Terör örgütü Ypg, 10 Mart Pazartesi günü Suriye’nin başkenti
Şam’da yeni yönetim ile anlaşmaya vardı.
Sivil kıyafetler giymiş teröristbaşı Mazlum Kobani, Şam’a
Amerikan helikopteriyle gitti.
Sekiz maddeden oluşan protokolü, terör örgütü elebaşı
Mazlum Kobani kod adlı Ferhat Abdi Şahin ile geçici yönetimin başı
Ahmet Eş-Şara imzaladılar.
Terör örgütü ile Suriye Yönetimi arasındaki anlaşma; İmralı’nın
çağrısı, Lazkiye ve Tartus’taki deneme, İsrail ile İran’ın
provokasyonları ve Ürdün Mutabakatı sonrasında gerçekleşti.
Bizim güzide basın, bu anlaşmadan sonra terör örgütünün
Ypg olan ismini hemen tevil ederek Amerikancası olan SDG’yi
kullanmaya başladı.
Türkiye’nin resmi tezlerine göre örgütün ismi Ypg, siyasi
uzantısının ismi de Pyd’dir. Bu kadar basittir. Bunun dışında
adlandırmak, devletin tezlerine muhalefet etmektir.
Anlaşmanın en önemli ve dikkat çeken kısmı, “Sınır
geçişleri, havaalanları ve petrol ve gaz sahaları dahil olmak üzere
kuzeydoğu Suriye'deki tüm sivil ve askeri kurumların devlet
yönetimi altında bütünleştirilmesi” maddesidir.
Bu maddeden örgütün kendini zımni olarak feshettiği
anlaşılabilir. Ypg, yine bu maddeye göre görev tanımını feshedecek
olmasına rağmen fiziki olarak Suriye Ordusu’nda mündemiç
olacaktır.
Ypg’nin Suriye Ordusu içindeki varlığı ve etkinliğinin
hem Türkiye hem de Suriye için risk oluşturmayacak şekilde
düzenlenmesi gerekir.
Protokolde bahsedilen bütünleşme ya da entegrasyon için dokuz
aylık bir süre belirlendi. Diğer maddeler, yönetsel ve anayasal
konulardır. Anlaşma maddeleri detaylandırıldıkça riskler ya da
faydalar ortaya çıkacaktır.
Türkiye, ihtiyatlı bir iyimserlikle süreci takip
edeceğini belirtti. Aynı şekilde ABD de süreci yakından
izleyeceğini açıkladı.
Ankara’ya göre anlaşma 20 Şubat’ta imzalanacaktı, fakat
bazı nedenlerden bugüne kaldı.
Bu tarihe kalmasının nedenlerinden biri olarak da Öcalan’ın
çağrısının beklendiği söylenebilir.
Peki, Ypg Şam Yönetimi ile nasıl anlaşma noktasına geldi?
· Öcalan’ın çağrısı
· Suriye’de İran ve Rusya
varlığının sonlanması
· Çağrıda; federasyon,
özerklik ve ulus devlet taleplerinden vazgeçilmesi,
· Pjak, Pkk vb. bileşenlerin
çağrıya uyacaklarını açıklamaları
· Barzani ve Talabaniler’den
yeterli desteği alamaması
· ABD’nin baskısı
· Esed artıklarının Lazkiye
ve Tartus’taki eylemlerinin başarılı şekilde bastırılması
· En önemlisi, Türkiye’nin
küresel ölçekte artan gücü ve terörle mücadeledeki kararlılığı
Terör örgütü Ypg şark kurnazlığı ile süreçten istifade
etmeye çalışırsa Adana Mutabakatı ve BM’nin 51’inci maddesi devreye
girecektir.
Suriye Yönetimi, Ypg ile anlaştıktan sonra Dürzilerle de
mutabakata vardı.
Arap nüfustan sonra ikinci büyük etnisite
Türkmenler’dir. Yeni yönetimin Türkmenlerle de masaya oturması ve
haklarını güvence altına alması gerekir.
Suriye’deki Türkmenler, Irak’taki Türkmenler’in
yalnızlığına terk edilmemelidir.
Bu süreçte Suriye Milli Ordusu, yeni rejimin ve yek parça bir
Suriye’nin teminatı olacak tek unsurdur.
Gelişmelere dair okumalar yapılırken terör elebaşları değil,
resmi açıklamalar dikkate alınmalıdır.