BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  POLİTİKA

BDP Başkanı, İnternethabere konuştu

BDP Genel Başkanı Çelik belediye başkanlarının gözaltına alınmasına sert tepki gösterdi, önemli mesajlar verdi.

Abone ol

Nergis DEMİRKAYA
İNTERNETNABER

ANKARA-
DTP’nin kapatılmasını ardından milletvekilleri ve belediye başkanlarının geçtiği çiçeği burnunda Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) gözaltı şoku yaşıyor. Meclis'in yeni partisinin Genel Başkanı Demir Çelik, İNTERNETHABER'e konuştu. Önemli mesajlar verdi.

17 il-ilçe ve belediye başkanının gözaltına alınmasını 15 yıl önce Meclis’ten milletvekillerinin gözaltına alınmasına benzeten BDP Genel Başkanı Demir Çelik, “Fotoğrafta renkler ve tonlar değişse de zihniyetin çok değişmediğini, toplumun dinamiklerine rağmen bu devletin otoriter tahakkümcü yapısının devam ettiğini gösteriyor” diye eleştirdi.

BARIŞ, HERKESİN ÇIKARINA
"72 milyonluk Türkiye’de 1-2 milyon dışında herkesin çıkarı barıştadır, demokrasidedir, halkların kardeşliğindedir" diyen Demir bu ülkenin barış içinde demokratik bir yapıya kavuşmasından çıkarı olan herkesi bu soruna sahip çıkmaya çağırdı.

Belediye başkanlarının gözaltına alınmasını, “Kürt siyasetini isteklere göre şekillendirme çabası” olarak yorumlayan Çelik, kapatma kararı, belediye başkanlarının gözaltına alınmasına rağmen umudun sürdüğünü söyledi. Kürt hareketindeki değişimin Türkiye partisi olma zorunluluğu dayattığını açıklayan Çelik’in emanetçi ve yedek parti eleştirilerine yönelik de eleştirileri var. Çelik’in değerlendirmelerinden çarpıcı başlıklar şöyle:

KÜRT SİYASETİNE ŞEKİL VERME ÇABASI:

Demokratik açılımın gündemde olduğu bir süreçte DTP’nin kapatılması, sonrasına da bu boşluğu doldurmaya aday BDP’ye belediye başkanları ve milletvekillerinin katılmasından sonra yapılan operasyonu iyi okumak gerek. Kürtler olmadan bir çözüm mümkün değil. Ama kontrol edilebilir, kendilerince makul bir düzeyde Kürtleri örgütsel yapıda tutmak istiyorlar. Kendileri ve kendi çözümsüzlüklerini aşan bir Kürt hareketi tahammül edilebilir görünmüyor. Kavga burada. Amaç Kürt iradesini kırmak, Kürt iddiasını karatmak ve Kürtleri tasviye etmek.

ŞAHİN-GÜVERCİN AYRIMI:

KCK operasyonu iddiasıyla yapılan gözaltılar ile starteji uzmanı kişiler BDP’nin işini kolaylaştırıp siyasetin demokratikleşmesine fayda sağlandığını, DTP içinde konumlanan şahin kanadının tavsiye edildiğini, daha çok güvercin olarak tanımlanan ve sistemle barışık olan aktörlerin işlerinin kolaylaştırıldığını söylüyor. Bu anlaşılır bir şey değil. Seçilmiş belediye başkanları kendi yerelinin en önemli siyasal aktörleridir. Bu aktörlerin gözaltına alınmadan bilgi ve ifadelerine başvurmak hukuk devletinin iç işleyişinin olmazsa olmazı. Bunu tercih etmeyip polis güvenlik gücüyle kişisel hakları yok sayarak evine işyerine yönelmiş olması kabul edilemez.


15 YILDA DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK: 2 Mart 1994’te Meclis’te milletvekilleri gözaltına alınmıştı. Belki birebir aynı değil ama bu gözaltılar da, fotoğrafta renkler ve tonlar değişse de zihniyetin çok değişmediğini, toplumun dinamiklerine rağmen bu devletin otoriter tahakkümcü yapısının devam ettiğini gösteriyor.


UMUT DEVAM EDİYOR:

Kapatma, gözaltılar… Umudu tüketmek insana yakışmaz. İnsanın olduğu yerde değişim olacaktır. Değişime direnenlerin güçlerinde kırılmalar olacaktır. Bu işin üç beş günde, üç beş yılda olmayacağını biliyoruz. Uzun zamanda sebat-sabır ve metanet içinde bir örgütlenme gerektiriyor. “Türkiye’ye barış gelecek” umudunu hiç kaybetmeyiz.

ÇELİK KÜRTLER'İN NASIL DEĞİŞTİĞİNİ BAKIN HANGİ ÖRNEKLERLE VERDİ. SONRAKİ SAYFAYI ÇEVİRİN

[PAGE]

DEMOKRATİK TEPKİLER OLACAK:

Demokrasi reflekslerimizi göstermek ve taleplerimizi meşru zeminlerde yükseltmek gerekiyor. Ama kırmadan dökmeden ötekine de zarar vermeden saygıyı esas alacak bir ilişki ile tepkileri göstermekte yarar var.

KÜRTLER DEĞİŞTİ:

Kürtlerin son on yılına damgasını vuran önemli stratejik değişim var. Bu bölünmenin, bağımsız devlet kurmanın başta Türkiye halkları olmak üzere dünyada bir kazanım olmayacağı yönünde. Ayrışma ve ayrışmaya hizmet edecek bir politik hat yerine Türkiye’nin demokratikleşmesi çerçevesinde Kürt sorununun barışçıl çözümü merkeze oturtuldu. Bu günü birlik operasyonlarla değiştirilecek bir konu değil.

TÜRKİYE PARTİSİ OLMAK ZORUNDAYIZ: Yoksulların ötekileştirilenlerin, Alevilerin, işçilerin bir bütün olarak hareket edecekleri ortak irade ile taleplerinin gerçekleştirileceği bir yapıya kavuşmamız gerekiyor. İlk elden yapılması gereken devletin, siyasetin demokratikleştirilmesi. Bir an evvel 12 Eylül Anayasası yerine daha demokratik bir anayasanın yapılması. 72 milyonluk Türkiye’de 1-2 milyon dışında herkesin çıkarı barıştadır, demokrasidedir, halkların kardeşliğindedir. Bizim eşitlik, özgürlük, adalet gibi taleplerimiz sadece bize ait talepler değil. Bütün insanlığın talepleri. Bu ülkenin barış içinde demokratik bir yapıya kavuşmasından çıkarı olan herkesin bu soruna sahiplenmesi gerekiyor, Kürtlerin tek başına bu ülkeyi demokratikleşmesi çok kolay değil.

ÖCALAN’I İYİ OKUMAK GEREK:

Öcalan’ı doğru okumak, görmek lazım. Teröristbaşı algısı ile söylediği her şeyi yanlış ve dikkate değer bulmazsanız sonuca gidemezsiniz. Ülkenin demokratikleşmesini savunan önemli şahsiyetlerden biridir. Aslında subjektif niyetlerden arınıp biraz objektif yaklaşabilirse devlet kurumları toplum sonuca ulaşmakta önemli bir kişiliktir. Devlet bu anlamıyla reddetmemeli.
Devlet kapsayan kucaklayan herkesi dinlemeye ve sahiplenmeye duyarlı bir mekanizma olmalı. Siz bu mekanizmayı alıp ötekileştiren tahakküm kuran bir hale getirirseniz ceberut devlet olur.

EMANETÇİ DEĞİLİZ:

Emanetçi veya lider. Bugünün genel başkanı veya yarının bir neferi. Çok fark etmiyor. BDP, DTP’nin de beslendiği bir damarın kanalın devamı. Emanetçi veya DTP’nin kapatılmasına karşı ikame edilen bir örgüt değil. Ama her zaman olduğu gibi bizim alanımızda da bir değişim kaçınılmaz. BDP’nin DTP ile aynı kanaldan besleniyor olmasına rağmen DTP’nin tecrübesinden çıkaracağımız deneyimler bizim yolumuzu aydınlatacaktır.
Bir kısım yetersizlikler konusunda da bizim katkılarımızla daha olumlu noktaya taşınacaktır. Bugün genel başkanım. Kongre uygun görürse devam ederim olmazsa başka bir arkadaşa yerimizi devretme erdemliliğini gösteririz. Hiçbir düşüncemiz mevkilendirilmiş bir düşünce değil BDP’nin gündeminde bu tartışma konusu olmaktan uzaktır.