BIST 10.159
DOLAR 32,20
EURO 35,09
ALTIN 2.472,01
HABER /  GÜNCEL

Doğramacı da görüşmeden yana

YÖK eski Başkanı Prof. Dr. Doğramacı Silahlı Kuvvetler'in yükseköğretimle ilgilenmesini doğal buldu.

Abone ol

Prof. Dr. Doğramacı, YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz ve bazı rektörlerin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman'ı ziyaretiyle ilgili eleştirileri değerlendirdi. Prof. Dr. Doğramacı şöyle konuştu: ''Gülhane Tıp Akademisi var, yüksekokullar var. Ayrıca üniversitelerimizde çok sayıda master ve doktora yapan asker var. O zaman ister istemez Silahlı Kuvvetler'in de bu açıdan yükseköğretimle ilgilenmesi doğaldır. Anladığım kadarıyla Milli Eğitim Bakanlığı üniversitelere görüşlerini sorarken bu açıdan Genelkurmay'a da sormuştur. Genelkurmay da görüş bildirmeden önce üniversiteler bakalım ne düşünüyor diye davet etmiştir. Bunda ben bir sakınca görmüyorum.'' Yürürlükteki YÖK Kanunu'nun ''12 Eylül ürünü'' diye eleştirildiğine işaret eden Prof. Dr. Doğramacı, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Silahlı Kuvvetler'in yönetime hakim olmasından ve bana dediler ki (Bir kanun hazırla). Ben de hazırladım. Olduğu gibi kabul ettiler. Asker hiçbir zaman (Gel şu kanunu şöyle yaz) demedi. Yalnız iki konuda tereddütleri vardı. Ben diyordum ki (Öğrenciler de yönetime katılsın). Denildi ki (Üniversite isterse öğrencileri katsın, biz zorlamayalım). Bilkent Üniversitesi, öğrencilerini yönetime katmıştır. İkincisi de rektör konusunda. Ben diyordum ki (Rektör süresiz olarak atansın). Bu iki konunun dışında tamamen benim getirdiğim kanun yürürlüğe girdi ve hatasıyla sevabıyla ben sorumluyum. Hiçbir zaman asker dayatması diye bir şey olmadı. Bazen diyorlar ki 12 Eylül ürünü... Öyle bir şey değil. Ben Paris'te hocalık yapıyordum o sırada. Bana böyle bir görev verilince zaten yükseköğretimde de bir reforma ihtiyaç bulunduğunu bildiğim ve dünya durumu hakkında da bilgim olduğu için (evet) dedim ve çıktı. Onun için aman efendim YÖK Kanunu asker dayatmasıdır diye bir şey yoktur.'' ''REFORMA İHTİYAÇ VAR AMA GERİYE GİDİLMEMELİ'' Yükseköğretimde bugün bir reforma ihtiyaç olup olmadığı sorusuna Prof. Dr. Doğramacı, ''Dünyanın neresine, hangi ülkesine giderseniz gidin her 5-10 senede bir, 20 senede bir duruma göre değişiklik yapılır. Teknoloji 15-20 senede baş döndürücü hızla ilerlemiştir. İlle buna bağlı kalalım diye bir şey yok. Ama bu yapılırken de geriye gitmemeli ileriye gitmeli'' yanıtını verdi. Prof. Dr. Doğramacı, rektörlerin seçimle gelmesi yerine atanması ve görevde süre sınırlaması olmaması gerektiği görüşünü dile getirdi. Prof. Dr. Doğramacı, ''Ama bu, ölünceye kadar rektör olacak demek değil. Başarısız olursa her an görevden alınabilmeli. Görev süresi 4 yıl olursa, daha süresi bitmedi diye karışamazsınız. Eğer başarılıysa devam etsin'' diye konuştu. Prof. Dr. Doğramacı, üniversitelerin sahibinin öğretim üyeleri değil, öğrenciler olduğunu ifade etti.