BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  GÜNCEL

Avrupa'nın iç giyimi Türkiye'den

Tekstilin önemli kollarından iç giyim sanayinin ihracat yaptığı ülkeler arasında, Rusya’dan İsrail’e, Ortadoğu'dan Avrupa'ya kadar geniş bir coğrafyaya mal sa

Abone ol

Tekstilin önemli kollarından iç giyim sanayinin ihracat yaptığı ülkeler arasında, Rusya’dan İsrail’e, Azerbaycan’dan Suudi Arabistan’a kadar birçok Ortadoğu, Avrupa, Afrika ve Orta Asya ülkesinin bulunduğu bildirildi. Tüm İç Giyim Sanayicileri Derneği (TİGSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Bahri Özdinç, Türk iç giyim sanayinin son yıllarda üretimini ve ürün çeşidini artırdığını belirterek, iç giyim sanayicilerinin, Türkiye ekonomisinde yarattığı istihdam ve ihracat payıyla önemli bir rol oynadığını söyledi. Yıllık 1 milyar doların üzerinde ihracat gerçekleştiren iç giyim sanayinin yaklaşık 120 bin kişiyi istihdam ettiğini kaydeden Özdinç, pamuk, yünlü ve sentetik olan hammaddeden başlayarak konfeksiyona kadar uzayan bir üretim sürecinde iç giyim sektörünün, üretimi ve ihracat kapasitesiyle Türkiye’nin önde gelen sektörleri arasında yer aldığını ifade etti. Özdinç, ihracatın bir kısmının dünyaca ünlü markalara, bir kısmının da Türk markalarıyla yapıldığını dile getirerek, şunları kaydetti: "Türkiye’de üretimi yapılan Avrupalı ve Amerikalı markaların başında H&M, Otto, C&A, Karstadt, Sara Lee ve Marks&Spencer geliyor. Böyle 35’in üzerinde marka var. İhracat yapılan ülkeler arasında ise Rusya’dan İsrail’e, Azerbaycan’dan Suudi Arabistan’a pek çok Ortadoğu, Avrupa, Afrika ve Orta Asya ülkesi bulunuyor. İhracatımızın yüzde 10’u doğrudan Türk markası olarak gerçekleştiriliyor. Avrupa’nın yüzde 25-30’u Türk iç çamaşırı giyiyor." HAKSIZ REKABET VE KAYITDIŞI İSTİHDAM Haksız rekabet koşulları karşısında sektör olarak örgütlenilmemesinin üretici firmaların şartlarını zorlaştırdığını ifade eden Özdinç, Uzakdoğu ülkelerinden tekstil ürünlerinin Türkiye’ye ucuz maliyetlerle ithal edilmesinin Türk üreticilerini fasoncu durumuna düşürdüğünü vurguladı. Özdinç, üreticileri bu haksız rekabetten kurtarmak için bir an önce etkili önlemler alınması gerektiğini anlatarak, şöyle devam etti: "Diğer ülkelerin bu tür haksız rekabet şartlarını ortadan kaldırmak için yaptıkları çeşitli uygulamalardan örnek vermek gerekirse, 1998 yılında Meksika emek yoğun sanayisini korumak için İthalat Denetleme Kanunu’nu yürürlüğe koymuştur. AB’ye üye ülkelerde ise senelerdir haksız rekabeti önlemek için ülkelerine yapacakları ithalatta öncelikle asgari fiyat uygulaması kontrolü yapmaktadırlar. Benzeri uygulamaların ülkemizde de en kısa sürede yürürlüğe girmesi için gerekli çalışmalar derneğimiz tarafından başlatılacaktır. Ülkemizin uzun yıllardır üretimde, ihracatta ve istihdamda lokomotifi olan tekstil ve konfeksiyon sektörü, son yıllarda bu üç kalem bazında kayıtdışılığa karşı savaş vermektedir. Sektör sanayicilerinin ve sendikaların bir sosyal taraf olarak her platformda üzerinde ısrarla durduğu, ülke ekonomisi ve çalışma hayatının en önemli sorunu kayıtdışı istihdamdır. AB’ye girilmesi halinde ülkemizde şu anda yüzde 37 oranında olan SSK primleri, diğer ülkelerde olduğu gibi yüzde 22- 25 arasında değişen işçi işveren kesintileri oranına çekilmesi ümit edilmektedir. Bu gelişme Türk tekstil ve konfeksiyon sektöründe özellikle istihdam konusunda rahatlama sağlayacaktır."