BIST 9.981
DOLAR 32,38
EURO 34,72
ALTIN 2.428,25
HABER /  GÜNCEL

Atatürk sema yapardı

"Atatürk Bektaşiydi" iddiası ile başlayan tartışma Mevlana'ya kadar uzandı. Atatürk Mevlevi mi Bektaşi mi?

Abone ol

Rivayet o ki Mevlana, Hacı Bektaş Veli'ye bir müridini gönderip, ondan kendilerini irşat edecek (doğru yolu gösterecek) bir can (tarikata yeni girmiş kimse) ister.

Hacı Bektaş toplantı halinde bulunduğu canlara, gitmek isteyen olup olmadığını sorar. Şems Tebrizi "Ben gitmek isterim" der. Tarikatta 'ben' demek bencillik, şeyhe ve diğer müritlere saygısızlık olduğu için Hacı Bektaş'ın canı sıkılır.

Hacı Bektaş, bu duygu ile "Git! Başlı gide, başsız gelesin" diye beddua eder. Şems gider gitmesine ama sonunda şeyhinin bedduasına gelerek Mevlana ile yakın ilişkisini kıskananlar tarafından öldürülür.

Bektaşilerin "Mevlanı'yı Mevlana yapan Şems, Bektaşiydi" iddialarına dayanak gösterdikleri bu olay Hacı Bektaş Veli'nin menkıbelerini içeren "Vilayetname'de anlatılıyor.

2007 Mevlana yılı

2007 yılı UNESCO'nun kararıyla tüm dünyada "Mevlana etkinlikleri yılı" olarak kutlanacak. 2007, Mevlana'nın 800'üncü doğum yılına rastlıyor.

İşte böyle bir dönemde ilginç bir tartışma sürüyor. Bu tartışma Atatürk Bektaşiydi iddiaları ile başladı. Karşı tezi savunan ise Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim üyesi Doç.Dr.Hülya Küçük... Küçük'e göre Atatürk Bektaşi değildi, Mevleviliğe yakındı.

Doçent Küçük'ün ilk tezlerinden biri "Kurtuluş Savaşında Bektaşiler" üzerine... Diğeri ise "Mevlana ve Atatürk-Mevlevilik" konusunda. Bu da Küçük'ü tartışmalarda bilirkişi noktasına getiriyor.

Tarikat müridi değildi...

Doç.Dr. Küçük, "Atatürk gibi bir dahinin tarikata bağlı olduğu düşünülemez. Tarikatta şeyhe itaat esastır" notunu düştükten sonra ilginç bilgiler aktarıyor;

"Atatürk Milli Mücadele yıllarında Hacıbektaş'ı da ziyaret etti. Bu, bazı Alevi yazarlarca "Atatürk ayin-i cemde" gibi sunuldu. Ama böyle bir çıkarım çok yanlış. Zira Atatürk'ün popüler-avam bir tarikat olarak gelişen Bektaşilikten çok, bir üst-sınıf tarikatı olan Mevleviliği tercih ettiğini söylemek gerçeğe daha yakın." 

Evci çıktığında sema yapardı... 

Doç.Dr. Küçük'e göre Atatürk'ün Mevleviliğe ilgisi çocukluk yıllarına uzanıyor. Mustafa Kemal'in çocukluğunda Selanik'teki Mevlevihane'yi ziyaret etme adetinde olduğu günümüze ulaşan bilgiler arasında.

Falih Rıfkı Atay'ın verdiği bilgiler de bu görüşü doğruluyor. Atay, Mustafa Kemal'in Harp Akademisi'nde öğrenciyken, Selanik'e evci gittiği zamanlarda Mevlevilik ayinlerina katıldığının ve sema yaptığının söylendiğini aktarıyor. Ancak Atay'a göre bu ayinler Atatürk'ün dini duygulardan çok klasik müzik sevgisinden öteye gitmiyordu.

Mevleviliğe iltimas gösterdi...

Atatürk 1923'te Konya'daki Mevlevihaneyi ziyaretinde, ziyaretçi defterine "Mevlevilik tekkelerin en ileri olanı" "Mevlana büyük bir reformatör" gibi cümleler yazıyor. Semayı ise "Tanrıya dönerek yaklaşmanın, Türk dehasının bir ifadesi olduğunu" not ediyor.

1925'te bütün tekkeler kapatılmasın rağmen Mevlevihane'ye iltimas geçiliyor ve bir yıl sonra da müze haline çevriliyor. //


(Kaynak: Aktüel)