BIST 8.997
DOLAR 32,33
EURO 35,07
ALTIN 2.298,25
HABER /  SEÇİM

Dengir Fırat'tan olay AK Parti kehaneti!

2015 genel seçimlerinde HDP'den aday adayı olan Dengir Mir Mehmet Fırat, kurucusu olduğu AK Parti'ye ilişkin olay yaratacak iddialarda bulundu.

Abone ol

AK Parti'nin kurucularından olan ve 2015 genel seçimlerinde HDP'den aday adayı olan Dengir Mir Mehmet Fırat gündeme ilişkin olay yaratacak açıklamalar yaptı.

Çözüm sürecinin sonunda Abdullah Öcalan'ın serbest kalacağına işaret eden Dengir Mir Mehmet Fırat, "10 maddeye bakın, her şeyi kapsıyor" dedi.

"Hakan Fidan’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a rağmen siyasete girmeyi tercih etmesini nasıl yorumluyorsunuz?" sorusuna "Ben bunun danışıklı dövüş olduğu kanısındayım" iddiasında bulunan Dengir Fırat, AK Parti hakkında olay yataracak bir kehanette bulundu:

"Burada önemli olan başkanlık sisteminin kabul edilip edilemeyeceği meselesidir. Çatışma buradan çıkacaktır. Tabii Sayın Davutoğlu’nun da bu seçimdeki durumu bana göre trajikomik bir durumdur. Başkanlık sistemi kendisinin yok olması demektir. Düşünün ki çıkıp meydanlarda ‘Ben başkanlık sistemini istiyorum’ demek zorunda."

Hürriyet gazetesinden Cansu Çamlıbel'e konuşan Dengir Mir Mehmet Fırat'ın açıklamalarının ilgili kısmı şöyle:

SİLAHLARA VEDA ÇOK İLERİ BİR ADIM

- Hükümet ile HDP’nin cumartesi günü ortak bir açıklamayla kamuoyuna duyurdukları Öcalan’ın PKK’ya ‘Kongreyi toplayıp silah bırakma’ çağrısını nasıl karşıladınız?

PKK’ya yapılan ‘silah bırak’ çağrısı aslında beklenenin ötesinde. Ben 1999’daki gibi PKK’nın Türkiye hudutları dışına çıkmasına yönelik bir çağrı olacağını düşünüyordum. Bu silahlara veda, bu çok ileri bir aşamadır. Çok müspet bir adım. Ancak umarım o 10 maddenin altı doldurulur.

- Kürt siyasi hareketi ‘Öcalan’a özgürlük’ talebini hiçbir zaman gündemden indirmediyse de Dolmabahçe’ye giden süreçte işin bu boyutunu seslendirmemeye gayret etti. Ancak perde arkasında artık ev hapsinin sadece zamanlamasının konuşulduğunu biliyoruz. Bu mesele açıklanan mutabakatın neresinde?

10 maddeye bakın, her şeyi kapsıyor.

- Mutabakat metni evrensel bir dille kaleme alınmış, spesifik konulara girilmemiş. Mesela Öcalan’a ev hapsi mutabakatın kaçıncı maddesinde gizli?

Evet, hiçbir şey açıkça ifade edilmemiş. Hepsi muğlak. Kesin çizgilerle ne olacağı söylenmiyor. Hemen hemen toplumun tüm siyasi hayatını kapsayan bir genişlikte. O maddelerin altının doldurulması gerekiyor derken onu kastediyorum. Ancak o zaman eski tabirle mücessem hale gelecek, ete kemiğe bürünecek.

ÖCALAN'IN ÇIKMAMASI İÇİN BİR SEBEP YOK

- Size göre Öcalan’ın seçimden önce şu anda bulunduğu cezaevinden çıkarılıp İmralı’da başka bir mekâna ev hapsine çıkarılması mümkün mü?

Alınmaması için bir sebep yok ki. Zaten hapishane de özel. Hükümlülerin istifade ettiği haklardan istifade etmesi lazım. Ama tabii bunların çoğu zamana bağlı. Toplumun bu konularda mantıklı düşünebilmesine bağlı. O olduğu takdirde serbest de bırakılabilir.

- Bu süreç Öcalan’ın serbest bırakılmasına doğru gidiyor diye düşünenler size göre de yanılmıyor o halde.

E gidiyor yani barış deniyorsa bu şekilde olur. Güney Afrika’da böyle olmadı mı? Mandela benzer bir süreçte serbest kalmadı mı?

ASIL GÜRÜLTÜ SEÇİMDEN SONRA

Yüce Divan oylamasıyla birlikte artık AK Parti içindeki farklı sesler daha belirgin hale geldi. Milletvekili adaylık listeleriyle ilgili de Cumhurbaşkanlığı Sarayı ve Başbakanlık arasındaki derin görüş ayrılıkları olduğunu biliyoruz. AK Parti yakın zamana kadar ne olursa olsun yekpare görüntü verdi. Artık içeriden farklı sesler çıkmaya başlayacak mı sizce?

AK Parti’nin temel paradigması değişti. 2001’de kurucuların kabul ettiği parti programına ben bugün de imzamı atarım. Ben yine aynı yerde duruyorum ama AK Parti aynı yerde değil, bugün bambaşka bir noktada. Bunu içselleştirebilmek çok da mümkün değil. Samimi olan AK Partililerin bunu sorguladıkları kanısındayım. Ancak öylesine bir rant ekonomisi hayata geçirilmiş, bu rant dağıtımı halka halka genişleyerek öylesine yaygınlaşmış ki birçok kişi bu saadet zincirinin kırılmasından korkuyor. AK Partililerin yeniden milletvekili olup olmayacağı da Sayın Cumhurbaşkanı’nın iki dudağı arasında. Milletvekilliğinden ya da bakanlıktan kalkmak pek kabul edilir bir şey değil herhalde. Asıl gürültüyü herhalde seçim sonrasında duyacağız. Adaylar belirlenince de bazı sesler duymaya başlarız diye tahmin ediyorum.

HAKAN FİDAN OLAYI DANIŞIKLI DÖVÜŞ

- Hakan Fidan’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a rağmen siyasete girmeyi tercih etmesini nasıl yorumluyorsunuz?

Ben bunun danışıklı dövüş olduğu kanısındayım. Birileri iyi polis, birileri kötü polisi oynuyor. Ama seçim sonrasında hükümet içi ve parti içi bazı güç çatışmaları meydana gelebileceğine dair benim de şüphelerim var. Bir kişi kendisine verilmiş olan yetki alanının devamlı ihlal edilmesini kabul edemez. Bunu siyasi hayatımızda gördük. Sayın Özal’da gördük, Sayın Demirel’de gördük. Ağabey-kardeş ilişkisi veya lider-partili ilişkilerinin belli bir noktaya kadar bu müdahaleleri kabullendiği biliyoruz. Belli bir noktadan sonra da çatışma ve ayrılış dönemine girildiğini hep gördük. Dolayısıyla bunu beklemek çok abes olmaz.

BAŞKANLIK SİSTEMİ AK PARTİ'Yİ KARIŞTIRACAK

- AK Parti’yi içeriden tanıyan bir siyasetçi olarak çatışma ya da ayrılıkların fitilini ateşleyecek şeyin ne olduğunu düşünüyorsunuz?

Burada önemli olan başkanlık sisteminin kabul edilip edilemeyeceği meselesidir. Çatışma buradan çıkacaktır. Tabii Sayın Davutoğlu’nun da bu seçimdeki durumu bana göre trajikomik bir durumdur. Başkanlık sistemi kendisinin yok olması demektir. Düşünün ki çıkıp meydanlarda ‘Ben başkanlık sistemini istiyorum’ demek zorunda. Düşünün ki bir başbakan kendi görevinin sona erdirilmesi için meydanlarda anayasal yetki isteyecek halktan. Böyle trajikomik bir olay zannetmiyorum ki dünya siyasi tarihinde ikince kez rastlanmıştır.