ihtiyaç var. Barış ve kardeşlik dili kullanması gerek" önerisinde bulundu.

Hükümetin atacağı bir adım karşısında bölge halkının 10 adım atacağını söyleyen Tuğluk ilk adım olarak da operasyonların durdurulmasını istedi.

Tuğluk’un “Hükümet ile Öcalan görüştü mü?” tartışmasına bakışı ise çok net:
"Akıllı, geleceği düşünen, cenazelerin gelmesini istemeyen bir devlet Öcalan’la görüşür."

Soruna artık tek taraflı bakılmamasını isteyen Tuğluk’un bir de çağrısı var:
”Kaybedersek hepimiz kaybedeceğiz. Kazanırsak hep birlikte kazanacağız. Herkesi barış dili kullanmaya çağırıyorum”

Tuğluk’un İNTERNETHABER’in sorularına yanıtları şöyle oldu:

DTK’nın son toplantısında Devlet, Öcalan ve Kandil’le görüşme kararı verdiniz. Bir takvim belirlendi mi?
Gündemi belirleyen referandum süreci. Henüz bir girişimde bulunmadık. Çağrılarımızı yaptık sadece. En uygun zaman ve yöntemle bunu yapmayı düşünüyoruz.

BDP’nin referandumda evet için Başbakan Erdoğan’ın Diyarbakır mesajlarını beklediğini biliyoruz. Başbakan’dan nasıl bir konuşma bekliyorsunuz?

Liderlerin Diyarbakır’da konuşması her zaman önem taşımıştır. Buradaki mesajlar dikkatle izlenir. Başbakan Erdoğan’ın da ne söyleyeceğini bölge halkı izleyecek. Biz Kürtlerle sevgi kardeşlik, birlikte yaşama kültürü için bir barış dili kullanmasını istiyoruz. Bu halkın taleplerinin yanında olduğunu gösteren anlayan bir dile ihtiyaç var. Başbakan 20 Eylül sonrasını düşünerek konuşmalı. Soruna bakarken terör kıskacından çıkmalı. Daha sevgi, barış, kardeşlik içeren bir dil kullanmalı.

Başbakan’ın konuşmasından beklediğiniz mesaj nedir?
Bölge halkı çok gerçekçi ve politize. Verilecek sözlerin bir günde gerçekleşmeyeceğini biliyor ama dikkatli de, sadece söze de inanmıyor. Bu noktada bir adım atılmalı. Eğer bir adım atılırsa buradan 10 adım atılır.
O ilk adım ne olmalı sizce?

Örneğin operasyonların durdurulması. Dün 4 tane tanınmayacak cenaze geldi. Eylemsizlik kararı varken oldu bu. Halk silahların konuşmasını istemiyor. O çocuklarda bu ülkenin çocuğu, bu toprakların çocukları. Bu nasıl bir barış diye soruyor. İlk adım olarak silahların konuşmayacağı dile getirilmeli, bütün silahlar susmalı.

Referandum gündeminin ana başlığı Anayasa değil Öcalan’la görüşmeye dönüştü. Bu tartışmaları nasıl izliyorsunuz?

Akıllı bir devlet görüşür. Geleceği düşünen bir devlet görüşür. Cenazelerin gelmesini istemeyen bir devlet görüşür. Keşke daha önce yapılsaydı. Bu görüşmeler memleketin hayrınadır. Dünyanın her tarafında yapılır bu. Yoksa sorun nasıl çözülür. Öcalan’ın örgüt üzerinde etkili bir güç olduğu ortada. Bugün ateşkes kararı oradan çıktı.

Bu arada bir de Demokratik özerklik tartışması başlattınız. Bu bir ayrılma projesi mi, nedir?

Bu bölünme değil, birlikte yaşama projesi. Başka çözüm yok. Bölge halkı hakkını hukukunu istiyor. ABD, Almanya gibi pek çok ülkede bunun örnekleri var.