BIST 9.080
DOLAR 32,42
EURO 35,21
ALTIN 2.325,69
HABER /  GÜNCEL

Ankara istese 2 günde PKK'yı bitirir

Terör uzmanı Dr. Nihat Ali Özcan karamsar konuştu. Özcan, PKK ile part time mücadele edildiğini söylüyor.

Abone ol

5442 sayılı İl İdare Kanunu ile askeri açıdan PKK ile part time mücadelenin mümkün olmadığına dikkat çeken Özcan, "Ankara istese iki günde bitirir!" diyor.

Özcan ayrıca bu tür saldırıların Hakkari'yle sınırlı kalmayıp, Şırnak'a, kuzeye doğru yayılmasının sürpriz olmayacağı görüşünde.

Terör saldırıları hız kesmiyor. Şemdinli'de bitmeyen operasyon ve dün Hakkari'den gelen 8 şehit haberi.. Kamuoyu nel olup bittiğini anlamak istiyor.

Vatan gazetesinden Mine Şenocaklı asker kökenli terör uzmanı Dr. Nihat Ali Özcan ile konuştu. Terör sorunu üzerine yaptığı yorumlarıyla dikkatleri üzerine çeken Özcan, çarpıcı tespitlerde bulunuyor.

İSTESE 2 GÜNDE BİTİRİR AMA

Şenocaklı'nın “PKK çok mu güçlendi? Ordu ve hükümet bu çatışmayı neden bitiremiyor?” sorusuna Özcan, "İstese iki günde bitirir, ama hem sivil halka zarar vermek istemiyorlar hem de fazlaca şehit vermek! Bazen bu tür eylemler karşısında hiçbir şey yapmamak, yavaş yapmak en iyi seçenek olabilir. Yani öldürmemek ve buna yönelik bir operasyon yapmamak... Şemdinli’yi temizledik, ama bu sırada 40 sivil öldü’ denmesine gönlünüz razı olabilir mi?" diye cevap verdi.

MAO NE DİYOR? SEN GELİRSİN, BEN GİDERİM

- PKK ile mücadele eden ne kadar asker vardır?

Sadece Hakkari'de tahminen 25-30 bin asker vardır. Ama dediğim gibi çok adam çok güvenlik değildir. Minimum adamla maksimum güvenlik sağlamak esastır. Ama bugün ortada bir kaos var. Bir kere insanlar adım atmaktan ürküyor, birilerine veya kendine zarar gelecek diye. Bu sadece Türkiye’nin değil, tüm bu tarz sivillerle iç içe girmiş askeri karakterdeki sorunlarla uğraşanların problemi. Dolayısıyla part-time terörle mücadele olmaz. Yani bir kanunumuz var; lazım olunca ben seni çağırırım kanunu...

- Nasıl?

5442 sayılı İl İdare Kanunu var. Bizim hikâye şuradan başlıyor; bir teşhis yanlış. Yani bizim dağlarımızda teröristler yok. Biz bir ayaklanma hadisesinin askeri boyutuyla karşı karşıyayız. Bir ayaklanma hadisesinin askeri boyutu terörizmden farklıdır. PKK bugün bir ayaklanma stratejisi izliyor. Oysa terörizm, bir polisiye meseledir. Fakat PKK sorunu salt bir polisiye mesele değil, ağırlıklı olarak politik-askeri bir sorundur. Bunu güvenlik açısından söylüyorum... Kürt meselesi ayrı bir tartışma. Neden? Çünkü PKK hibrit bir yol izliyor. Bunun içinde terörizm var, sokak gösterileri var, bomba koyma var, havaya uçurma var, askeri karakollara saldırı var, ağır silah var… Bazı bölgelerde tamamen askeri karakterde bir hareket. Dolayısıyla buna bizim mevcut yasal düzenlememiz olan 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu ile cevap vermemiz mümkün değil. Yani ne oluyor? Polis ve jandarma olaylarla baş edemediği zaman vali oradaki komutandan, yani askeri birimden operasyon talebinde bulunuyor. Ama bu tür problemle baş etmek part-time yapılacak bir iş değildir. Yani senede 12 ay var, 3-4 defa operasyona çıkıp bu sorunu çözemezsiniz. Sebebi de şu; kendi mantığı içinde PKK'lı şunu söylüyor; “Sen gelirsin, ben giderim.” Mao'nun söylediği gibi... Yani "Sen kışlana döndüğünde, ben geri gelirim" diyor. Şimdi o zaman sizin yaptığınız iş nafile bir iş. Geliyorsunuz, adam sizi görüyor, gidiyor. Siz geri gidiyorsunuz adam geri geliyor. Şimdi adam bunu değiştiriyor. İddiası şu Karayılan’ın; "Biz artık gitmeyeceğiz. Sen geleceksin biz oralarda yine görüneceğiz, sen yorulacaksın, gideceksin biz gene orada kalacağız, halkın içinde olacağız!" Böylece sizin güç kullanma kapasitenizi sınırlıyor. Şemdinli için ortaya koyduğu, belki daha ileri bir aşamada Botan diye tarif ettiği, Kuzey Irak'ı da içine alan Van Gölü'nün güneyi için iddia ettiği bu...

Eylemler Van'a doğru yayılabilir!

- Eylemlerin yayılacağını söylemiştiniz. Maalesef Hakkari'den 8 şehit haberi geldi... Ne oluyor sizce?

Örgüt önümüzdeki dönemde bu eylemlerini kuzeye doğru yaymak istiyor, Van Gölü'nün güneyindeki alana doğru... Bu bölgeyi de Kuzey Irak'ta kendi kontrol ettiği bölgeyle birleştirmeyi planlıyor. En azından psikolojik olarak zihinlerde böyle düşünülmesini istiyor. Bir yandan güvenlik birimlerinin üzerinde baskı kurmaya, onları hareketsiz hale getirmeye çalışıyor, bir yandan da halka mesaj vermeye çalışıyor. "Bakın ben bu bölgelerde çok etkinim, istediğimi yaparım, dolayısıyla bana itaat edin" diyor. Dolayısıyla bunun için zaman zaman gücünü göstermesi lazım. Yani bununla hem güvenlik güçlerine hem bölgedeki merkezi otoriteye hem Ankara'daki siyasetçiye hem de yereldeki ahaliye bir mesaj vermeye çalışıyor. Şimdi bunun tabii ki birtakım politik güvenlik çıktıları olacak. Yani dolayısıyla önümüzdeki günlerde bu tür saldırıların sadece Hakkari'yle sınırlı kalmayıp, Şırnak'a, kuzeye doğru yayılması hiç sürpriz olmaz.

- Kuzeye derken?

Siirt'e, Bitlis'in güneyine, Van'a, Batman'a, Tunceli’ye ve Mardin'in kuzeyine doğru....

- Peki Hakkari'de de çatışmalar Şemdinli'deki gibi sürer mi?

Bu mümkündür. Çünkü dediğim gibi örgüt orada varolduğunu göstermek için bunu yapmak zorunda.

Röportajın tamamı için