BIST 10.267
DOLAR 32,25
EURO 34,78
ALTIN 2.408,76
HABER /  GÜNCEL

Demirelden darbe dersi

Üniversitelilerle bir araya gelen Demirel bu kez darbe söylentilerine ilişkin bir gönderme yaptı.

Abone ol

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, ''Türkiye'de kimse darbe kelimesini telaffuz etmemelidir. Darbeyi kimse ağzına almasın'' dedi.

Uludağ Üniversitesinde öğrencilerle söyleşide bir araya gelen Demirel, Türk milletinin hür iradesiyle kendi içinden yönetenlerini seçtiğini ve bu seçtiklerine vekaletini verdiğini belirtti.

Türk milletinin ülkeyi yöneteceklere verdiği vekaletin sonunun belli olduğunu ifade eden Demirel, halk bunaldığı zaman bu emanetin teslim edilmesi gerektiğini söyledi.

Demirel, emanet tesliminin mecburi olarak 5 sene içinde yapılması gibi bir şartın bulunmadığını dile getirerek, şöyle konuştu:

''Halk, bütün bunalımların çaresini kendisinde arayacak. Halkın, (sandık önüme gelsin, ben ülkemi yönetecekleri bulup çıkaracağım) demesi gerekiyor. Bu konuda halk tereddüde düşüyorsa, eğer bu sistem ülkeyi iyi yönetecekleri bulup çıkaramıyorsa ya da zamanında çıkaramıyorsa, bu sistem biter. İşte o zaman arayışa girmemiz lazım. Cumhurbaşkanlığı benim halkıma ait. Benim halkım seçecektir, seçtiğine de sahip çıkacaktır. Onun dışında da bir şey düşünmeyecektir. Darbe lafları filan etmeyelim, kimse etmesin. Darbeyi kimse ağzına almasın. Alternatif de aranmasın. İşte sandık. Getirin sandığı, herkes gelip oyunu kullansın.''

Türkiye Cumhuriyeti'nin bir anayasal devlet olduğunu belirten Demirel, bu anayasa etrafında kendisini vatandaşlık bağıyla bağlı sayan herkesin Türk olduğunu kaydetti.

Demirel, Türkiye Cumhuriyeti'ni devlet yapan temel iki unsur bulunduğuna işaret ederek, bunlardan birinin devletin tekliği diğerinin ise devletin laikliği olduğunu bildirdi.

''TÜRKİYE'DE İNANÇ SAHİPLERİ İNANÇLARINDA HÜRDÜR''

Türkiye'nin yüzde 99.5'inin Müslüman olduğunu belirten Demirel, şöyle devam etti:

''Müslümanlık, birçok mezhepler, inançlar ve tarikatların bir manzumesidir. Müslümanlıkta da kişi kıbleye dönmüşse ve kelime-i şahadet getiriyorsa, kimse bu kişiyi kafirlikle itham edemez. Cumhuriyetin kurduğu anlayışa göre, Türkiye'deki inanç sahipleri inançlarında hürdür. Devlet onlara eşit mesafededir ve din, devletin koruması altındadır. Din devlete, devlet dine karışmayacaktır. Türkiye, cumhuriyet ile beraber pozitif hukuka bağlı hale
getirilmiştir. Çünkü çağdaş dünyanın dayandığı pozitif hukuktur. Türkiye'deki pozitif hukuka dayanma hadisesi aslında Türkiye'yi Müslümanlıktan uzaklaştırmış değildir. İsteyen oruç tutar namaz kılar istemeyen kılmaz. Ama namaz kılmayana neden kılmıyorsun deme hakkı kimsede yoktur. Çünkü o Allah ile kul arasındaki meseledir. Kul nasıl istiyorsa hür iradesiyle neyi
yapmak istiyorsa onu yapacaktır. O zaman Türkiye'de laikliği tartışmak
hangi ihtiyaçtan doğdu. Acaba Türkiye daha ne istiyor, ben bunu soruyorum.''

Demirel, dünyada halkı Müslüman olan 55 ülke içinde demokrasi, cumhuriyet, laiklik, İslam ve çağdaşlığı bağdaştıran tek ülkenin Türkiye olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

''KADINI 4 DUVAR ARASINDAN ÇIKARAN CUMHURİYETTİR''
''Bu dördünün yanına çağdaşlığı koyuyorum. Çağdaşlık, çağdaş insanlar gibi giyinmek, çağdaş insanların yaşadığı gibi bir hayat sürmek... Bu çağdaşlık olayı içindeki en önemli olay kadındır, kadın haklarıdır. Türkiye Cumhuriyeti'nin yaptığı en büyük olay, kadının toplum içine girebilmesidir. Kadının toplumun içine girebilmesinden kadın ne zarar görmüştür. Kadını 4 duvar arasında çıkaran cumhuriyet rejiminin kendisidir. Bunlara itiraz edilemez. Bunlara itiraz varsa o zaman bu kadının 4 duvar arasında kalmasına değil, itiraz asıl cumhuriyetin ta kendisinedir.''