BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  POLİTİKA  /  MHP

Bahçeli iktidardan kelle istiyor

Parti grubunda konuşan Devlet Bahçeli İçişleri Bakanı'nın görevde kalmasının sakıncalı olduğunu söyledi.l

Abone ol

İNTERNETHABER.COM - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, grupta yaptığı konuşmada önce Başbakan Erdoğan'a ardından İçişleri Bakanı Beşir Atalay'a yüklendi. Bahçeli, İçişleri Bakanı Atalay'ın görevde kalmasının 'sakıncalı' olduğunu öne sürdü.

Bahçeli gruptaki konuşmasına dün gece gece tatkibatında düşen helikopterin ardından şehit düşen subaylara Allah'tan rahmet dileyerek başladı. Çalışan gazetecilerin bayramını da kutlayan MHP Lideri şöyle konuştu:  "Gece demeden gündüz demeden milletimizi bilgilendirmek ve haberdar etmek için çalıştıklarını iyi biliyorum. Günümüzde medyanın, demokrasinin sağlıklı işlemesi için nasıl çalıştığı kuşkusuzdur. Medyanın çok sesli ve tarafsız bir şekilde çalışmalarını süslemesi önemlidir. Yanlışı ayna gibi yansıtan, siyasetin verdiği kararların millet hayrına olmasında emek ve mesai sarfeden kardeşlerimizin bizim açımızdan önemi fazladır. Tüm gazeteci arkadaşlarımızın bayramını kutluyorum."

Konuşmasında esnafın karşılaştığı sorunlarıyla ilgili devam eden Bahçeli sözlerini şöyle sürdürdü:

"Eğer vatandaşımızın satın alma gücü zayıfsa, bu oılumsuzluk doğrudan doğruya esnafımıza sirayet edecektir. Vatandaşlarımızın cebinde harcayacak parası olmadığı zaman esnaf ve sanatkarlarımız da dara düşecek ve kepenklerini siftah yapmadan kapatma durumunda kalacaklardır."

Bahçeli'nin konuşmasından satır başlıkları şöyle:

ESNAFLA ELELE ÇİFTÇİYLE OMUZ OMUZA

Yayılan büyük alışveriş merkezlerin geleneksel iş kolunda çalışan kardeşlerimizi sürekli tehdit etmesine sayın Başbakan bigana kalmıştır. Zalimin bir hükmü varsa esnafımızın da seçimlerde söyleyeceği söze yürekten inanıyorum. İktidar olduğumuzda esnafa hak ettiği önemi vereceğiz. Esnafımızla elelele, çiftçimizle omuz omuza olacağız. Memurumuzun arkasında emeklimizin yanında olacağız. Mutlaka başaracağız, herkesi feraha kavuşturacağız.

ERDOĞAN'IN SÖZLERİNDE YENİ BİR ŞEY YOK

Başbakan Erdoğan'ın 2023 vizyonunun 57. Hükümet döneminde bizzat kendileri tarafından öngörüldüğünü dile getiren MHP Lideri şunları söyledi:

28 Ocak 2011'de saat 15.00'de seçim beyannamezi açıklayacağız. Aziz milletimiz kendisine en yakın gördüğü partiyi yetkilendirecek ve sorumluluk verecektir. Bu kapsamda son günlerde Başbakan Erdoğan'ın önümüzdeki seçime dönük bazı konuşma ve beyanlarında bazı hedefleri bulunmaktadır. Başbakan 2023 vizyonunu ortaya koymuş ve en son grup konuşmasında bu tutumunu sürdürmüştür. Erdoğan'ın Cumhuriyetimizin 100. yılık hedef ve öngörüleri önünü görmekten aciz hükümet için sevindiricidir. Ancak Başbakanın sözlerinde bir yenilik ve farklı durum bulunmamaktadır.

AKP HÜKÜMETİ YARGIYA NÜFUS ETMEK İSTİYOR

Hükümetin yargıya nüfus etmeye hedeflediğini iddia eden konuşmasına şöyle devam etti:
Başbakanın 2023 hedefini merak edenler bizim hükümet ettiğimiz 57. hükümet döneminde yapılan çalışmalara bakabilirler. Türkiye AKP iktidarıyla tarihin en sıkıntılı dönemlerini geçirmektedir. Milli kimliğimiz, dilimiz, tarihimiz, Türklük gururumuz ve inançlarımız Erdoğan'ın yönetimi altında siyasi menfaat çetesi tarafından haciz altına alınmıştır. Millet olarak birlikte yaşamımızı sağlayan kurum ve kurallar bu hükümet tarafından linç edilmek istenmiştir. En tehlikesi yargı kurumlarına siyasi nüfus edilmesi olmuştur.

ERDOĞAN HUKUKİ HÜKÜMLERİ HİÇ ÖNEMSEMEMİŞTİR

Yanlı ve yandaş yargı oluşturma hevesleri AKP'nin kötü sicilini göstermektedir. CHP destekli adrese teslim anayasa değişikliği bu anlayışın devamıdır. Başbakan'ın istifa eden bir milletvekili yerine TBMM'ye girmiştir. Erdoğan hukuki hükümleri hiç özemsememiş ve sorumsuzca hareket etmeyi tercih etmiştir.

TÜRKLÜK DEĞERLERİ TEZYİF VE TAHKİR EDİLMİŞTİR

AK Parti Hükümeti döneminde Türklük değerlerinin aşındırıldığını ifade eden Bahçeli, yeniden iktidarı hedef altdı:

Türk Milleti AKP hükümeti döneminde mahkemeye düşmüş, kurumlar birbirine düşmüştür. AKP siyasal gücü ahlaksızca kullanmış, herkesin kendisine göre adalet anlayışında olduğu, müştereklerin kaybolduğu sosyal yapının filizlenmesine yol açmıştır. Bunun adına da demokratikleşme denilmiş. Yabancı dayatmaların köle sadakadıyla kabul edilmiştir. Türklük değerlerine ve varlığına yönelik tahkir ve tezyiflerin yolu açılmıştır. Azınlık vakıflarıyla ilgili değişiklik yapılması, mahalli dillerin radyo ve televizyonlarda kullanılması AKP'nin hukuk üzerindeki tahribatıyla hayat bulmuştur.

BAŞBAKAN ERDOĞAN KENDİ HUKUKUNU ÖNE ÇIKARDI

Referandumda 'kişilerin üstünlüğü değil hukukun üstünlüğünü sağlayacağız' diye konuşan Başakan Erdoğan'ın aslında kendi hukukunu tesis etmek istediğini söyleyen Bahçeli devamla şunları söyledi:

Biz siyasi olarak AKP'nin yakasından tutacağız. 12 Eylül anayasa değişiklikleriyle ilgili referandum öncesinde hukukun üstünlüğünün hayata geçireceğini söyleyen Başbakan Erdoğan'ın kendi hukukunu öne çıkardığı kesindir. Demokrasinin sunduğu imkanların arkasına gizlenerek hukuksuzluğu yaygınlaştırarak Türkiye Cumhuriyeti'ni darbetmek istediği anlaşılmıştır.

İnsaf ve izan duygusu olmayan AKP hükümeti hukuk teknisyenlerini yargıya yerleştirme arayışında olmuştur. Hükümetin hiçbir ciddi tedbir alamadığı emniyet ve asayişte yaşanan büyük kaos vatandaşların güvenliğini kaçırmıştır. Kapkaç, hırsızlık, cinayet ve cinsel içerikli suçlarda artış gözlenmiştir. Özellikle büyük kentlerde vatandaşlarımız şiddete ve tehdide maruz kalmıştır.

İÇİŞLERİ BAKANI İÇ İŞLERİNİ KANUN KAÇAKLARINA TESLİM ETTİ

"İçişleri Bakanı içişlerini kanun kaçaklarına teslim etmiştir. Suçlular dışarıdadır masumlar tedirgindir. AKP yandaş yargı oluşturmanın peşindedir. Şiddet zehirli sarmaşıklarıyla her tarafı sarmıştır. İyi vatandaş olmak külfet haline dönüşmüştür." diye konuşan Bahçeli, Bakan Atalay'ın bu görevde durmasının 'sakıncalı' olduğunu söyledi. Bahçeli şöyle konuştu:

 Herşeyin çivisi çıkmış ve kuralsızlık başlamıştır. AKP yönetimi Türkiye'nin milli birliğini ve üniter yapısını böylelikle tartışmaya açmıştır.  Erdoğan sürekli Türk milletini azınlığa indiren hezeyanları duyulmuştur. Hukuk ve adalet adil suçlarda olduğu kadar bölücülük karşısında da etkisiz kalmıştır.

Milletimiz sırtı sıvazlanan suçların tahliye oluşlarına alışmaya başlamıştır. Unutmayalım ki rüşvet, taraflılık, kayırmacılığın olduğu hukuk düzeni birlikte yaşamaya hizmet etmesi imkansızdır. AKP'nin kendinden menkul demokrasi boyasıyla çizdiği tablo bundan ibarettir. Erdoğan'ın gönül haritası üzerinde kardeşliğin resmini çizmekten anladığı budur.

TAHLİYELER MİLLETİMİZDE İNFİAL YARATMIŞTIR!

Hizbullah örgütü tutuklularının tahliyelerinin millette derin infiale yol açtığını vurgulayan MHP lideri konuşmasını daha da sertleştirdi:

Tutukluluk sırasına sınırlandırma getirilmesi doğru olmuştur. Bu yılın ilk günlerinde tutukluluk sürelerinin dolmasıyla tutuksuz yargılanmak üzere serbest kalmaları sağlanmıştır. En hunhar cinayetleri işleyen, insanlık dışı yöntemlerle canlara kılan PKK ve Hizbullah üyelerinin tahliye edilmesi milletimizde infial yaratmıştır. AKP Hükümetin yüksek yargıyı hedef alan suçlamaları ve aldığı karşılıklar durumun vehametini ortaya koymuştur. Bu noktaya gelinmesinin nedenlerinin daha iyi anlaşılması için konunun her yönüyle ele alınması gerekli ve kaçınılmaz olmuştur. Adalet mülkün temelidir, insan hakları ve özgürlüklerin nihai teminatı ve devletin temel taşıdır. Türk hukuk sisteminin sorun ve sıkıntıların olduğu gerçektir.

AKP 8 YILDIR YARGIYI KUŞATMAYA ÇALIŞIYOR

Bahçeli hükümet ile yargı ilişkisinde iddialarını yineledi:

AKP 8 yıldır yargıyı kuşatma altına almış ve her vesileyle yargıyı suçlamıştır. AKP hükümetleri yargının sorunlarının çözümüyle uğraşmamış bunun yerine yargının yapısıyla uğraşmıştır. Adalet sarayları yaptım, fiziki sorunlarını hallettim diyerek övünmüş yargının yapısal sorunlarını çözmeyerek kangren oluşmasına seyirci kalmıştır. Yargının yapısal sorunlarının çözümü için kılını kıpırdatmayan başbakan ve hükümet kendisini koruyabilmesi için herkese çamur atıp suçlamaktadır.

AKP yüksek yargı üzerinden operasyon yapmaya hazırlanmaktadır. Tahliye edilen Hizbullah ve PKK teröristleri bugün aramızda dolaşmaktadır. Yapılacak husus bu teröristlerin süratle dosyaları incelenerek  davalar sonuçlandırılmalıdır. Adalet Bakanı ya istifa etmeli ya da görevden alınmalıdır.

Bize göre AKP zihniyetinin adaletten ve hukuktan ne anladığı meçhuldür. Pişman değiliz diyen canilere ısrarla pişmanlık hükümleri uygulayan sözde hukukçuları bunlara fırsat veren AKP hükümetini dünya durdukça Türk milleti nefretle hatırlayacaktır. Habur'da teröristi anında affeden ama sıra vatandaşlara gelince yıllarca mahkeme kapılarda sürülen hukuk sistemini anlamak için AKP yandaşı olması gerekmektedir. Türkiye'nin Habur'da kırılan ve dağılan hukuk yapısına daha fazla katlanması sözkonusu değildir. AKP hükümeti hukuku taraflı ve yanlı bir hale getirmiştir.

YARGITAY BAŞKANI İLE BAŞBAKAN BİR ARAYA GELMELİ

Bahçeli konuşmasında Başbakan Erdoğan'a bir de çağrıda bulundu:

Bu itibarla atışma ve çekişme yerine, Yargıtay Başkanı ile Başbakan bir araya gelmeli ve yapılacaklar hakkında mutabakatla sonuçlanacak karşılıklı bir diyalog zemini oluşturmalıdırlar.

Hiçbir gerekçeye aldırmadan, kanayan adalet sisteminin tedavisi yapılmalı ve vatandaşlarımızın huzursuzluğu ve endişesi gecikmeksizin giderilmelidir.

Adaletin zamanında ve herkesi rahatlatacak bir sonuca ulaşması Türk milletinin devletine güvenini tahkim edecek ve haklının mağdur edilmesine izin vermeyecektir.

Ayrıca yargının kapsamlı bir reforma tabi tutulabilmesi ve adaletin aileden başlayarak toplum yapısına kadar tesis edilebilmesi için gerekli sosyal, ekonomik, sosyolojik ve psikolojik girişimler mutlaka hükümet eliyle başlatılmalıdır.

Yapılması gerekenlerin içinde en önemli hususlardan birisi de suçun ve suçlunun ürediği sosyal yapının düzeltilmesi ve insanımızın mahkeme kapılarında ömür çürütmesinin önüne geçilmesidir.

Özgürlük ve yaptırım arasında kurulacak sağlıklı bir ilişki ağının suçun kaynaklarını ve suçluyu oluşturan faktörleri zayıflatacağı ve sorun çözme kültürünün hoşgörü ikliminde yaygınlaşmasıyla da adaletin güçleneceğine inancım tamdır.