BIST 10.046
DOLAR 32,30
EURO 34,67
ALTIN 2.413,59
HABER /  GÜNCEL

Çiçek'e göre YAŞ'ta ortaya çıkan gerçek

Hükümet ordu arasında krize neden olan YAŞ kararlarıyla ilgili hükümetin kritik ismi Çiçek önemli açıklamalar yaptı.

Abone ol

Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek YAŞ kriziyle ilgili çok net konuştu. Çiçek, “Şûra toplantıları iki ayrı takımın maçı veya derbi değil. Sayın Başbakan, YAŞ’daki imzasının sembolik olmadığını göstermiştir” dedi.
Hürriyet gazetesinden Metehan Demir'e konuşan Çiçek, hükümeti, “Komuta sistemine, teamüllere müdahale ediyor ve TSK’yı yeniden dizayn ediyor” diye eleştirenlere de tepki göstererek şöyle konuştu:

Dışarıdan olmadık, umulmadık isimler gündeme getirilmiyor ki. Yine değerli komutanlarımız gelecek. Diğer ülkelerde olan burada oluyor. Bu yaşananları hükümete karşı kullanmak, manipule etmek isteyenlere şunu söylemek lazım: Başbakanımız takdir hakkını kullanmıştır. Türkiye’de artık herkes herkesin yasalarla tanınmış hukukuna, yetkisine ve varlığına sabır ve saygı gösterecektir.

ŞURA TOPLANTISI DERBİ DEĞİL

Şûra toplantıları iki ayrı takımın maçı veya derbi değil. Ama maalesef meseleyi böyle sunarak, izlenim yaratarak fayda umanlar var. İlgili kanunlar ve TSK Personel Kanunu’nda, Askeri Şûra’nın nasıl yapılacağı ve kimlerin ne yetkide olduğu çok nettir. Geçmişte de zaten benzer icraatlar ve tasarruflar YAŞ’larda yaşandı. İşimize gelen yeri hukuki görüp, gelmeyen yeri hukuki değildir deyip işin içinden çıkamayız. Bu olayı hükümetin, ‘TSK’yı gizli tasfiye planı veya Orgeneral Hasan Iğsız’ı devreden çıkararak komuta kontrolü’ ele geçirme planı gibi noktalara çekmek insafsızlıktır. İşleyen yargı sistemi 102 kişi ile ilgili ve başka konularda da kararlar aldı. Sayın Başbakanımızın bazı konularda da haklı hassasiyetleri olabilir. Bu konuda her şey yasal, hak, anayasa ve kanunlar çerçevesinde gelişiyor.

IĞSIZ'IN DURUMU

İmza sahibinin takdir hakkı vardır. Kanunlar Başbakanımızı açıkça yetkilendirmiştir. Sayın Başbakan da, Askeri Şûra’daki imzasının sembolik olmadığını göstermiştir. Herkes her fırsatta ‘Her işten hükümet sorumludur’ diyor. Şûra’dan neden sorumlu olmayalım? Başbakan yasalarla tanımlanmış iradesini ortaya koymuştur. Bu işler Fransa’da, İspanya’da, Amerika’da böyle oluyor da, neden bizde olunca sorun çıkıyor. Anlamak mümkün değil. Başbakanımızın Hasan Iğsız ile ilgili takdir yetkisini kullanmasını gayet normal görüyorum. TSK’da başka değerli isimler de vardır.

KABİLE DEVLETİ DEĞİLİZ

Bunu ülkenin en büyük sorunu haline getirmenin bir anlamı yok. Bunu bir uzlaşma gibi pompalama da yanlış. Bu sivil otoritenin takdiri ve iradesi sonucu şekillenecek bir süreçtir. Türkiye Cumhuriyeti, Anayasası olan bir devlettir. Kabile devleti değildir. Yerleşik kuralları vardır. Her ülkede olduğu gibi Türkiye’de de sorunlar zaman zaman yaşanabilir. Ama önemli olan diğer büyük ülkeler gibi tahammül sabır gösterebilmektir. Bazen bir saat bir gün sabır göstermek ülkenin yıllarca sürecek krizlerinin önüne geçer.

PAŞA PAŞA İMZALAMA OLMAZ

Sayın Başbakanın kiminle çalışıp çalışmak istemeyeceği takdiri de zaten tamamen kendine aittir. 30 yıllık siyasi hayatımda sürekli gördüğüm, ‘iktidar-TSK, iktidar-yargı’ kavgasından medet umanlar bu son konuyu da farklı yerlere çekmeye çalıştılar. Orgeneral Iğsız ile veya bir başka komutanla ilgili Şura’da bir karar alınacak, hükümet de bunu ‘paşa paşa’ imzalayacak. Bu olmaz.