BIST 10.159
DOLAR 32,18
EURO 35,06
ALTIN 2.471,92
HABER /  GÜNCEL

Bakan Gül 3 Ekim'i garanti görüyor

Avrupa Birliği'nde çatlak seslerin yükselmesini Bakan Abdullah Gül'ü önemsemiyor. Bu konuda rahat olan Gül, müzakerelerin neden başlayacağını da açıkladı.

Abone ol

Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Türkiye ile AB arasında müzakerelerin 3 Ekim 2005 tarihinde başlayacağı konusunda şüphesinin bulunmadığını söyleyerek, "Türkiye bu konuda gayet dikkatli ve Avrupalı gibi hareket etti" dedi. Gül ayrıca, KKTC 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın AB'nin Türkiye'ye, Yunanistan ve Rumların baskısıyla tarih verebileceğini öne sürerek, "Ama Türkiye'yi tam üye yapmazlar" şeklindeki sözlerine ise, "Türkiye'nin AB'ye üyeliği konusunda konuşmak Denktaş'a düşmez" diyerek tepki gösterdi. Hafta sonunu Kayseri'de babaevinde geçiren Bakan Gül, bağevinde düzenlediği basın toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. "3 Ekim'de Türkiye ile AB arasında müzakerelerin başlayacağı konusunda şüphem yok" diyen Gül, "Çünkü Türkiye gayet dikkatli hareket etti. Bir Avrupalı gibi hareket etti. Üstüne düşen sorumlulukları yerine getirdi. 17 Aralık kararına bakarsanız, o karara imza atan devlet ve hükümet başkanları, bugün işbaşındadır. Bugün yine Avrupa'yı yöneten liderlerdir. O kararda Türkiye, yapması gereken tüm kararları yerine getirmiştir. Bunu en iyi şekilde tespit eden Avrupa Birliği'nin genişlemeden sorumlu komiseridir. Dikkat ederseniz, AB'nin genişlemeden sorumlu komiserinin Türkiye ile ilgili üst üste yaptığı açıklamalarında, Türkiye'nin üzerine düşen her şeyi yerine getirdiğini, müzakerelere başlanacağından hiç şüphesi olmadığını söylemektedir; hatta bütün AB ülkelerini dolaşarak bu açıklamaları yapmaktadır. Dolayısıyla müzakereler başlayacaktır diyorum" dedi. AB liderlerinin iç politikalarda karşılaştıkları bazı sıkıntılar veya problemlerden dolayı dünyayı ilgilendiren global ve stratejik politikaları gölgeleyecek ya da göz ardı edecek davranışlara girmeyeceklerine inandığını dile getiren Bakan Gül, "Çünkü Türkiye'nin AB müzakerelerine başlaması biraz farklı olaydır. Şüphesiz ki, üyelerin hepsi birbirinden kıymetlidir; ama Türkiye'nin özellikle global açıdan AB'ye, dünya barışına, Avrupa'nın daha da güçlenmesine, ekonomik, stratejik güvenleri ve dünya barışı açısından katkıları çok farklıdır. AB liderlerinin bunu en iyi şekilde bildiklerinden eminim. Çünkü 17 Aralık kararını bunları göz önünde bulundurarak aldılar. Bu açıdan konjonktürel problemlerden veya sıkıntılardan dolayı bu büyük stratejik vizyonun kurban edileceğine ihtimal vermiyorum" diye konuştu. "AMBARGO, AB'NİN İLKELERİNE AYKIRIDIR" Bakan Gül, Kıbrıs ile ilgili olarak da, Kıbrıs'ta uzlaşmayanların Rum tarafı olduğunu ifade etti. Gül konuyla ilgili olarak ise şunları söyledi: "Kıbrıs ile ilgili son günlerdeki açıklamalar aslında çok tutarlı değildir. Çünkü, Türkiye ve Kıbrıs Türkleri bu problemin çözümü için dünyayı şevk edecek şekilde üstlerine düşeni yapmışlardır. Burada şunu söylemek istiyorum. Başta BM Güvenlik Konseyi olmak üzere, AB ve tüm dünyanın üstüne mutabakat vardığı planı reddeden Rumlar olmuştur. Bu vesileyle Rumlar, Avrupalı'nın ruhuna, AB prensip ve ilkelerine aykırı hareket etmiştir. Burada şu açıklamayı yapmak isterim ve tüm dünya kamuoyuna şunu duyurmak isterim, AB'nin üyelik dayanışması muhakkak anlaşılan bir iştir. Rumların bu problemi, AB içine getirmelerinin faturasını Rumlar ödemelidir. Türkiye ve Kıbrıs Türkleri üzerlerine düşen görevleri yapmışlardır. Bundan sonra barış için yapmaya devam edecektir. Ama AB'yi bu problemlere, sıkıntıyı sokanlar da artık üyeliğini sorgulamaları gerekir. AB, ilke ve prensiplerine aykırı olan bir uygulamayı üyelerinden biri yapıyorsa, onun dikkatini çekmeleri gerekir. Buradan şunu söylemek istiyorum. Ambargo uygulamaları AB'nin ruhuna, ilkelerine aykırıdır. Bildiğiniz gibi bizlerin bir süredir, tüm dünyaya ilan ettiğimiz bir şey var. Kıbrıs'taki bütün kısıtlamaları, hep beraber aynı anda kaldıralım diyoruz. Bununla bütün kesimleri, bütün ülkelerin birbirine uyguladığı kısıtlamaları aynı anda hep beraber kaldıralım diyoruz. Bu AB ruhuyla beraber olan bir tekliftir. Bu ortak meseledir." İsrail'in Batı Şeria ve Gazze'den çekilmesini de değerlendiren Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, "Bunu biliyorsunuz, çok destekledik. Bunun Yol Haritası'na uygun bir şekilde yapılması çok önemli. Barışın kalıcı olması için bu şarttır" dedi. Irak'ta Türkmenler'in siyasi sürece girmeleri gerektiğini de kaydeden Gül, "Türkmenlerin herkes gibi kendi vatanına sahip çıkması gerekir. Bundan sonraki mücadele siyasi mücadeledir. Herkesin bunun farkında olması gerekir" diye konuştu. KKTC 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın Türkiye'nin AB üyeliği konusunda yaptığı açıklamalara da sert cevap veren Bakan Gül, "Bunları konuşmak ona düşmez, bu bizim kendi politikamızdır" şeklinde konuştu.