BIST 9.693
DOLAR 32,50
EURO 34,73
ALTIN 2.501,04
HABER /  GÜNCEL

Büyük güçler savaşmaz silah verip savaştırır

Dünyaca ünlü Suriyeli alim Cevdet Said, İslam coğrafyasında yaşanan olayları çarpıcı biçimde anlattı.

Abone ol

Büyük güçlerin birbirleriyle savaşmadığına dikkat çeken Suriyeli alim Cevdet Said, "Hep küçükleri aralarında savaştırırlar. Her iki tarafa da silah verirler. Onların cahilliğini, servetlerini sömürürler." dedi.

Dünyaca ünlü Suriyeli alim Cevdet Said, "Türkiye hakikatleri kavramaya başlamış bir ülke. Mesela dünyadaki en büyük zulümlerden biri veto hakkı. 190 ülke bir tarafa, 5 ülke bir tarafa. Öyle bir şey yok. İşte Türkiye, 'Dünya 5'ten büyük' diyebilen ilk ve tek ülke olmuştur" açıklamasında bulundu.

Suriyeli alim Cevdet Said, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Hayattaki en önemli hususun selam ve barış olduğunu görüyorum. Hem İslam'ın manası hem de Müslümanlara verilen Müslüman adının esas mesajı barıştır. Bütün peygamberler barış mesajı getirmiştir. Hiç savaş mesajı getiren peygamber yoktur. Zaten savaş yöntemi çoktan ölmüştür" değerlendirmesinde bulundu.

Said, "Cahillerin cahilliğini sömürenler zalimdir" diyerek, şunları söyledi:

"Bugün dünyada kötü insanlar dışında savaşı yöntem olarak kullanan insan kalmamıştır. Onun için büyük güçleri birbirleri ile savaşırken görmezsiniz, hep küçükleri aralarında savaştırırlar. Her iki tarafa da silah verirler. Onların cahilliğini, servetlerini sömürürler. Bu hayatta vurgulanması gereken en önemli şey, İslam'ın verdiği barış mesajıdır. Cihad, hakikatin ortaya çıkması için çabalamaktır. Kuran'ın cihad dediği budur. Onun için barışa, hakka ve hakikate insanları davet etme çabamız çok önemlidir."

PROBLEMLERİN KAYNAĞINDA CEHALET VAR

Dünyadaki bütün problemlerin kaynağında cehalet olduğuna dikkati çeken Said, sözlerine şöyle devam etti:

"Çözümü de ilimdir, hakikattir. Herhangi bir şeyin hakikatini keşfedip, kanununa riayet etmektir. Nasıl tabiat kanunları varsa, mesela elektriğin bir kanunu var, ona uymazsan çarpar, sosyal hayatta da, tarihte de aynı şekilde kanun vardır. Ona uymazsan da çarpar. Dolayısıyla sistem bozulur. İşte bu mülteciler ve diğer problemler yani insanlığın uğradığı tüm hasarlar insanlaşamamaktan, ilme ve hakikate ulaşamamaktan ve cahil kalmaktan kaynaklanıyor."

Said, cahillikten kurtulmanın yolunun ilimden geçtiğini ifade ederek, Peygamberlerin hepsinin "hak ile geldiğini", gelişlerindeki hakikati bulmak gerektiğine işaret etti.

İNSANLIĞA ÖZGÜRLÜK ORTAMI GEREKLİ

"Siyaset, ekonomi, aile, inanç alanlarında, her alanda baskı kurarak insanlara zulüm yapıyorlar. İşte bu baskı ile iman da, küfür de olmaz. Yani baskı altında iman ettim diyenin imanı da geçerli değildir. Baskı altında inkar ettim diyenin inkarı da geçerli değildir. Onun için insanlığa hürriyet, tam bir özgürlük ortamı gerekli. İnsanların hakkın, hakikatin izine girecek aklını, ilmini kullanarak hakikati bulacak bir ortam oluşturabilmesi gerekli. İşte o cahillerin bu potansiyelini sömürmek buna fırsat tanımıyor. Zorbalar hak hukuk tanımıyor, sürekli zorbalıkla insanların aydınlanmasını, aklını kullanmasını engelliyorlar. Dolayısıyla sistem böyle zulüm üretmeye, hasar üretmeye devam ediyor. Türkiye'ye sığınmak zorunda kalan mültecilerde bunlardan bir tanesidir sadece."

Said, bir süredir Türkiye'de yaşadığını vurgulayarak, şu gözlemlerini paylaştı:

"Türkiye'nin tutumunu ben çok takdir ediyorum. Gençliğimden beri İslam dünyasını izlemeye çalışıyorum. Türkiye'yi de özel olarak takip ediyorum ve çok memnunum. Çok isabetli yürüdüğünü düşünüyorum politikasında. İslam alemi içerisinde ilk demokrasinin anlamını kavrayan ve bunu uygulayan Türkiye olmuştur. Bu şekilde insanların baskı ile değil, hür iradeleri ve seçimleri ile yönetimin el değiştirmesi söz konusu oluyor. Dolayısıyla hürriyetin gelmesi daha kolay oluyor."

"DEMOKRASİ NOKSANDIR AMA BİZ ONU İSLAM'LA TAMAMLAYABİLİRİZ"

Said, demokratik süreçlerin İslam coğrafyasında yaşanan sorunlara fayda sağlayacağını düşündüğünü dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Demokrasi noksandır ama biz onu İslam'la tamamlayarak, geliştirerek insanların hür seçimleri ile yönetimin el değiştirmesini sağlayabiliriz çünkü o zaman rüşd gelir. Rüşd gelmezse gayr olur. Yani bozukluk, kaos, zulüm, karanlık olur. İşte doğru olan yöntem, hak gelirse batıl kendiliğinden zail olur. Işık gelirse karanlık yok olur. Dolayısıyla insanlık huzur bulmaya başlar. Nasıl ki tabiatın, sosyal olayların kanunu varsa, insanların da bir kanunu vardır. İnsana baskı ile hiçbir şey yaptıramazsın ama ikna edersen sana malını da, canını da feda eder."

"Türkiye hakikatleri kavramaya başlamış bir ülke. Mesela dünyadaki en büyük zulümlerden biri veto hakkı. 190 ülke bir tarafa, 5 ülke bir tarafa. Öyle bir şey yok. İşte Türkiye, 'Dünya 5'ten büyük' diyebilen ilk ve tek ülke olmuştur" yorumunu yapan Said, Türkiye'nin gidişattaki duruşunu desteklediğini ve takdir ettiğini söyledi.

Said, kitaplarında okuyucularına okumanın önemini aktarmaya çalıştığına değinerek, "Çünkü Kur'an, okumamızı ve anlamamızı istiyor. Okursak ilme ulaşırız, ilme ulaşırsak hakikati elde ederiz ve işte bu sorunları çözmenin anahtarını bulmuş oluruz. Okumazsak düşünmezsek, anlamazsak hakikate de ulaşamayız. Dolayısıyla bu bel ağrılarının içinde yüzmeye devam ederiz" dedi.

Müslümanların şiddeti tercih etmemesi konusunda da yazılar yazdığını belirten Said, Müslümanların akıl, ilim yoluna girmeleri ve Allah'ın bahşettiği gücü ve iradeyi, aklı kullanarak ortaya eylem koymaları gerektiğini sözlerine ekledi.