BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  GÜNCEL

Beyoğlunda rekor anket!

Yerel seçimler yaklaştıkça anketler önemini daha da hissettiriyor. Son anket Beyoğlu'ndan. Rekor bir sonuç çıkmış... İşte sonuç;

Abone ol

İNTERNETHABER
NUR AKMAN


Yüzde 54!.. Beyoğlu Belediyesi Ahmet Misbah Demircan’ın tahmini oy oranı…. Yüzde 40 ile Beyoğlu’na başkan olan Ak Partili Belediye Başkanı Demircan 4 bin kişi ile yapılan ankete göre geçen 5 senede oy oranını yüzde 14 çoğaltmış…

Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan’la iki gün boyunca hem bu yükselişin sırrını konuştuk, hem de önümüzdeki dönem için düşündüklerini…

KASIMPAŞA'DA BİR KÜTÜPHANE

İlk gün Başkanın en gözde mekanı olan Kasımpaşa’daki Türabibaba Kütüphanesi’nde buluştuk. Hemen Türabibaba Türbesi'nin yanındaki bina restore edilerek bir semt kütüphanesine dönüştürülmüş… Birçok Kasımpaşalı’nın ve onlarca çocuğun kitap okumak için kütüphaneye geliyor oluşunu görmek itiraf etmek gerekirse şaşırtıcıydı…

SEMT KONAĞI'NDA İSTER YEMEK YE, İSTER BANYO YAP

Ertesi günkü randevumuz Tophane’deki semt konağındaydı… Orada da Beyoğlu’nun çok da tanık olunmayan bir resmi vardı. Beyoğlu’nun vazgeçilmez sakinleri entelektüel camianın hemen 500 metre altında yaşayan yoksul halk burada hizmet alıyordu… Onlar yemekhanede yemek yerken, çamaşırhanede çamaşırları yıkanıyor ve kurutuluyor, ardından da isteyen duşunu alıp evinin yolunu tutuyor. Üst katlarda ise günde 150 kişinin tedavi edildiği bir sağlık ocağı var. Konağın en üst katındaysa okuma yazma kurslarından iğne oyası kurslarına kadar birçok kurs almak mümkün. Tabii bunların hepsi ücretsiz…

HER SEMTE BİR KONAK

Başkan “Bu konaklardan 9 tane var. Amacımız bir şekilde başını sokacak bir yer bulmuş halkın asgari ihtiyaçlarını karşılamak” diyor… Tophane'nın dışında Piyalepaşa, Örnektepe, Bademcik, Kadımehmet, Okmeydanı, Aynalıkavak, Dolapdere semt konakları da aynı hizmetleri veriyor.

İSTİKLAL CADDESİ'NDE ÜCRETSİZ İNTERNET

İstiklal Caddesi’ne çıktığımızda ise burada çok uzun süredir ücretsiz internet döneminin başladığını söylüyor başkan… Yani bilgisayarınızı alıp bir cafeye girdiğinizde ya da İstiklal Caddesi’nin çevresindeki apartmanlarda sürekli 'online’sınız… “Peki ya Beyoğlu’nun tamamı? İnternet her yerde ücretsiz olabilecek mi?” diyoruz… “Bunun altyapısını oluşturmak o kadar kolay değil” yanıtını alıyoruz…

Tüm bu süreç içinde Ahmet Başkan en küçük ayrıntılarda dahi fikir beyan ediyor. Yanında çalışan arkadaşlarına “Buraya bir tablo asılsa daha güzel olmaz mı?” diyor, herkese ismiyle hitap ediyor. Bir vatandaş önünü kesip “ufak ya da büyük” derdini söylediğindeyse herkesi sonuna kadar dinliyor.

Ve başkanla röportajımız başlıyor:

MUSTAFA'YI İZLEDİM, ATATÜRK'Ü DAHA ÇOK SEVDİM! DİĞER SAYFADA...

[PAGE]
MUSTAFA'YI İZLEDİM! ATATÜRK'Ü DAHA ÇOK SEVDİM
En son hangi filmi izlediniz?

Mustafa’yı izledim. Atatürk’ün bir insan olarak, içimizden çıkan bir lider olarak daha sıcak yönünü ortaya koyuyor. Eleştirenler de var ama daha neyi eleştirdiklerini anlamış değilim. Bana çok daha insani, çok daha bize yakın bir insan portresi olarak gördüm. İnsan acılarıyla, tatlılarıyla, başarılarıyla, mutsuzluklarıyla bir bütündür. Bunlardan biri eksik olunca eksik olur. Dolayısıyla Atatürk de içimizden bir lider olarak orada gördük ve ona daha çok ısındık.

5 sene bitti. Bu 5 sene size ne kattı?

Beyoğlu bana çok şey kattı. Beni olgunlaştırdı. Hayatın bilmediğim birçok safhasını yaşar hale geldim. Bendeki değişiklik olumludur. Beyoğlu’yla özdeşleştiğimi düşünüyorum. Beyoğlu’nun her tarafını kucakladığımı düşünüyorum. Beyoğlu’nun sevinçleri ve tasaları benim sevinçlerim ve tasalarım oldu. Dolayısıyla Beyoğlu ilçesinin olgunlaştırdığı, belli bir noktalarıyla getirdiği bir başkan profiliyle insanların karşısındayım…

UMUDA YATIRIM YAPTIK

5 sene Beyoğlu’nda yaşayan insanlar için nasıl geçti? Neler yaptınız?
Geçen 5 yıldaki başarımızın temelinde vatandaşı dinlemek ve vatandaşın ihtiyaçlarına göre çözüm bulmak vardı. Gelecek planlarımızda da vatandaşın bizden istediği ve ona göre planlayıp da yapamadığımız projeler var. Biz Beyoğlu’nda kentsel dönüşümden park bahçeye meydanlardan kütüphaneye okullara yaptığımız yatırımlara, Kefken Kampına, yol standartlarımıza, Yeşilçam Ödülleri’ne kadar hayatın her alanında çocuklardan yaşlılara kadar geniş bir skalada çalıştık. Umuda yatırım yaptık. ‘Beyoğlu nasıl bir kabuk değiştirir” diye düşündük ve 2010 Avrupa başkentine yakışır bir Beyoğlu için çalıştık. Toplumda yaşayan her kesimini, her mekanını kucaklayarak çalıştık. Eğitime çok destek verdik, insanların vizyonlarını geliştirmeye yönelik eylemlere çok destek verdik. Kişiye özel hizmet verdik; Kütüphane gibi, okullara yapılan yatırımlar gibi, kent konaklarında, festivaller gibi!..

SANA BELEDİYE BAKSIN

Kişiye özel hizmet sizin için neden bu kadar önemli?

Özelde yıllarca turizm sektöründe çalışan bir insan olarak kişiye özel hizmeti çok benimsedim. Ben herkese tek tek hizmet etmeye çalışıyorum. Mutluluğun orda olduğunu düşünüyorum… Vatandaşın belediyeciliği tarif etmek için güzel bir cümlesi vardır. Aklına sığmayan her ne kadar iş varsa 'sana belediye baksın' der. Bir şeyle karşılaşıp bunun sahibi kim diye düşündüğü andan itibaren ona belediyenin bakacağını düşünür. Belediyeciliğin tarifi budur.

ERDOĞAN GİBİ KASIMPAŞA'LI BAŞKAN... DİĞER SAYFADA!

[PAGE]

Siz de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan gibi Kasımpaşalı’sınız… Onunla küçüklükten itibaren tanışıyor musunuz?

Evet, tabii… Başbakanımız herkesle diyaloğu olan bir insandı. Biz onu tanıyor, seviyor, yakın buluyor ve hayranlıkla izliyorduk. O hep siyasetin içindeydi. Siyaset bir halkla ilişkilerdir. Bir iletişimdir. Her zaman toplum önderliğine talip olmuş bir kişiydi. 

GİTTİĞİM ÜLKELERDE YEMEK SEÇMEM
Ya müzik, kitap, resimle aranız nasıl?

İçtenlikle, samimiyetle içi doğru doldurulmuş her eylem bana sıcak geliyor. İş olsun diye yapılmış her şeyden uzak durdum. Çünkü şunu gördüm, ilgilenmediğim, hiç ilgilenmeyeceğimi düşündüğüm alanlarda doğru yorumcuyla karşılaştığımda onu sevdiğimi fark ettim. Onun için bir sınırlama yok benim alanımda. Yabancı bir ülkeye gittiğimde de yemek seçmem, onları anlamaya ve tatmaya çalışırım. Hayat böyle bir şey kendinize sınır koymayacaksınız.

VATANDAŞLA DOKTOR HASTA İLİŞKİSİ

Peki siz nasıl bir başkansınız?

Beyoğlu’nda yaptığımız en önemli iş vatandaşla bütünleşmek oldu. Benim haftada iki kere ya da üç kere vatandaşla toplantım olur. Sivil toplum örgütleri, hanımefendiler ve beyefendilerle buluşuyorum. Burada bir yönetişim modeli yapıyoruz. İnsanlarla sürekli temas halinde onların ihtiyaçlarını dinleyip o ihtiyaçlara göre model üreten bir politikamız var. Yani doktor hasta ilişkisi gibi… İyi bir doktor olabilirsiniz ama hastanızın hastalığını bileceksiniz.  Sabahın erken saatlerinde kalkıp temizlik elemanlarını kontrol etmek de vardır, gecenin bir vakti Yeşilçam’da ödül vermek de vardır. Sanatçılarla kol kola onlar adına bir işin takibini yapmak da, hastaneye düşmüş bir vatandaşa yardım etmek de, sevgililer gününde insanlara karanfil dağıtmak da vardır. Bunların hepsi hayatımızın içinde… Bunları sevmeden yapamazsınız. Doğal olacaksınız… Bu işin en keyifli tarafı stabil olmaktan kurtulup kapınıza gelen çocukla çocuk, gazeteciyle gazeteci, fakirle fakir, işadamıyla işadamı olmaktır. Bu hayatı temsil eden bir profil çizerek yaşamımızı anlamlandırıyor.

NE OLACAK BU TARLABAŞI'NIN HALİ? DİĞER SAYFADA!

 

[PAGE]

Eleştirildiğiniz projeler de var: Tarlabaşı gibi!.. Seçkinci olmakla eleştiriliyorsunuz…

DÜNYANIN EN GÜÇLÜ VİTAMİNİ GİBİ  
Kütüphaneyi yaptırırken, inşaat esnasında anlamlı bir olay yaşadım. Bir gün inşaat devam ederken, benim çok gergin olduğum, üzgün olduğum bir gündü. Akşam belediyeden çıktım. O gerginlikle ‘inşaatta ne oluyor gidip bir bakalım” dedim. Yaz akşamıydı, hava çok sıcaktı. Beni orada inşaatın çevresinde dolaşırken küçük bir kız çocuğu gördü. Terliydi. Koşarak yanıma geldi. “Başkanım nasılsın?” dedi. “İyiyim” dedim. Çocuk beni öptü, ben onun saçlarını okşadım. Güzel bir sohbet ettik. Onu uğurladım. İşim bitmişti, arabaya bindim. Tüm gerginliğimin geçtiğini rahatladığımı hissettim. Orada şunu düşündüm: İnsanın insana verebileceği en güzel hediye içtenlikle söylenmiş bir çift güzel söz… Belediye başkanlığının anlamı işte burada. Vatandaşla, insanlarla kurduğunuz duygusal bağ. Dünyanın en güçlü vitaminlerini gibi insanı ayağa kaldırabiliyor ve güçlü yapabiliyor. Ve vatandaşla kurulan bu güçlü bağ dünyada iş yapabilmenin en güçlü zeminini de oluşturuyor.

Bunun neden seçkincilik olduğunu henüz anlamış değilim. Ben orada her an çökmekte olan binalarda yaşayan insanlara TOKİ marifetiyle, kiracılar dahil onları ev sahibi yapma gayreti içindeyken neden seçkinci olduğumu anlamış değilim. Burada ters bir paradoks var. Ben 5 sene evvel Beyoğlu’nda başkan olduğumda karşıma gelen insanların ilk sorusu şu olurdu. ‘Ne olacak Beyoğlu’nun terk edilmiş binalarının hali?’ Tarlabaşı projesi bu sorunun cevabı. Biz bu sorunun cevabını ve projesini hazırladığımız noktada bir anda sorunun buraya dönmesini ben anlamıyorum. Bu binaların çoğu terk edilmiş ve metruk binalardı. Ne oldu da birden seçkin oldu? Olan şudur, orada çökmekte olan bölgede bir restorasyon ve rehabilitasyon projesi vardır ve bu proje hem maliki hem orada yaşayana fırsatlar sunuyor.

Beyoğlu için hayalini kurduğunuz ama yapamadığınız bir proje var mı?

Hayalini kurduğumuz her şeyi ya başladık, ya yapıyoruz, ya tamamladık. Kafasına koyduğumuz her şeyi yaptık.