BIST 10.046
DOLAR 32,41
EURO 34,83
ALTIN 2.409,67
HABER /  MEDYA

Cemaat içinde 'Paralel Cemaat' mi var?

Hükümet 'paralel devlet var' diyerek cemaati işaret ediyor. Cemaat ise reddediyor. Şimdi gündemde bu var. 'Cemaat içinde paralel cemaat mi var?'

Abone ol

İNTERNET HABER - Hükümeti yıkmak istediği öne sürülen devletteki 'Paralel Devlet', Gülen Cemaati içindeki 'Paralel Cemaat'in' işi mi?

Şimdi de bu gündemde: Cemaat içinde Paralel Cemaat var!
İddiayı ilk dillendiren Fethullah Gülen ile Gül arasındaki mektuplaşmada aracılık eden Fehmi Koru oldu.

CEMAAT İÇİNDE PARALEL CEMAAT

Koru 'Bir kuşkumuz var" diyerek dün köşesinden aynen şunları yazdı;

-“Acaba bildiğimiz Câmia içerisinde başına buyruk başka bir Câmia mı var? Uzatıldığını işitir işitmez dostluk elini havada bırakmak için harekete geçenler o ‘paralel yapı’dan olmasın?”.

İlginçtir ki aynı gün hükümetin eski sözcüsü Hürriyet Gazetesi yazarı Akif Beki de "Paralel Cemaat' başlıklı bir iddiayla ortaya çıktı. Beki,  “Direktif ya da işaret aldıkları merkez Cemaat’in manevi otoritesi olmayan mensupların örgütlü faaliyetlerine de ‘Cemaat içinde cemaat’ tabiri yakışır o halde. Aynı olgunun biri devlete, diğeri Cemaat’e bakan iki ayrı yüzü bunlar. Birini tasfiye etmek hükümetin boynuna borçsa diğerini zapturapt altına almak da Cemaat’in vazifesi” diye yazdı.

PARALELİN PARALELİ OLUR MU?

Peki bu iddia doğru olabilir mi? Gülen'i dinlemeyen Cemaat içinde yapılanmış 'Paralel Cemaat' olabilir mi? Vatan Gazetesi yazarı Ruşen Çakır analizinde bu sorunun yanıtını şöyle veriyor;

"Hükümete yönelik bu sert darbenin, Cemaat içindeki “paralel” bir yapının, Gülen’den habersiz ama Cemaat’in imkanlarını kullanarak gerçekleştirilmiş olma ihtimaline hiçbir şekilde itibar etmiyorum.

Nasıl AKP hükümetinde stratejik adımların Başbakan Erdoğan’dan habersiz, hele ona rağmen atılması imkânsızsa cemaatin içinden herhangi birilerinin Gülen’den bağımsız, hatta özerk bir şekilde hükümete meydan okuması da söz konusu olamaz.

ÖYLE OLSA GÜLEN KAPININ ÖNÜNE KOYARDI

Eğer böyle bir ihtimal olsa, Gülen daha 7 Şubat 2012’deki MİT krizinin ardından çok açık ve net bir tutum alır, bunca yıl büyük bir özen, dikkat ve meşakkatle bugünlere getirmiş olduğu hareketini riske atan kişileri saptar, gerekirse hükümetten de yardım ister ve onları kapının önüne koyardı.