BIST 10.392
DOLAR 32,34
EURO 34,95
ALTIN 2.387,91
HABER /  GÜNCEL

Belediyeye belgeli yalanlama

Malatya Belediyesi'nin sudaki kirlilik konusunda İl Sağlık Müdürlüğü'nce bir kaç kez uyarıldığı, ancak her seferinde 'suda sorun yok' yanıtı verildiği ortaya çıktı!

Abone ol

Malatya Belediyesi'nin sudaki kirlilik konusunda İl Sağlık Müdürlüğü'nce değişik tarihlerde uyarıldığı, ancak her seferinde 'suda sorun yok' yanıtı verildiği belgeleriyle ortaya çıktı Malatya'daki ishal salgınında belediyenin İl Sağlık Müdürlüğü'nün uyarılarını dikkate almadığına ilişkin belgeler, ilk kez gün ışığına çıktı. Belediyenin, çeşitli tarihlerdeki uyarılara "Suda sorun yok" yanıtını verdiği belirlendi. Milliyet'in ulaştığı belgelere göre Malatya Belediyesi, 30 Ekim'deki Malatya Hıfzıssıhha Meclisi kararıyla ciddi şekilde uyarıldı. Kurul Başkanı Vali Yardımcısı Erol Rüstemoğlu imzalı 2005/9 karar nolu belgede, ağustosta 214 numuneden 62'sinin, eylülde 133 numuneden 29'unun kirli bulunduğu, klor seviyesinin sıfır düzeyinde olduğu kaydedildi. 'Kirlilik yüzde 20 arttı' Belgede, "2005 yılı nisan-mayıs ayına göre içme suyu kirliliğinde yüzde 20'lik bir artış olduğu belirlenmiştir" denildi. Rapordaki son paragrafta da "İhbar ve bildirimler incelendiğinde içme suyu kaynaklı bağırsak enfeksiyonlarında belirgin bir artış gözlendiğinden belediyece şebekeye kesintisiz su verilmesine, dezenfeksiyon altyapısının gözden geçirilerek, yeterli düzeye getirilmesine oybirliğiyle karar verilmiştir" ifadesi yer aldı. Üst üste dört uyarı İl Sağlık Müdürlüğü'nün de kasımda belediyeyi kirlilik olduğu ve klorlamanın sıfır düzeyde kaldığı yönünde dört kez resmi yazıyla uyardığı ortaya çıktı. İl Sağlık Müdürlüğü'nün 8 Kasım'da 1128 sayı, 16 Kasım'da 1286 sayı ve 28 Kasım'da 1343 sayıyla gönderdiği yazılarda, çeşitli mahallelerden alınan su numunelerinin "içilmez" olduğu rapor edildi. İl Sağlık Müdürlüğü, 21 Kasım'da salgının başlamasından iki gün sonra da uyarıda bulundu. Vali Yardımcısı Orhan Çiftçi imzalı 23 Kasım tarihli belgede, 60 kez klor kontrolü yapıldığı ve hiçbirinde yeterli klor tespit edilemediği vurgulandı. Belediyenin "suyun klorlanmasından" ve "klor seviyesinin 0.5 olarak belirlenmesinden" yasal çerçevede sorumlu olduğunun hatırlatıldığı belgede, şu ifadelere yer verildi: 'Kloru artırın' "Son günlerde şehir merkezinin değişik yerlerinden sağlık ocakları ve hastane acil servislerine başvuran hastaların yapılan değerlendirmelerinde bulantı, ishal gibi şikayetlerle gelenlerin sayısında artış tespit edilmiştir. Araştırma sonucunda bu belirtiler ve vaka sayısındaki yaygın artışın şebekeye verilen içme suyundan olabileceği düşünülmektedir. Bu nedenle depolarda dezenfeksiyonun bir an önce kurulması, şebeke uç noktasında klor düzeyinin ikinci bir emre kadar 1.0 ppm düzeyinde tutulması konusunda gereğini rica ederim." Belediyenin ise 10 Kasım tarihli 1727 sayı ve 22 Kasım tarihli 1806 sayılı kararıyla suyun temiz olduğunu, endişeye yer olmadığını bildirdiği ortaya çıktı. 'Bilimsel verileri göz ardı ettiler' İnönü Üniversitesi Rektörü Hilmioğlu, Malatya Belediyesi'nin bilimsel verileri dikkate almayıp siyasi kaygılarla olayı gizlemeye çalıştığını söyledi MALATYA İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, AKP'li belediyenin ishal salgınında bilimsel verileri göz ardı edip gerekli önlemleri almadığını savunarak, "Bunu da mı ulemaya soracaklar?" dedi. Hilmioğlu, belediyenin siyasi kaygı nedeniyle salgını örtbas etmeye çalıştığını öne sürdü. 'İlk biz uyardık' Hilmioğlu, Malatya'da ishal vakalarının yeni olmadığını, önlem alınmadığı için aylar sonra şiddetini artırdığını ve son aşamada patlamaya dönüştüğünü söyledi. İlk uyarıyı kendilerinin yapmalarına rağmen belediye başkanının "Gönül rahatlığıyla su içebilirsiniz" dediğini anımsatan Hilmioğlu, "Bilimsel açıklamamızın ideolojik olduğunu savundu" diye konuştu. AKP'li Başkan Hüseyin Cemal Akın'ın siyasi kaygılar nedeniyle uyarılara kulak tıkadığını savunan Hilmioğlu, şunları söyledi: 'Kulak tıkadılar' "Kocaeli'ndeki depremde dahi ortaya çıkan salgın bu boyuta yükselmedi. Çünkü baştan tedbir alındı. On binlerce insanın hayatının üzerinden siyasi hesap yapılır mı? İnsanlıkla bağdaşabilir mi? Ekim başında bir vatandaş valiliğe başvurarak uyarıyor. İl Sağlık Müdürlüğü nisandan beri raporlarla uyarıyor. Jandarma devreye giriyor. Üniversite 'salgın var' diyor; dinlenmiyor. Bilimsel raporları dikkate almayacaksınız, bilimsel kurulların değerlendirmesiyle hareket etmeyeceksiniz de bunu da mı ulemaya soracaksınız?" Önay YILMAZ / MİLLİYET