BIST 10.046
DOLAR 32,34
EURO 34,71
ALTIN 2.408,54
HABER /  GÜNCEL

Çocuklarım benimle Kürtçe konuşmuyor

Baydemir, "İki çocuğum da kreşe başladıktan sonra benimle tek kelime Kürtçe konuşmuyorlar" diyerek sitemini dile getirdi

Abone ol

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, kentte yerel yayın yapan Gün TV'nin canlı yayınına katılarak, başkanı olduğu Güneydoğu Anadolu Belediyeler Birliği'nin hazırladığı ve TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na sunduğu anayasa taslağını anlattı. Bütün etnik ve kültürel kimliklerin sistemin bir parçası olarak kendini devletin sahibi olarak görebilmesi için birey, fert ve kesim olarak anayasada yer almaları gerektiğini belirten Baydemir, şöyle dedi:

"Kürt sorunu', 'Demokrasi sorunu' dediğimiz sorunların özü; Anayasa sorunudur. Anayasa değiştirilmeden, aydınlık bir gelecek inşa edilemez. Türkiye'nin doğu yakasında bulunan aktörler olarak ne kadar hizmet etme arzusu ile donanmış olursak olalım, ne kadar ekonomik şartlarımız olursa olsun bu kardeş kavgası ve çatışma ortamının kendisi nihayete ermediği müddetçe teknik hizmetler çok başarılamayacaktır. Bir yerden yarayı sarıyorsunuz, ertesi gün başka büyük bir yara ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Kürt sorununu çözmek istiyorsak hem de ekonomik ve sosyal kalkınmayı başarmak istiyorsak yeni bir toplumsal sözleşme önümüzde hedef olarak konulmalıdır."

'3 günde çıkar'

TBMM'nin isterse 3 günde yasa çıkarabileceğini MİT Yasası ile gösterdiğini söyleyen Baydemir, "MİT Yasası 3 günde Meclis'e indirildi ve Sayın Cumhurbaşkanı da jet hızıyla onayladı. Sayın milletvekilimiz 1 yılı aştı halen cezaevinde. Bunlara dikkat çekmek istiyorum. İstenirse 3 günde yasa çıkarılıyor. Dolayısıyla 'Olmaz' diye bir şey yoktur. Çözümü istemek ya da istememek durumu vardır" dedi.

Kürt sorununun çözümünde kriz noktalarından birinin yürütme ve kamu idaresi olduğunu da belirten Baydemir, "Kürtler'in statüsü ne olacaktır?" diye sordu. Yerel yönetimlere özerklikler verilebileceğini söyleyen Baydemir Katalonya ve Bask örneklerini verdi.

'Kürdistan parlamentosu'

Baydemir, Türkiye'nin halen 7 coğrafi bölgeye ayrıldığını, kendilerine göre yeni modelde yine 6 veya 7 bölgeye Türkiye'nin ayrılabileceğini ve her bölge meclisi kendi mekanizmasını sürdürebileceğini söyledi. Baydemir, şöyle devam etti:

"Örneğin 'Ege Özerk Bölgesi', Marmara veya 'Kürdistan Özerk Bölgesi' gibi meclisleri hangi şehirde çalışmalarını yapmak istiyorsa, hangi şehri başşehir yapacaksa o kenti belirleme hakkına sahip olmalıdır. Bölgede kullanılan dillerde de o meclisi kullanma hakkına sahip olacaktır. Türkçe, ülkenin resmi dili olmaya devam edecektir. Örneğin Kürdistan Eyalet Parlamentosu Türkçe dışında bölgede çok kullanılan Kürtçe, Arapça, Süryanice'yi de resmi dil olarak belirlemelidir."

'Türkçe konuşuyorlar'

Osman Baydemir, 40 yaşında olduğunu, doğdukları günden bu yana çocukları Mir Zanyar ve Diyana ile tek kelime Türkçe konuşmadığını, sürekli Kürtçe konuştuğunu anlattı. Baydemir, şöyle devam etti:

"Ancak, iki çocuğum da kreşe başladıktan sonra benimle tek kelime Kürtçe konuşmuyorlar. Ben Kürtçe soruyorum onlar Türkçe yanıt veriyor. Onlar Türkçe soruyor, ben Kürtçe yanıtlıyorum. Açık ve net söylüyorum; bu zulümdür. Yarın okula başlayıp, 'Türk'üm, doğruyum, çalışkanım' diyecekler. 20 yılımı bu davaya vereceğim, çocuğuma kendi dilimi veremiyorum bu zulümdür. Polis ve savcıların bunu bilip empati kurması lazımdır. Biz Türk değiliz, biz Kürtüz kendi dilimiz ve kimliğimiz ile bu ülkenin parçası olarak yaşamak istiyoruz."