BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  POLİTİKA  /  MHP

Atatürk'e verilmedi Erdoğan istiyor!

MHP'li Faruk Bal, TBMM'de yaptığı konuşmada hükümete çattı!

Abone ol
MHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Bal, hükümete bazı konularda Kanun Hükmünde Kararname çıkarma yetkisi veren yasa tasarısında hükümete sert çıktı, tasarının seçimler öncesi kamu görevlilerine karşı tehdit aracı olarak kullanılacağını iddia etti. Kurtuluş Savaşı'nda bile Mustafa Kemal Atatürk'e verilmeyen yetkinin Meclis eliyle Erdoğan'a verilmeye çalışıldığını söyleyen Bal, tasarıyı milletin iradesine ipotek altına alma operasyonu olarak nitelendirdi.

TBMM Genel Kurulunda, hükümete, bazı konularda Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkarma yetkisi veren yasa tasarısının görüşülmesine ''Anayasaya aykırılık'' tartışmalarıyla başlandı.

Genel kurulda yaşanan usul tartışmalarının gölgesinde geçen görüşmelerde söz alan MHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Bal, Kurtuluş Savaşı'nda bile Mustafa Kemal Atatürk'e verilmeyen yetkinin bugün 24. dönem parlemantosu eliyle Erdoğan'a verilmeye çalışıldığını iddia etti. Kanun teklifinin elle tutulur bir tarafının bulunmadığını söyleyen Bal, yasa tasarısıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yasama gücünü Bakarlar Kurulu'na, hükümete devredileceğini söyledi. MHP'li Bal böyle bir yetkinin Kurtuluş Savaşı'nda bile devredilmediğini söyleyerek şöyle konuştu:

"Bu noktada bu yetkinin hangi hallerde verilmesi gerektiğini çok iyi bilmemiz gerekiyor. Meselenin vehametini bu yüce Meclis’in birinci döneminde yaşanmış olayla taktirinize sunmak istiyorum. Biliyorsunuz, Birinci Meclis Gazi Meclisi'dir. Birinci Meclis Kurtuluş Savaşı yapmış bir Meclis’tir. Birinci Meclis, önce kendini teşekkül ettirmiş, kendi hükümetini kurmuş ondan sonra devletini kurmuş bir Meclis’tir ve bu Meclis Kurtuluş Savaşı’nı verirken Birinci İnönü Savaşı yapılmıştır. Birinci İnönü Savaşı’nı Meclis yapıyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, o savaşı organize ediyor. Meclis Birinci İnönü Savaşı yapılırken Meclis’in ve hükümetin başındaki Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e yetkisini vermiyor. Evet İkinci İnönü savaşına geliyoruz. Bu savaşı da Türkiye Büyük Millet Meclisi yapıyor. Bu savaşı yaparken dahi kendi yetkisini Meclis Başkanı Gazi Mustafa Kemal’e vermiyor. Taa ki Eskişehir Kütahya Savaşı’nda ordu içinde bir sıkıntı oluşunca, TBMM yetkilerini Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e veriyor. Buradan çıkaracağımız sonuç şu: Bu Meclis’in bu devleti kurarken yasama organına verdiği önemi ve yasama yetkisini devredirken göstermiş olduğu hassasiyeti 24. Dönem parlemantosunu anlamak ve buna uygun davranmak zorundadır.

"KARDEŞİM İKİ AY DAHA BEKLE"

Böyle olağanüstü hallerde bile yasama yetkisini devretmeyen Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin seçimlere iki ay kala tüm yetkisinin hükümete devretmesini, iktidarın beceriksizliği olarak nitelendiren Bal, tasarının evrensel değerler ve hukukla bağdaşmadığını iddia etti. Bal şöyle konuştu:

"Ne oldu da 12 Haziran’da yapılacak seçimlere giderken, iki ay kala Meclis, tüm yetkisini bu Kanun Hükmünde Kararname yetkisine ilişkin tasarıda hükümete devrediyor? Yetkiyi istemesinin anlamı ise şudur: Ben 9 yıldır iktidarım ancak kamuyu çeki düzene koyamadım, başarısızım. Hükümet diyor ki ben bu kanun tasarısı içerisindeki yetkileri şu ana kadar kullanamadım, bu konuda başarılı olamadım bana bu yetkili verin!  Kardeşim seçime 2 ay kalmış bekle iki ay daha. İki ay kalmış ömrünü tamamlayacak yasama meclisinin yetkisini, parmatik bir usül ile elinden almanın hangi demokrnasiyle hangi hukukla hangi anayasa ile hangi evrensel değerlerle bağdaşır bir yönü var. 

"HÜKÜMET BU KARARNAMEYİ TEHDİT ARACI OLARAK KULLANACAK"

Hükümetin, 12 Haziran'da yapılacak seçimlerde milletin oyunu çantada keklik olarak gördüğünü ve milletin iradesini tanımadığını anlatan Bal, tasarıyla ilgili sert konuştu. İşte o AK Partilileri ayaklandıran ve oldukça sert tartışmaların yaşanmasına neden olan o sözler: 

"Bugün hükümet diyor ki 'ben iki ay sonra yapılacak milletin iradesini tanımıyorum'. Milletin iradesi benim çantamda keklik! Bu çantamda kekliğe göre iki ay sonra yapılacak seçimlerde tekrar iktidar olacağım. İktidar olduktan sonra da Bakanlar Kurulunu şöyle kuracağım. Kamu teşkilatında şöyle bir düzenleme yapacağım. Bunun anlamı bu!

Değerli arkadaşlarım bunun anlamı buysa, bunun hukukla, mantıkla, ahlakla, siyasi etikle bağdaşır bir yönü var mı? Hani milletin iradesiyle buradaydık? 12 Haziran’dan sonra ne olacağını kim biliyor? 12 Haziran’dan sonra kim öle kim kala. Yarın burada yoksunuz. Yarın yok olacaksınız. Çantada keklik mi sizin oylarınız. Bir bekleyin bakalım, 12 Haziran’dan sonra oluşacak hükümete bugün kü Meclis’in tahakküm altına alma yetkisi var mı? Yok işte yok!

Siz, millet iradesini tanımadığınız için vatandaşın önüne 12 Haziran’da konulacak sandığın boş olarak konulacağının idraki içinde olmadığınız için böyle saçma sapan bir kanunu getiriyorsunuz bu Meclis’in huzuruna. Biraz önce anlattım hangi Meclis’in üyesi olduğunuzu anlayın diye. Bu Meclis, Kurtuluş Savaşı yaparken bile vermediği yetkiyi seçimde tehdit aracı olarak kullanmak için istiyorsunuz. Kamu görevlilerini baskı altında bulundurmak için bu yetkiyi istiyorsunuz. Emekliliğe sevkedileceklerin listelerini alıp, onların siyasi kanaatlerini etkin biçimde oya çevirmek için bu yetkili istiyorsunuz.