BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  GÜNCEL

Aspirin 40'ından sonra gerekli değil

Koroner kalp hastalığı olmayanlarda koruyucu maksatlı olarak aspirin kullanımının yararı bulunmuyor. Aksine özellikle de 40'ından sonra zararı olabiliyor.

Abone ol

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Kalp Damar Hastalıklarını Önleme Projesi Türkiye Koordinatörü Doç. Dr. Görenek, koroner kalp hastalığı olmayanlarda koruyucu maksatlı olarak aspirin kullanımının yararı bulunmadığını hatta zararı olabileceğini söyledi. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi de olan Doç. Dr. Görenek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, aspirinin, koroner kalp hastalıklarının tedavisinde en etkin ilaçların başında geldiğini belirterek, koroner arter hastalarında düşük doz (günlük 75-325 miligram) aspirin kullanımının bugün için kalp-damar hastalıkların tedavisinde en ucuz ve etkin bir yöntem olduğunu kaydetti. Kalp krizi geçiren hastanın aspirin kullandığı takdirde yeni bir olayın gelişme olasılığının yüzde 25 oranında azaldığını ifade eden Doç. Dr. Görenek, şöyle konuştu: ''Düşük doz aspirin kullanımıyla bu hastalarda kalp krizinin yenileme olasılığı yüzde 31, ölüm olasılığı ise yüzde 12 dolaylarına düşmektedir. Yani aspirin koroner kalp hastalarında hem yaşam kalitesini olumlu etkilemekte hem de ömrü uzatmaktadır. Aspirinin yararlı etkileri sadece kalp damarları ile ilişkili değildir. Düşük doz aspirin kullanımı ile belli hasta gruplarında inme riskinin de azaldığı yönünde ciddi çalışmalar mevcuttur. Bu sebeple DSÖ, kalp-damar hastalarına, kalp krizi geçirmişlere ve kullanmalarında bir engel yoksa düşük doz aspirin kullanmalarını ısrarla tavsiye etmektedir.'' -''ASPİRİNİN EN ÖNEMLİ YAN ETKİSİ KANAMADIR''- Doç. Dr. Görenek, kanıta dayalı tıpta koroner kalp hastalarında aspirin kullanımının klasikleşmiş, kendini kanıtlamış etkin bir tedavi seçeneği olarak yıllardır yerini aldığını belirterek, bu kadar yararlı olan aspirinin kalp hastaları tarafından günlük 500 miligram gibi yüksek dozlarda alınmasının genel olarak önerilmediğini bildirdi. Yüksek doz aspirinin mide ve bağırsak kanaması gibi istenmeyen durumlara neden olabileceğini anlatan Doç. Dr. Görenek, şöyle devam etti: ''Aspirinin en önemli yan etkisi kanamadır. Bu sebeple özellikle mide, barsak ya da kanama rahatsızlıkları olanlarda istenmeyen durumlara sebep olabilmektedir.Son zamanlarda aspirin ile ilgili tartışmalar (acaba 40 yaşın üzerindeki herkese kalp hastalığı olsun ya da olmasın aspirin verilir mi?) sorusu üzerine yoğunlaşmaktadır. Bilimsel çalışmalar göstermektedir ki, bilinen koroner kalp hastalığı olmayanlarda koruyucu maksatlı olarak bu ilacın kullanımının yararı yoktur, hatta zararı olabilir. Gereksiz ve kontrolsüz kullanıldığında mide kanamalarına, nadiren beyin kanamalarına ve bazı kanserlere sebep olabilmektedir. Bu nedenle 40 yaşın üzerindeki herkese (kalp hastalığı olsun ya da olmasın aspirin verelim) düşüncesi doğru değildir.'' -''ASPİRİN KULLANIMINDA HEKİME DANIŞILMALI''- Doç. Dr. Görenek, bilinen kalp damar hastalığı olmasa da kişide fazla sayıda risk faktörleri olması durumunda aspirinin düşük doz kullanımının tavsiye edildiğine dikkat çekerek, şunları kaydetti: ''Kişi 40 yaşın üzerinde ve ailesinde erken yaşta kalpten ölümler varsa, şekeri, hipertansiyonu, tansiyonu mevcutsa ve sigara kullanıyorsa, yani kalp krizine aday bir gruptaysa, kanıtlanmış kalp hastalığı olmasa da aspirin kullanabilir. Ancak kanama, ülser gibi kullanıma engel durumunun olmaması ve mutlaka hekime danışılarak başlanması şart. Bunun dışında sigara, şeker hastalığı, ailede kalp hastalığı, tansiyon, erken menopoz gibi ciddi risk faktörleri olmayanlarda sadece yaş 40'ın üzerinde olduğu için kalp krizinden korunmak maksadıyla aspirin kullanımına gerek yoktur.''