BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  POLİTİKA

Başbakan Atina'ya Patrik ile gitmeli

Başbakan Erdoğan'ın Atina'ya yapacağı gezide Rum Patriği Bartholomeos'u da yanında götürsün teklifine destekler artıyor.

Abone ol

Posta Gazetesi Ankara Temsilcisi Hakan Çelik, tarafından geçen hafta gündeme getirilen Başbakan Erdoğan Atina'ya düzenleyeceği geziye Partik Bartholomeos ile gitmeli önerisine önce Doğan grubunun önemli Mehmet Ali Birand'dan, ardından da Star gazetesi yazarı Yağmur Atsız'dan destek geldi.

Başbakan Erdoğan, 14-15 Mayıs tarihlerinde Atina’ya tarihi bir ziyaret yapacak. Bu gezi, Türk-Yunan ilişkilerinde son derece önemli ve yeni bir dönem başlatacak. Uzun yıllardır yapılamadığı kadar, karşılıklı sıcaklığın hakim olacağı bir gezi yapılacak. Erdoğan beraberinde 10 bakan götürecek, Yunanlı bakanlar ile birlikte ortak bir bakanlar kurulu toplanacak ve birçok konuda ikili anlaşmalar imzalanacak.

İki ülke arasında böylesine elverişli bir ortamda, Hakan Çelik'e göre Başbakan’ın Yunanistan’a götüreceği heyete, Patrik Bartholomeos’u da dahil etmesi müthiş bir jest olur.

TÜRK BAŞBAKANI PATRİK İLE UÇAKTAN ÇIKINCA...

Birand, Çelik'in önerisini desteklediği yazısında şöyle diyordu: "Türk Başbakanı’nın Atina Uluslararası Havaalanı’na inen uçağının kapısının açılışını ve Erdoğan’ın yüzlerce TV kamerası önünde, hemen beraberinde Ortodoks dünyasının dini lideri Patrik Bartholomeos’un inmesini düşünün. Her şeyden önce, uluslararası alanda bundan daha büyük bir sansasyonel görüntü olamaz.

Bu kadar mesaj dolu, bu kadar müthiş bir iletişim darbesi düşünülemez.
Bu olay, sadece Yunan halkının kalbini kazanmak değil, milyarlık Ortodoks dünyasını kucaklamak anlamına gelir. Hele bir de, Erdoğan’ın Ruhban Okulu’nun açılışını da aynı gezi sırasında müjdelediğini düşünün.
Bu resim, laik Türkiye’yi giderek dindarlaştırmaya çalıştığından kuşku duyulan Müslüman Başbakan’ın, Hıristiyan dünyasına “Benim kompleksim yok. Dinler arasında barıştan yanayım” mesajını verir.

Bu manzara, Avrupa Birliği’nde, Müslüman olduğundan dolayı Türkiye’yi dışarıda tutmak isteyen çevrelerin yenilgisi demektir. Müzakereleri, Kıbrıs nedeniyle kısıtlamaya çalışanları zayıflatır. Avrupa Parlamentosu’ndaki eleştirilerin büyük bir bölümünü silip atar. Kıbrıs’ta çözümsüzlük peşinde koşan Rum çevreleri bir defa daha düşünmeye zorlar. Bu jest, Türkiye’nin yıldızlaşması demektir."

YAĞMUR ATSIZ'DAN DESTEK

Türkçü düşüncenin Türkiye'deki en önemli ismi Nihal Atsız'ın oğlu Yağmur Atsız da, Hakan Çelik ve Birand'ın yazılarına destek oluyor ve bugün köşesinde şöyle diyor:

"Bence Sayın Başbakan, “Patrik’den Eyüb Kaymakamı sorumludur.”  türü birtakım hezeyanlarla kendilerini gülünç eden cühelâ takımının iğvâsına kapılmayarak “Cihanşümûl/Ökümenik” Patrik Cenablarını bu geziye behemehâl almalıdır. Fener Patriği, yalnızca köküne kibrit suyu ekdiğimiz İstanbullu “kılıç artığı” 2,500 Rumun değil, yeryüzündeki 300 milyon Ortodoks’un Rûhânî Reisidir. Bir “Primus inter pares” (Benzerler arasında birinci)’dir. Üstelik “Medeniyetlerarası İttifak” Hareketi’nin Eşbaşkanı sıfatıyla Başbakana yaraşan budur! Bu vesîleyle Heybeliada Ruhban Mektebi’ne tekrar izin verildiğini ve Ankara’daki zorba bir rejimin gasbetdiği dört Galata Kilisesinin de yeniden asıl sâhibine iâde edildiğini açıklarsa mecâzî mânâda yer yerinden oynar."