BIST 10.080
DOLAR 32,38
EURO 34,74
ALTIN 2.405,64
HABER /  POLİTİKA

Din devleti peşinde değiliz

Gazeteciler sordu... Başbakan Erdoğan yanıtladı. Türbandan, AB'ye bütün sorular yanıt buldu. İşte açıklamalar;

Abone ol

Gazeteciler sordu, Başbakan Erdoğan yanıtladı...

Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisinde gerçekleştirilen ve Ergun Babahan'ın yönettiği proğrama Hasan Cemal, Mustafa Karaalioğlu, Prof. Dr. Beril Dedeoğlu gibi isimler de katıldı.

Erdoğan'ın açıklamaları özetle şöyle:

Erdoğan, başörtüsü konusunda yapılan Anayasal düzenleme konusunda ülkede bir sürecin bulunduğunu, bir beklentinin de var olduğunu söyledi. Bu beklentiyle ilgili sürecin, şu veya bu şekilde AK Parti ile MHP arasında sağlanan mutabakatla yürüdüğünü belirten Erdoğan, ''Bu mutabakatla gelişmeleri otururuz, biz yine değerlendiririz. Bu değerlendirmelerimizi yaparız, ondan sonra gerekli adımları atarız'' dedi.

BAYKAL'A HATIRLATTI

''Bu ülke aslında bu kadar gerilmeyebilirdi'' diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
    
''Bu gerilmenin arkasında, sağ olsun, 2002 seçimlerinden önce Sayın Baykal'ın 'Türkiye'de türbanı sorun olmaktan çıkaracağım' diye seçim öncesi halkımıza verdiği söz var. Ve bunun dışında, aynı şekilde çok daha enteresan bir açıklamaları var. Bu açıklamada diyor ki, 'ben bu sürece katkı yapmak için türbanlılardan oy istiyorum'... Sayın Baykal'ın ifadeleri...

Fakat bütün bunlarla bu şekilde vatandaşa yaklaşan Baykal, olay buraya gelince bir anda patlıyor ve bu olayı tamamen bir rejim meselesi haline getirmek suretiyle asıl gerginlik burada başlıyor.

TÜRBAN SORUNU

Ben şu anda sorunu çözmek için partimle bu yolculukta varım. Siyasetçinin görevi, zaten sorun çözmektir. Bunları çözmek için bu makamda bulunuyoruz. Asla bir gerilimin tarafı olamayız. Şunu da çok açık ve net söylüyorum, bunu daha önce de söyledim, 22 Temmuz akşamı yine söyledim. Ülkemde, bizim bir defa ilkelerimiz arasında başı açık, başı örtülü ayrımı asla olamaz. Benim örgütümün şu anda kadın kolları içinde araştırma inceleme imkanınız olursa, hepsinin el ele nasıl dayanışma içinde olduğu açıktır.

BAŞI AÇIK KAPALI AYRIMI YAPMADIK

Oy profilimiz de ortadadır. Bu noktada da biz çok ince eleyip sık dokuyoruz. Çalışmalarımızda çok iyi konumdayız. Başı açık, kapalı ayrımını ne şahsım olarak ben, ne de teşkilatım yapmıştır. Yapmaz. Biz, başı açık olan kardeşlerimin, evlatlarımın güvencesiyiz, aynı şekilde başı örtülü olanın da güvencesi olmak istiyoruz ama şu anda olamadık.

HEP BERABER AŞALIM
 
Çünkü şu anda ülkemizden bir çok yüzlerce, binlerce kızlar, eğer imkan bulursa yurt dışına gidiyor, orada okuyabilmek için. Batı'da, ABD'de böyle bir sıkıntı yok. 'Batılıyız, Batılıyız' diyoruz. Türkiye'de niçin bu sıkıntı olsun? Niçin ülkemizde de bu sıkıntıyı ortadan kaldırmak suretiyle kendi aralarında bugün gerginlik, sıkıntı yokken, böyle bir sıkıntıyı varmış gibi gösteriyoruz? Buna üzülüyoruz. Gelin, hep beraber aşalım.''

"DİN DEVLETİ PEŞİNDE DEĞİLİZ"

Erdoğan, rejime yönelik endişelerin hatırlatıldığı soruyu yanıtlarken de,şunları kaydetti:

''Rejim konusundaki olayda, bu yeni bir ifade değil. Bu, yıllar yılı söylenmiştir. Biz partimizi kurarken bir şey söyledik: 'Bizim partimiz bir defa din eksenli bir parti olmayacak' dedik. Bunu çok açık ilan ettik. Bizler bir din devleti peşinde değiliz, böyle bir gayretimiz yok.
    
Ben belediye başkanlığı yaptım. Aynı şeyleri söylediler: 'İstanbul şöyle olacak, böyle olacak' dediler. Ama İstanbul o döneme kadar görmediği başarıyı, yatırımı o dönemde gördü. Bütün bunlar hepsi de gerçekten gelişmiş ülkelerin standartlarıyla uyumlu götürüldü.

Başbakan oldum, aynı şeyler söylenmeye başlandı. Ve 5 yılımızı doldurduk. Halkımız bizden memnun kaldı ve teveccüh gösterdi, yüzde 47 ile 'buyrun, göreve devam' dedi. Halkın bu kanaatleri ne yazık ki bazı seçkin zümreler tarafından takdir görmüyor. 'Halk bilmez, bunu anlamaz' diyorlar. Veya hakaret edenler, affedersiniz hayvanlarla mukayese edenler oldu. Niye? 'Halk anlamaz, halk bilmez'...
    
Ama öbür taraftan da bakıyoruz, Atatürk'ün ifadesi: Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.''

ANAYASA AYRIMCILIK ANAYASASI DEĞİL

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Sadece belli bir kesime yüksek öğrenim imkanı verip, belli kesimi bundan mahrum ederseniz, bu ayrımcılık olur ki bu da Anayasaya aykırıdır. Anayasamız bir ayrımcılık anayasası değil'' dedi.

Başbakan Erdoğan, ''Yükseköğretim Kanunu'nun ek 17. maddesiyle ilgili şu anda belirli bir takviminiz var mı?'' sorusuna, ''(Anayasa değişikliği) Anayasa Mahkemesi'ne giderse, kararını bekleyeceğiz'' yanıtını verdi.

GÜL İADE EDEBİLİR Mİ?

''Önce Anayasa Mahkemesi'nin kararının mı beklenmesi lazım?'' sorusuna da Erdoğan, ''Tabii onun beklenmesi lazım, onun netleşmesi lazım'' karşılığını verdi.

Erdoğan, ''Anayasa Mahkemesi kararı gelmeden, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün parlamentoya iade etme ihtimali var mı?'' sorusunu yanıtlarken, ''Bu noktada Sayın Cumhurbaşkanımızın takdiri ne olur, ne olmaz bilemem. Kendine göre değerlendirmelerini bu arada yapıyordur, hukuki bir çok istişarelerde bulunuyordur. Ona göre kararını verecektir. Vereceği karar çok çok önemli'' dedi.

KİMSE KİMSEYİ ÖRTÜNMEYE ZORLAYAMAZ

Sırada 301 ve Sosyal güvenlik Yasası var. Bunları da kısa sürede çıkartmayı planlıyoruz. Sadece Ak Parti olduğumuz için söylemiyorum, iktidarda olduğumuz için söylüyorum... Kimse kimseyi bu ülkede örtünmeye zorlayamaz. Bu bizimle alakalı bir konu değil. Böyle bir şey yapıldığı zaman biz bu kurumların karşısında oluruz. Bu işin yakın takipçisiyiz diyen Erdoğan, "Üniversitelerde başı açık, başı kapalı ayrımcılığı da istemiyoruz" dedi.

İÇKİ YASAĞI

Erdoğan partisine ait beledilerin içki yasağı uyguladığı yönündeki iddiaya net yanıt verdi.

Erdoğan kesinlikle böyle bir şey olmadığını sadece okulların yakınına bu tür yerlerin açılmasına müsade edilmediğini ancak dernek adı altında bu yerlerin açılarak buralarda içki sevisi yapıldığını söyledi. Kapatılan yerlerin bunlar olduğunu ifade eden Erdoğan, dini bakış açısıyla bir yasaklamanın kesinlikle olmayacağını söyledi.

Erdoğan "10 yıldır buna inadıramadık. Öldüğümüz zaman inanacaklar herhalde" diyerek sitemlerini de dile getirdi.

KÜRTLER ASLİ UNSUR

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'de Kürtlerin asli unsur olduğunu belirterek, ''Onların burada asimile olmak, entegre olmak gibi bir sorunu olamaz ki'' dedi.
    
Türkiye'de ana dilini öğrenmek isteyen herkesin, kurslar yoluyla bunu yapabildiğini ifade eden Erdoğan, TRT'nin bir kanalının tamamıyla Kürtçe, Arapça ve Farsça yayın yapan bir hale getirileceğini kaydetti.

TÜRKİYE EKONOMİSİ

Erdoğan, ekonomi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Türk ekonomisinde gerilimden bahsetmenin söz konusu olmadığını söyleyen Erdoğan, Ocak ayı rakamları itibariyle Türkiye'nin iyi bir konumda olduğunu ifade etti. Türkiye'de cari açığın, doğalgaz ve petrolün dışarıdan alınmasıyla tetiklendiğini belirten Erdoğan, 2007 yılı sonu itibariyle bu rakamın 33 milyar dolara ulaştığını, bunun da çok ciddi bir rakam olduğunu kaydetti. Erdoğan, Türkiye'ye giren küresel sermayenin 2006'da 20 milyar doların üzerine çıktığını, 2007'de 20 milyar doların yakalandığını belirterek, bu yıl da bu rakamların altına düşülmeyeceğini anlattı.

''Türkiye cazibe merkezi olma durumunu koruyor'' diyen Başbakan Erdoğan, batılı yorumcuların, Hindistan ve Çin'in ardından cazibe merkezi olan üçüncü ülke olarak Türkiye'yi gösterdiklerini dile getirdi.

AB ÜLKELERİ İLE SIKINTIMIZ YOK

Başbakan Erdoğan, AB ile ilgili bir soru üzerine de, Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın başmüzakereci olmasıyla başmüzakereciliğin güçlendirildiğini kaydederek, bu konuda AB ülkeleriyle hiçbir sıkıntı yaşanmadığını söyledi. Erdoğan, ''(AB ile ilgili münasebetlerde gerileme var) denilirse, tam aksine bizim AB üyesi ülkelerle yaptığımız görüşmelerde bundan çok memnuniyet duyduklarını onlar da ifade ediyorlar.

Şu ana kadar süreci takip eden bir insanın bunun başında olması, Dışişleri Bakanlığı ile güçlendirilmiş, kuvvetlendirilmiş olması, bizim münasebetlerimizi çok daha hızlandıracak, kolaylaştıracaktır'' diye konuştu.

KUZEY IRAK
     
''Türkiye'nin Irak Kürtleri ile daha normal, daha diyaloğa açık sürecine ihtiyacı olduğu sık sık konuşuluyor. Bu çerçevede iki nokta var. Bir tanesi Talabani'nin Irak Cumhurbaşkanı olarak Türkiye'ye davet edilmesi. Daha önce eski cumhurbaşkanı Sezer'in karşı olduğu o yüzden Talabani'nin davet edilmediği duyduk. İkincisi de özellikle de Barzani ekseninde Kürt yönetimiyle üst düzeyde yeniden ilişkinin açılması bu iki konuda gelişme var mı?'' sorusuna Erdoğan,

''Sayın Talabani'yle ilgili olarak ben bugüne kadar birçok kez farklı yerlerde benim görüşmem oldu. ABD'de, Riyad'da... Sayın Cumhurbaşkanımızın da kendi takdirleri içindedir, bu konuya soğuk bakmadığını biliyorum. Ama tabii ne zaman, nasıl yapar o kendi takdirleridir. Onu ben belirleyemem, böyle bir yetkim yok'' yanıtını verdi.

Erdoğan, ''Barzani meselesine gelince, orayla da görüşmelerin şu veya bu şekilde olması gerekir. Olmaması lehte bir şey değildir. Ama tabii bu bizim düzeyimizde olur, ona katılmam mümkün değil şu anda. Ama bir görüşmenin olmasında fayda var'' diye konuştu.
    
GEREKEN NE İSE O YAPILMALI
    
Bir başka soru üzerine Erdoğan, ''Şimdi illa bazı şeylerin olması gerekmez. Bazı şeylerin olmasını da sizin atacağınız bazı adımlar getirir. Sizin şu anda merkezi yönetimle ilişkileriniz gayet başarılı bir şekilde devam ediyor. Ama kuzey ile ilgili de uygun zeminde bazı adımlar atıyoruz, onlar da yürüyor. Bunlar var. Yani birbirimize karşı tamamen duyarsız değiliz'' dedi.

PKK'NIN VARLIĞI ZAYIFLATILDI MI?

''PKK'nın Kuzey Irak'taki varlığı gerçekten son operasyonlarla zayıflatıldı mı?'' sorusu üzerine Erdoğan, ''Şu andaki süreç devam ediyor. Bu sürecin çok boyutları var. Fiziki, psikolojik boyutu var, maliyet boyutu var. Onları tabii değerlendirmek gerekiyor. Ne gerekiyorsa bunların hepsi şüphesiz ki ele alınacaktır. Burada kalkıp da 'keşke şu da yapılsaydı' denmemeli. Gereken ne ise o yapılmalı'' görüşlerini dile getirdi.

''Baharda terörlü günler geri gelebilir endişesi var. Bunun artık sonlandırılması için bir planınız var mı?'' sorusunu yanıtlarken Erdoğan,

''Terörün böyle bir zamanlaması olmaz. Şurada başlar, şurada biter diye bir şey yok. Terör farklı olay, zamanı, zemini belli olmaz. Bu adi suç değil. Adi suçta zinciri yakalarsın, işi başlar bitirirsin. Bunun uluslararası boyutu var. Terörün dağ boyutu, siyasi boyutu var. Bunun yanında Türkiye'nin dışında Orta Doğu bunun yanında Avrupa boyutu var. Tüm bunlarla beraber değerlendirdiğiniz zaman umulmadık bir şekilde ortaya çıkabiliyor. Ama bu öyledir diye biz tedbirleri gevşetemeyiz'' dedi.
    
ERGENEKON OLAYI
     
''Ergenekonlarla da birlikte yaşamaya alışacağımız mı?'' sorusu üzerine Erdoğan, ''O görüyorsunuz. Şu ana kadar gelen iktidarların dışında attığımız adımı atan bir başka iktidar yok. Sonuna kadar gideceğiz'' dedi.
    
Ergenekon olayının, son olayla başlamadığına dikkati çeken Erdoğan, ''Öncesi var. Ümraniye ile olay başladı ve devam ediyor, bitmiş değil. Daha bunun gerisi var'' diye konuştu.