BIST 10.269
DOLAR 32,26
EURO 34,79
ALTIN 2.441,94
HABER /  GÜNCEL

Bu da G.Doğunun Ergenekonu

Gizli tanık mahkemede olan bitine anlattı, herkes şaşırdı. Öyle ifadeler var ki bildiklerinizi unutturacak cinsten!

Abone ol

Şırnak ve çevresinde 1993-1995 yılları arasında 23 kişinin öldürülmesinden sorumlu tutularak yargılanan, aralarında Kayseri İl Jandarma Komutanı Albay Cemal Temizöz’ün de bulunduğu 6’sı tutuklu 7 sanığın davasında, sanıklar hakkındaki iddianamenin düzeltilmesi talebi reddedildi.

Şırnak ve çevresinde 23 kişinin öldürülmesinden sorumlu tutulan ve Diyarbakır 6’ıncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutuklu yargılanan Kayseri İl Jandarma Komutanı Albay Cemal Temizöz, Cizre eski Belediye Başkanı Kamil Atak, Tamer Atak, Adem Yakın, Fırat Altun (Abdulkadir Güven), Hıdır Altuğ’un yargılanmalarına bugün devam edildi.

PKK İTİRAFÇISI ŞOKE ETTİ

PKK itirafçısı Fırat Altun (Abdulhakim Güven), savunma yaptı. Altun, 1995’te kimliğinin değiştirildiğini, o günden bu yana Abdulhakim Güven isimini hiç kullanmadığını ve itirafçı olduktan sonra hedef haline getirildiğini söyledi. İtirafçı adı ile anılmanın hiç bir zaman hoşuna gitmediğini söyleyen Altun, daha önce mahkemeye verdiği 34 sayfalık savunmasını okudu. Yıllarca devlet için hizmet ettiğini belirten Altun, vatan hainliği ile örgüt kurmak suçlamasının kendisine acı verdiğini söyledi.
"YÜZÜMÜ DEĞİŞTİRME
SÖZÜ VERDİLER"

[PAGE]

YÜZÜMÜ DEĞİŞTİRME, ÖZGÜRLÜK SÖZÜ VERDİLER

Yargılanmasının PKK’ya moral üstünlüğü kazandırdığını iddia eden Altun, şunları söyledi:

“Ben Ankara’da çok olağanüstü bir şekilde gözaltına alındım. Murat Karayılan bile bu şekilde gözaltına alınamazdı. Ben Kürt açılımı veya demokratik açılım, her adı neyse bu sorunun biran önce çözülmesini istiyorum. Savcı bana bu dosyadan kurtulamayacağımı üst düzeyde yetkilendirildiğini söyledi. Savcı, ‘İşte bak, Albay Temizöz’un kulağından nasıl tutup getirdim, içeride çürüteceğim’ dedi. Bu dosyanın Güneydoğu’nun Ergenekon’u olduğunu söyledi, açıkça benden kelle istediğini söyledi. Bana yurtdışına gönderme, yüz değiştirme ve özgürlük vaadinde bulundu. Ben savcının bu konuşması karşısında şok oldum. İki devlet mi var? Ben yıllarca hangi devlete hizmet ettim? Bilmek istiyorum. Savcı bana devletin örgüt ile görüştüğünü söyledi. Beni PKK’ya teslim etmelerinden korktum. ‘Tükenmez kalem’ adıyla verdiğim gizli tanık ifadem geçersizdir. Önemli olan bu savunmamdır. Ben terör mağduruyum. Hiç bir yasadışı örgütlenme içerisinde yeralmadım. Yıllarca devlete analistlik görevini yaptım. Öldürdüğüm iddia edilen 2 kişiyi tanımıyorum. Azmettirmekle suçlandığım 4 kişi ile ilgili Şırnak Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandım ve Yargıtay'da beraat ettim.”

İDDİANAMENİN DÜZELTİLMESİ TALEBİ

Sanıkların avukatları iddianamede öldürüldü diye geçen bazı kişilerin kayıtlara göre halen yaşadıkları ve azmetirme ile ilgili iddianamede, açıklayıcı bilgi bulunmadığını belirterek, iddianemenin düzeltilmesi talebinde bulundu. Müdahil avuktalar ile savcı, iddianamenin kabul edildiğini, düzeltilmesinin sözkonusu olamayacağını belirtti. Bunun üzerine mahkeme iddianamenin düzeltilmesi talebini reddetti.

SOKAK LAMBASI: "İSİMLERİ SÖYLEMEMİ AVCI İSTEDİ"

Davaya ilişkin daha önce ‘Sokak lambası’ adı altında gizli tanık olarak ifade veren ve daha sonra bu ifadelerini geri çeken PKK itirafçısı tutuklu sanık Hıdır Altuğ, gizli tanık olarak, emniyette verdiği ifadelerini kabul etmediğini söyledi. Savunmasını yapan Hıdır Altuğ, şu anda Eskişehir Emniyet Müdürlüğü görevinde bulunan Hanifi Avcı’nın komutanların isimlerini vermesini istediğini söyledi.

Hakkındaki tüm suçlamaları reddeden Altuğ, örgütten ayrıldıktan sonra pişmanlık yasasından yararlandığını ve 10 yıldan bu yana Ankara’da Ali İhsan Kaya’ya ait Kaya inşaat firmasında 400 TL ücretle çalıştığını belirterek, şunları söyledi:

“Ben Kaya inşaatta çalışırken patronum olan Ali İhsan Kaya’nın yanına çok sayıda misafiri gelip giderdi. Ben gece de orada kaldığım için gelip gidenleri tanıyordum. Ankara’da Emniyet İstihbarat Dairesi Başkan Yardımcısı Recep Güven ve Emniyet Müdürü Hanifi Avcı da Kaya’nın yanına gelip gidiyorlardı. İkisi de beni tanıdıkları için benimle konuşarak Diyarbakır’a gidip ifade vermemi istediler. Hanifi Avcı, Diyarbakır’a gidip polise tanıdığım paşa ve komutanların adını vermemi istedi. Ben başımın belaya gireceğini söylediğimde bana, ‘Ne korkuyorsun askerden, askerin korkulacak yanı kalmadı. Bak kulağından tutup getiriyoruz’ dedi. Recep Güven de bana ifade vermem için baskı yaptı. O kadar ısrarla üzerime geldiler ki, bana getirilen ve Abdulkadir Aygan’ın da ifadeleri olan belgeleri imzalamamı istiyorlardı. Patronum Ali İhsan Kaya da Recep beyi dinlememi istedi. Ve bana, ‘Arkandayız ne yapılması gerekiyorsa yaparız’ dediler. Diyarbakır’a geldim, polis beni karşıladı. Polisevi’nde 5 gün yatırdılar. Bana vereceğim ifadeyi ezberlettiler. O ifade özgür irade ile alınmış değildir. ‘Sokak lambası’ adı ile verdiğim gizli tanık ifadesi ve emniyette verdiğim ifadeleri kabul etmiyorum. Öldürdüğüm iddia edilen hiç kimseyi de tanımıyorum. Tahliyemi istiyorum"