BIST 10.083
DOLAR 32,42
EURO 34,75
ALTIN 2.430,82
HABER /  GÜNCEL

Bahçeli AB raporuna isim buldu

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye İlerleme Raporu'nu değerlendirdi. AB'nin Türkiye'yi oyaladığını iddia eden Bahçeli, müzakereleri topal sürece benzetti.

Abone ol

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AB'nin, İlerleme Raporu'nda Türkiye'ye karşı samimi olmadığını, Türkiye'yi içine almayı bir türlü kabullenemediğini bir kere daha gösterdiğini savundu. Devlet Bahçeli, MHP Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, AB Komisyonu'nun açıkladığı Türkiye İlerleme Raporu'nu değerlendirdi. Bahçeli, iktidarın, meşruiyetinin dayanağı ve siyasi geleceğinin teminatını, AB projesinin canlı tutulmasında aradığını, buna bir can simidi gibi tutunma telaşında olduğunu savundu. İlerleme Raporu'nda, AB'nin Türkiye'yi nasıl gördüğünü ortaya koyan bir Türkiye tablosu çizildiğini, bu tablonun, özel maksatlarla ve zorlamayla şekillendirilmiş karanlık bir tablo olduğunu öne süren Bahçeli, AB'nin açık ve net istediğinin, ''terörü haklı gösterme, bölücülük yapma, Türk devletine ve Türklüğe hakaret etme, devlete ihanet etmenin suç sayılmaması ve cezalandırılmaması'' olduğunu ileri sürdü. Komisyonun tavsiyeleri incelendiğinde, Türkiye'ye karşı yapılan ayrımcı muamelenin hem şekil, hem de içerik olarak görüldüğünü kaydeden Bahçeli, AB'nin, özel bir durum olarak gördüğü Türkiye'ye, diğer aday ülkelerden farklı olarak özel bir yol, istikamet, yöntem ve mekanizma öngördüğünü vurguladı. ''TOPAL SÜREÇ'' Burada önemli olanın, şekil ve görüntü değil, esas ve öz olduğunu dile getiren Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bu açıdan bakıldığında, Türkiye için görüntüyü kurtaracak yeni bir oyalama senaryosunun ortaya konulduğu görülmektedir. Bu yaklaşımın temelinde yatan anlayış, ayrımcılık ve dışlama anlayışıdır. AB, Türkiye'ye karşı samimi olmadığını, Türkiye'yi içine almayı bir türlü kabullenemediğini bir kere daha göstermiştir. Türkiye için üyelik tarihi ve takvimi belli olmayan, şeklen ve göstermelik bir süreç için yeşil ışık yakılabilecektir. Bu sürecin gecikme olmaksızın başlatılması konusunda bile bir tavsiye yapılmamıştır. Bu topal sürecin bile ilerlemesi, bir dizi şantaj ve dayatmaya bağlı olacaktır.'' Bahçeli, hiçbir siyasi amaç, hedef ve projenin, Türkiye'nin birliği ve kardeşliğinden önemli olmadığını dile getirdi. ''Haysiyet kırıcı taleplerin yerine getirilmesi karşılığında Türkiye'nin önüne konan hedef, acaba takvimi belirlenmiş ve kısa sürede gerçekleştirileceği sağlam garantilere bağlanmış AB'ye eşit statüde tam bir üyelik midir?'' diye soran Bahçeli, ''Hayır. Türkiye'nin önüne konulan denklemde, bu gaflet ve ihanet yolculuğuna çıkılmasının karşılığında beklenilebilecek azami hedef, Türkiye'nin, AB'ye pamuk ipliğiyle bir şekilde bağlanacağı bir statü kazanılmasıdır. Bu tam üyelik olmayacak, farklı bir ambalaj içinde özel ilişki denilen ikinci sınıf, kuru ve içeriksiz bir ortaklık ilişkisi olacaktır'' diye konuştu. ''FARKLI BİR AMBALAJ İÇİNDE, DIŞLAMA PAKETİ'' Bahçeli, AB'nin, Türkiye'yi bu kadar aşağılamaya cüret edebilmesinde en büyük cesaret kaynağının, ''Türkiye'yi çaresiz ve zavallı bir ülke konumuna sokan AK Parti iktidarı, Türk devleti, milletiyle sorunu olan, AB himayesi ve gölgesinde bu hesaplaşmayı yapmayı ümit edin AB lobileri'' olduğunu iddia etti. Türkiye için öngörülen yaklaşımın, samimiyet ve hakkaniyetle uzaktan yakından ilgisinin bulunmadığını kaydeden Bahçeli, bunun, farklı bir ambalaj içinde yeni bir ayrımcılık ve dışlama paketi olduğunu söyledi. Bahçeli, AB'nin Türkiye'nin önüne koyduğu yolun, zorluklar ve engebeleri bulunduğunu, ancak tam üyelik hedefine ulaşılmasını sağlayacak bir yol olmadığını, bunun, her anlamda çıkmaz bir sokak olduğunu belirtti. Hükümete, ''Türkiye'nin kaderi üzerinde kumar oynamak, milleti, sonunun karanlık olduğu bilinen bir maceraya sürüklemek, kimsenin ne haddi ne de hakkıdır. Gaflet ve delaleti ihanetten ayıran ince çizgiyi, kritik eşiği aşmayın. Bunun tarih önünde vebali büyük olur'' diye seslenen Bahçeli, hükümetin, Katılım Ortaklığı Belgesi ve Ulusal Program çerçevesinde üzerine düşen ev ödevinin sınırlarını aşmaması gerektiğini kaydetti.