BIST 10.046
DOLAR 32,38
EURO 34,61
ALTIN 2.390,15
HABER /  GÜNCEL

Baykal'tan teröre taviz yok

CHP Lideri Baykal, teröre doğrudan ya da dolaylı sahip çıkan, destek veren bütün kesimleri kamuoyuna teşhir etmek, göstermek ve tecrit etmek gerektiğini belirtti.

Abone ol

Baykal, yaptığı yazılı açıklamada, terörle mücadele konusunda kafaların çok net olması gerektiğini ifade etti. Türkiye'yi kuranların bir ırk, bir kan, bir kafatası devleti kurmadıklarını, siyasi bilinç, siyasi şuur ve siyasi anlayış devleti kurduklarını kaydeden Baykal, "Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan ve devlete vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür. İşte günümüzün vazgeçilemez, tartışılamaz anlayışı da budur, bu olmalıdır" dedi. Etnik kimliğin sosyal yaşamın, insani hakların doğal bir parçası olduğunu belirten Baykal, şunları kaydetti: "Herkes soyunu sopunu, anasını, babasını, atasını, dedesini bilecek. Kendi kimliği ile iftihar edecek, kimsenin kimliği kimseden daha üstün değil. Birbirimize saygı göstereceğiz. Ama bu farklılıklara siyasi ve hukuki bir anlam izafe etmeyeceğiz. Bu farlılıklara siyaset ve hukuk hak farklılaşması getirmeyeceğiz. Bireyin her türlü kimliği, inancı, mezhebi, dini, hepsi saygı değer olacak." Baykal, geçmişte ana dilini konuşmanın, yayın yapmanın, öğretmenin, kimliğini açıklamanın yasak olduğu bir dönemden geçildiğini kaydederek, şöyle devam etti: "Bir insanın etnik kimliğinin şu ya da bu olmasında hiçbir sakınca yoktur, buradan telaşa kapılmayalım. Bırakın herkes kendi kimliğini açıkça ifade edebilsin, ama olaya Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşı olma çerçevesinden bakalım. Türkiye bu doğrultuda son dönemde büyük adımlar attı. Anayasa değişiklikleri yaptı, kanun değişiklikleri yaptı." Türkiye'deki bu demokratik atılımlar ve köklü değişimlere rağmen terörün sona ermediğine işaret eden Baykal, son zamanlarda terörün yeniden canlandırılmak istendiğini, elinde silahını tutan terör örgütünün devlete şart koşması noktasına kadar gelindiğini savundu. Baykal, Türkiye'de yaşanan terörün duygusal, tepkisel bir terör olmadığını, arkasında siyasi projesi olan bir terör olduğunu belirterek, şöyle devam etti: "Ne yazık ki, günümüzde terör örgütü silahını elinde tutarak devlete şart koşmuş, yandaşları Hükümete 'süre doluyor, sözlerinin gereğini yap, söylediklerinin içini doldur' demeye başlamış, Hükümet ise bu konudaki aczini, yanlış politikasını sessizliği ile örtmüştür. Çünkü Başbakan'ın dolaylı bir müzakere sürecinin içine girmiş olması bu sonucu doğurmuştur, Hükümeti de sıkıntıya sokmuştur. Artık net olarak biliniyor ki, şiddet ve terör uygulayanların belli talepleri vardır. 'İmralı'daki şartlar düzeltilsin, bir genel af öngörülsün. Bunlar sağlanırsa biz de silahları bırakırız değil, pasif eylemsizlik haline geliriz. Yani, elimizde silah her an müdahale etmeye hazır vaziyette dururuz, fakat tetiği çekmeyiz, benim tetiği çekmememi sağlamak istiyorsan listemi onayla' denilmektedir. Peki, uyguladıktan sonra ne yaparsın? 'Yeni bir liste veririm, gene derim ki, bak tetik elimde.' Ne yazık ki bu sürecin bir parçası olunmuştur." Baykal, dünyada uluslararası platformda terör lanetlenirken, Kürt kökenli vatandaşların ezici çoğunluğunun Türkiye'de şiddet ve terör ortamının yaratılmasına her gün daha fazla karşı çıktığı bir sırada Başbakan'ın girişiminin yanlış olduğunu savundu. Deniz Baykal, yapılması gereken şeyin, siyaseten terör kadrolarını tecrit etmek olduğunu belirterek, şöyle dedi: "Teröre doğrudan ya da dolaylı sahip çıkan, destek veren bütün kesimleri kamuoyuna teşhir etmek, göstermek ve tecrit etmek lazımdır. Yapılması gereken iş budur. Kimse teröristi himaye edememelidir, etmemelidir, onun elini güçlendirecek adımlar atmamalıdır. Teröre karşı çok kararlı, çok net bir tavrın başta hükümet olmak üzere bütün toplum tarafından sürdürülmesi lazımdır."

ter