Çağrılmayan Yakup

Tokat’ın Reşadiye ilçesindeki saldırıda yaşamını yitiren 7 askerden Jandarma Er Yakup Mutlu'nun babası Kazım Mutlu, "Başka Yakuplar ölmesin" dedi.

Türkçeyi iyi bilmediği için derdini Kürtçe dile getiren ölü askerin babası, şöyle dedi:

“Bu savaşı durdursunlar, barış istiyoruz. Yarın öbür gün başkasının oğlu da ölse aynıdır, farketmez. Bu Yakup’tur, öbür Yakup da aynıdır. Bunu durdurmak istiyoruz. Ben istiyorum ki, kan dökülmesin. Barış ve özgürlük istiyoruz. Savaş istemiyoruz.”

Kazım Mutlu'nun oğlu Yakup'u toprağa verdiği günlerde; Ahmet Türk oğlu Ejder'i, İlker Başbuğ da oğlu Murat'ı askere gönderdi.  

İlker Başbuğ TSK'nın başı.
Ahmet Türk eski DTP'nin başı.
Başbuğ Türk, Türk ise Kürt.
Ama ikisi de, ikisinin oğlu da Anadolu toprağında doğdu.
İkisinin de oğlu aynı tarihte asker oldu.
İkisi de asker babası.
İkisi de oğlunun sağlığı konusunda endişe yaşıyordur, kuşkusuz.

Başbuğ, aylar boyu Türk ile aynı çatı altında bulunmamak için TBMM'ye bile gelmemişti. Yüzyüze gelmekten, yan yana durmaktan, elini sıkmaktan, iki çift laf etmekten uzak durmuştu.

Türk yıllardır, PKK'yı kınamaktan kaçınmıştı. 'Terör örgütü' sıfatını kullanmak yerine oğlunu, canını, kanını emanet ettiği ordunun başı ile küs kalmayı tercih etmişti.

Ama ikisi de oğlunu aynı tarihte, aynı orduya vatani görevini yapması için teslim etti.

İkisi de Yakup'u düşünmeli.
Artık adı 'unutulacaklar listesi'ne yazılan Yakup'u...
Artık kimsenin 'çağırmayacağı' Yakup'u düşünmeli.

Edip Cansever'in, 'Çağrılmayan Yakup' isimli şiirinden bir bölümü anımsatalım.  

Hiç çıkmamak halinde ve ölgün
Birileri çıkıyordu
Geceden kalma bir lamba yanıyordu, açık
Bir pencerenin sokağa doğru içinde
Bu uyum korkunçtur Yakup!
Yakubun olması korkunçluğudur bu
Dünyanın insana doğru içinde
Yakup, Yakup!
Burdayım, yani ben.. evet, geliyorum
Lambayı söndürmesinler, geliyorum
Siz bütün lambaları yakın, evet
Ben, yani Yusuf, Yusuf mu dedim? hayır, Yakup
Bazen karıştırıyorum.

Ama artık, Asker Babaları karıştırmamalı.
Yakup'un olmaması korkunçluğunu, düşünmeliler.
Lambayı  söndürmeyip, tüm lambaları yakmalılar...
Aydınlığı bu topraklara nasıl getireceklerini düşünmeliler.
Yakup'u unutmamalılar...

Ejder ya da Murat ya da Yakup... Ne fark eder? Hepsi bu toprakların evladı. Her birinin babasının sıfatı aynı:  'asker babası' 
Asker Babası İlker Başbuğ da, Asker Babası Ahmet Türk de şimdi, oğlunun sağlıklı ve mutlu yarınlarını düşlüyordur, eminim. Ve yarın, yeni bir yıla girerken; oğullarıyla konuşacaklar 'uzun ve huzurlu bir ömür' dileyeceklerdir...

Ama Yakup'un Babası oğlunu göremeyecek. Sesini işitemeyecek.  Uzun bir ömür dileyemeyecek. Muhtemeldir ki, mezarı başında ağlayıp, oğlunun toprağına gözyaşlarını dökecek.

Yeni yıl için benim dileğim:
Çağrıl-a-mayan Yakup'lar adına, tüm asker babaları bir araya gelsin. Küslükler bitsin. Bu topraklardaki kan dursun. Mezar topraklarına gözyaşları düşmesin.

Mutlu yıllar...