BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  GÜNCEL

Bu çocukların ölmesi mi bekleniyor?

Oysa Doğu'da , Bingöl'deki okulu aratmayacak binlerce harabe okul var.. Yetkililere soruyoruz..

Abone ol

Bingöl depremiyle birlikte farkına vardığımız Türkiye gerçeklerinden biri olan Yatılı İlköğretim Bölge Okulları, (YİBO) hakkında Bilgi Üniversitesi ve Milli Eğitim Bakanlığı işbirliğiyle yürütülen bir çalışma sonucunda rapor hazırlandı. Yeni Şafak Gazetesi'nin haberine göre, bu okullarda yaşanan sefaleti tüm ayrıntılarıyla gözler önüne seren raporda; YİBO'larda eğitim gören öğrencilerin pet şişelerle temizlendiklerini, yosunlu yataklarda uyuduklarını ve hapishanelerde bile bulunmayan 100'er kişilik koğuşlara doldurulduklarına yer veriliyor. Bilgi Üniversitesi tarafından yürütülen proje kapsamında Kars, Ağrı, Siirt, Eruh, Diyarbakır, Van ve Muradiye bölgelerindeki çeşitli YİBO ve Pansiyonlu İlköğretim Okulu'nu (PİO) ziyaret eden Ekonomistler Platformu Başkanı Tuna Beklevic, izlenimlerini anlattı. Su sıkıntısı sebebiyle çocukların haftada ancak bir kez toplu olarak duş alabildiklerini belirten Tuna Beklevic, "Su geldiğinde ise suyu pet şişelerine doldurarak dolaplarında saklıyorlar, öğrencilerin temizlenmek için birbirlerinin su dolu pet şişelerini çaldıklarını öğrendik. Bir YİBO Müdürü akşam çocukların yanına gittiklerinde kokudan koğuşlara giremediklerini anlattı." Okulların fiziki koşulları nedeniyle kış aylarında da büyük sorunlar yaşandığını belirten Bekleviç, "Bazı YİBO'larda 10 kişilik odalar bulunurken, bazı YİBO'lardaki yatakhaneler, hapishanelerde bile eşine zor rastlanacak şekilde 96 kişilik koğuşlardan oluşuyor" diyor. Kars'tan Diyarbakır'a kadar yaptığı gezi sırasında, ziyaret için seçtiği okullardan sadece birisinde derme çatma bir spor salonu ile karşılaştığını dile getiren Bekleviç, şunları söylüyor: Öğretmen eşittir gardiyan "Spor salonunun eksikliğinden dolayı, kış aylarında yüzlerce çocuk sabahtan akşama kadar binalarda hapsolmak zorunda kalıyorlar. Bir YİBO müdürü sabahtan akşama kadar öğrenciyi kilit altında tutmanın doğal bir sonucu olarak, çocukların son derece hırçınlaştığını belirtiyor. Bu sorunu aşamadıkları için sopa kullanmak zorunda kaldıklarını söylüyor. Aynı okul müdürü şu korkunç tanımı da yapıyor: YİBO'da öğretmen eşittir gardiyandır". Bekleviç'in YİBO'lara ilişkin aktardığı bir olay ise bu okullarda okuyan binlerce zeki öğrencinin yeterince ilgi gösterilmedikleri için kaybolduklarına işaret ediyor: "Okul idarecileri, bir öğrencinin sürekli okuldan kaçtığını farkediyorlar. Çocuğun kaçış nedeninin üzerine gidiyorlar. Müdür velisini çağırıyor ve çocuğun evde ne yaptığını soruyor. Veli çocuğun evde, traktör parçalarını söktüğünü ve yeniden monte etmeye çalıştığını söylüyor. Bunun üzerine çocukla daha da ilgilenen müdür, özel bir çalışma ortamı sağlıyor. Neticesinde çocuk bir süre çalıştıktan sonra, havayla çalışan bir kepçe icat ediyor. Kimse gözlerine inanamıyor. Çocuk kepçenin hidrolik sistemini bile yağlarla sağlıyor, kompresörle kollara dokunduğunda sistem çalışıyor ve kepçe kalkıyor". Rüzgar çıksa yıkılacaklar DEVLETİN aylık olarak 3,5 milyon lira harçlık verdiği YİBO ve PİO'lardaki öğrencilerin eğitim gördükleri ortamlara dikkat çeken Tuna Bekleviç, şunları söylüyor: "YİBO ve PİO'lardaki sorunları anlatmak gerçekten mümkün değil. Tüm okulların binalarının kolonları hasarlı, çatlak; hatta bazıları rüzgar çıksa yıkılacak derecede yıpranmış görünüyor. Ziyaret ettiğim tüm bölgelerdeki binalar, maalesef orta şiddette bir deprem gördüğünde ayakta duramayacağının sinyallerini veriyor. Tüm YİBO ve PİO'ların su tesisatı bozuk. Binalarda sızan su nedeniyle yatakhaneler, yemekhaneler, derslikler; kısaca tüm tavanlar yosun tutmuş, bu nedenle son derece sağlıksız koşullarda eğitim vermek durumunda kalınıyor. Binaların her yerinden su sızmasına rağmen, özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ne doğru inildiğinde müthiş bir su sıkıntısı var. Okulların su ihtiyacının yüzde 40'ı bile karşılanamadığı için çocuklar kişisel temizliklerini dahi yapamıyorlar".