BIST 10.209
DOLAR 32,36
EURO 34,78
ALTIN 2.401,09
HABER /  POLİTİKA  /  CHP

CHP lideri bomba ses kasetleri yayınladı

CHP lideri Kılıçdaroğlu Grup Toplantısında bomba ses kasetlerini dinletti. İşadamlarının konuşmalarını yayınlayan Kılıçdaroğlu bakın neler dedi?

Abone ol

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu bugün parti grubunda bombalar patlattı. Gözlerin çevrildiği ve dünden hazırlık yapılan toplantıda Yolsuzluklarla ilgili olan ses kayıtlarını dinletmek için TBMM grup toplantı salonunda ses düzeneği kurulmuştu.

CHP Genel Başkanı geçen hafta yaptığı grup toplantısında yolsuzluk iddialarına yer vermiş ve
“Önümüzdeki grup toplantısında bu konuşmaların ses kayıtlarını sizlere dinleteceğim. Bu sefer yetiştiremedik, dinleteceğim sizlere” demişti.

CHP bunun için hazırlıklar yaptı. Partinin gruptaki salonuna özel olarak ses düzeneği kuruldu. Kılıçdaroğlu'nun toplantıda bu kasetleri yayınlayarak, partililere dinletti. 
screen-shot-1435-04-12-at-3.53.47-pm.20140211160329.png

SES KASETLERİNİ BÖYLE DİNLETTİ

"İzin verirseniz sizlere geçen hafta sözünü ettiğim, bir yerlerde yayınlanan ama kamuoyunun bilmediği o kasetleri dinleteyim..." diyerek söze başlayan Kılıçdaroğlu, kendisini protesto eden bir partili için "parti kültürünü dinlemeyen, genel başkanının sözünü keseni derhal dışarı çıkarın" diye bağırdı. Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:

"Bu partide gençlere ve kadınlara yer açacağım, kim ne derse desin daha fazla genç ve kadın siyasete girecek. Ben olmazsam CHP olmaz zihniyetini ortadan kaldıracağım."

Kılıçdaroğlu grup toplantısındaki gerilimin ardından kasetlere geri döndü ve "Biz devletin resmi kayıtlarına girmiş olan resmi dinleme kayıtlarını dinleteceğim. Büyük bir sessizlik içinde dinleyelim arkadaşlar" dedi.

GRUP TOPLANTISINDA DİNLETTİĞİ SES KASETLERİ

KASETLERİ DİNLEDİK

Bunlar tümüyle mahkemenin verdiği kararlar üzerine yapılan yasal dinlemeler, Urla'daki villaların nasıl yapıldığı, iş adamının kaymakamı nasıl görevlendirdiğini, SİT alanına yapılan inşaatı yıkmak isteyen valinin nasıl sürüldüğünü gördünüz. Bir medya kuruluşunu başka bir şirkete devretmek için 630 milyon doları nasıl havuzla toplatıldığını gördünüz. Bütün bunların hepsi var. İhalenin nasıl verildiğini atık hepimiz biliyoruz. İhale kanunu yok artık türkiye'de bir Erdoğan var bir de Milyon ali var. Şu kadar vereceksiniz deniyor, onlar da özel görüşmelerinde şikayet edip paraları da veriyorlar. 87 katrilyon veriyorlar ihalelerde 63o milyon da sorun değil tabi. Böyle bir Türkiye'de yaşıyoruz.

Ayakkabı kutusu dedik, kasalar dedik, kasaların içinde milyonlar dedik  tık yok. Paralel devlet bize darbe yaptı diyorlar. Hırsız var diye bağırmayın sakın, karşıdan biri koşarak gelebilir.

İKİ BABANIN FOTOĞRAFI ARASINDAKİ 5 FARK

Bu fotoğrafı hepiniz gördünüz:

Mahkeme kararı ile aranan bir kişi, başbakan'ın oğlu, başbakan'ın makam aracı ile gidiyor. Benim oğlum rüşvet alabilir, hırsızlık yapabilir ama kimse benim oğluma dokunamaz, sizin mahkeme dediğiniz normal yurttaş içindir, savcı normal vatandaş içindir... 17 lira çaldı diye 17 aya mahkum olan çocuk içindir mahkeme, savcı diyor. Ben devletim diyor. Vatandaşa ayrı sana ayrı mahkeme uygulanıyor. 

Diğer yanda bir baba... Sırtında ölü oğlu... Ben AKP'ye oy veren bütün yurttaşlarıma sesleniyorum. Bu görüntüye yüreğiniz el veriyorsa tamam. Ama diyemiyorsanız artık yeter deyin. Temiz siyaset için adresi biliyorsunuz, yeri biliyorsunuz, kul hakkını yemeyenlerin adresi olan CHP'ye gelin.

Bu tablo karşısında ne söyleyebilirim. Birisi söylüyor zaten, millet duysa yer yerinden oynar diyor. Hangisini televizyonlar yayınladı? 13 yaşında Muharremin ablası. Ölen Muharremin Van da oturan ablası. Diyor ki, devlet zorluklar için var, bizim değil hiç birinin başına gelmesin bu. 13 yaşındaki kızın sesini Recep Tayyip duyacak mı? Nasıl bir vicdanın var.

TÜRGEV'E O PARAYI NEDEN VERDİLER?

Oğluna bir vakıf kurdurmuş. Havuza verilen paralar dışında, ihale alanlar rüşveti, TÜRGEV'e veriyor. Bankanın adını, hesap numarasını, rakam kuruşu kuruşuna verdim. 99 milyon dolar. Türk parası ile 221 trilyon lira. Bu para geliyor onun vakfına yatıyor. Defalarca sordum bu neyin parası diye. Yurtdışından kim gönderdi diye? Tık yok. Hep paralel devlet. Bu parayı paralel devlet mi yatırdı. O zaman götür ÇYDD'ne ver. onlar da fakir öğrencilere burs versin.

RÜŞVET DİYORUM PARALEL DEVLET DİYOR

Rüşvet, yolsuzluk, diyorujm sesi çıkmıyor. Her bakana kaç lira rüşvet verildiğini söylüyoruz, paralel devlet diyor. AKP'ye oy veren yurttaşlarımıza sesleniyorum. Hiç bir şey düşünemiyorsanız allah aşkına ayakabı kutusunu düşünün. Hiç sormayacak mısınız bu rüşvetler neden bu bakanlara gidiyor diye.

Geçenlerde İspanya'dan bir haber geldi. Bir ilk. İspanya kral ailesinden birisi mahkemeye davet ediliyor. Gidip ifade veriyor. Mahkemeye bu kadar saygılı. biz? Mahkemeye saygı yok. Size başka bir örnek vereyim.

OTOBÜSLERİ HOLLANDADAN ALIP GARAJDA ÇÜRÜTÜYOR

İstanbul'a tanesi 1 milyon 200 bin avro'ya otobüs alındı? Nereden Hollanda'dan ne zaman 2009 yılında. Adrese teslim ihale yaptılar. Sadece Hollandalı bir firma üretiyordu. Ama hollandanın bir özelliği var. Dağı yok, dümdüz bir ülke. Türkiye Avrupa'nın en büyük otobüs üretim merkezi. 42 ülkeye otobüs ihraç ediyoruz. Biz kendimizden almadık hollanda'dan aldık. İStanbul 7 tepeli. Bu otobüsler yokuş çıkmıyor. Dava açıldı, suç duyurusunda bulunuldu. Topbaş'a gel mahkemeye dendi. 2009, 2014. Topbaş hala mahkemeye gidip ifade vermedi. Düne kadar hizmet ediyorum diyordun. İstanbul'a hizmet ediyorsan önce hukuka saygılı ol adam gibi git ifadeni ver. Avukatı müvekkilimin işleri yoğun gelemiyor mahkemeye diye. Tweet atmış falan yerde horon tepiyor. Horon tepenin başı dik olur, yere bakmazlar.

65 milyon ödendi bir bilim adamı da rapor veriyor bunlar Türkiye şartlarına uygun değil diye. Haluk Gerçek. Ona rağmen aldılar.

BU MİLLETİN ANASINI BELLEYECEĞİZ

Bu konuşmalarda birisi daha var. İNTES yönetim kurulu başkanı. O seçimle geldi diyor. Oysa onu yönetim kurulu getirdi. Türkiye'nin ciddi kurumlarından birinin başındaki kişinin temiz olması lazım. Biz müteahhitlerimize güveniyoruz. Türkiye'de de dünyada da önemli projelere imza attılar. Ama yönetim kurulu başkanı gizli pazarlıklara giriyorsa oradan ayrılmak zorundadır. Bu milletin anasını belleyeceğiz diyor... Sen o kurumun başında nasıl oturursun böyle konuşup.

Başbakan 17 Aralık'ta kim kimlerle iş tutmuş dikkat edin diyor. Tapeleri dinledik. Kimin kiminle iş tuttuğunu öğrendik. 17 Aralık 2013, Sabah 7:39. Polisler gitmiş Barış Güler'in evinde arama yapıyor. Barış Güler babası içişleri bakanı ile konuşuyor. Babası kaç lira para var diyor. Oğlu diyor ki 1 trilyon. Para sayma makineleri oraya boşuna konmadı. ne kadar da mütevazi.

VATANDAŞIN CEBİNE DARBE YAPILDI

Ben AKP'ye oy veren yurttaşlarıma sesleniyorum. Bunlar yasa dışı değil, mahkeme kararı ile alınan dinlemeler. Kimse kimseye darbe yapmıyor. Eğer darbe yapıldıysa senin cebine darbe yapıldı. Milleti soyacaksın, sonra istifa edeceksin, sonra kalkıp milletin yüzüne bakacaksın. Herşey ortada. İğneden ipliğe herşey ortada. Bize darbe yapıldı diyor hala.

Sadece bu mu? Türkiye'nin yeni bir ünlüsü var. Alo Fatih... Yalçın Akdoğan var biliyorsunuz danışman. Bakın ne diyor?  4/6/2013 Telefon açıyor Alo Fatih'e. "Biz meclis TV'yi kapattırıyoruz siz yayınlıyorsunuz" diyor. Biz yasak getirdik siz canlı veriyorsunuz diyor. TBMM'deki görüşmeye nasıl yasak getiriyorsun. Hani özgürlük vardı.

Erdoğan Fas'tan Habertürk izliyor. nedir o konuşmalar diyor. Alo Fatih daha konuşma bitmeden emredersiniz diyor. Arıyor arkadaşlarını fırçalıyor, TRT ne verdiyse o kadar veriyoruz diyorlar. Bu tablo yasakçı bir Türkiye tablosu. Medyaya önce gözdağı verdiler. Önce çıkıp sizin boynunuzdaki tasmaları ben çıkardım dedi. Hangi ülkede böyle bir laf eder başbakan? Sonra ne oldu, yola gelmeyene ağır para cezası verdirdi. Sonra ne oldu beğenmediği gazetecileri işten attırdılar. Gazetelerin patronlarını değiştirdiler. Sonra TMSF'yi devreye koydular. Devlet parası ile gazete yayınlıyorlar. Akşam ve Güneş'e TMSF para veriyor. Sonra talimatla yazar aldırdılar. Öyle bir hale geldi ki Halk Bankasını arayıp 2 milyon gönder maaş ödeyeceğim diyorlardı. En son burada izledik, bu milletin anasını belleyeceğiz diyorlar.

Şimdi buradan bütün yurttaşlara sesleniyorum. Açıkça size hakaret var, sövgü var. Bunu içinize sindirebiliyorsanız gidin oyunuzu verin. Hayır benim annem çok değerlidir, kimse laf edemz diyorsanız o zaman yeriniz belli. Sizin ananıza küfredene ders vereceksiniz.

Vali kalkıp vatandaşa hakaret ediyor Adana'da valiye kimse bir şey yapmıyor, vatandaşa dava açılıyor. Adanalılar o ağır hakarete layık olmadığınızı göstermek zorundasınız.

ESKİ HASTALIKLARDAN KURTULACAK BU CHP

Değerli arkadaşlarım gelelim son çalışmalarıımıza. Cumhuriyet tarihinde ilk kez seçim yapılmıyor. Biz demokratik yönetmelerle aday belirledik. 108 bin partili 86 çevrede eğilim yoklaması yaptık. 22 seçim çevresinde ön eleme yaptık. %33 siyaset kotası, % 10 gençlik kotası gördük. 46 belediye başkan adayımız kadın. Parti tarihimizde ilk kez. Siyasette kadınlar daha cesur, erkekler kusura bakmasın. % 100 seçim garantisi olan yerlerde erkekler birbirini yiyor, kadınlar seçilmesi en zor yerde ben aday olacağım diyor. Partinin yeni yüzlere, kadınlara ihtiyacı var. Bunların önü açılacak. Siyasete girecekler. O niye olmuyor ben niye olmuyorumu, ben olmazsam kimse kazanamazı içime sindiremiyorum. İstifa et bağımsız aday ol bakalım. Ben istifa edeceğim başka partiye gireceğim. CHP'li olan böyle yapmaz zaten. Belediye başkanı kimliği ile vatandaşa hizmet eden herkesi kucaklıyorum. Bir kısmı belediye başkanı adayı olarak gösteirlmedi ama onlara şükran borcumuz var. Değişimi yakalamak lazım. Hiç bir makam kalıcı değildir. Hepimiz hizmet eder sonra ayrılır yerimize başkası gelir. En çok kavga Pursaklar'dan mı çıkıyor, Sivas'ta mı Diyarbakır'da mı çıkıyor. CHP'nin oyunun yüksek olduğu yerlerde çıkıyor. Eski hastalıklardan bu parti kurtulacak.

Biz gücümüzü birleştirelim istiyoruz daha da ayrışıyoruz. Değerli arkadaşlar sonuça PM'de bir karar verilecek. Anketler yapıyoruz, tartışıyoruz. Gelinen nokta şu, görev yapıp yerlerine başka arkadaşlar gelen belediye başkanlarımız CHP bayrağını dalgalandırdı, herkese eşit davrandı ama biraz yeni yüzlere, gençlere, taze kana ihtiyacımız var.

Türkiye en zor günlerden geçiyor. Zarraf diye bir kişi var. 4 bakanı ele geçirmiş, devletin sırlarına vakıf olmuş olan kişi. Olayı soruşturan emniyet müdürüne burada ağza alınmayacak küfürleri kullanan bir bakan var. Hepimizin bir görevi var yolsuzlukları anlatacağız. Medyanın üzerinde baskı var. Yandaş medya yaratıldı. İtibarımız yerlerde. Bir ara 100'ü aşkın gazeteci hapisteydi. Komşularımızla sorunlar var. Ben şunu merak ediyorum. Diyelim Almanya'dayız. Merkel alıyor telefonu bir televizyon şirketine telefon ediyor, şu cümleyi kaldırın diyor. O merkel ile tüm medya ortak mücadele ederdi. Obama mesela alıp telefonu biz senatodaki yayını yasakladık dese görevde kalabilir mi obama? Bir gün bile kalamaz. Bu reziller nasıl kalıyor peki. Biz müslüman bir ülkeyiz. altını çizyorum, kul hakkı yemenin çok ağır bir günah olduğunu biliyoruz. Üstelik ahlakı dinimiz yüceltiyor. Peki nasıl oluyor da bu tablo, bu bakanlar hala koltuğunda oturuyor. Sadece şunu söyleyin, bıktık artık. Yeni bir söylem, yeni bir yüz, yeni bir siyaset. Gelin bunu yeniden inşaa edelim.