Kamuda WhatsApp Kullanımı

Mevlüt Akbay mevlutakbaymevlut@gmail.com

Yerli ve milli olanı baltalamayı ya da baltalanmasına çanak tutmayı seviyoruz.

Vecihi Hürkuş, Nuri Killigil, Şakir Zümre gibi savunma sanayi öncüllerinin akıbetini herkes bilir.

Bakü Fatihi Nuri Killigil, fabrikasıyla birlikte havaya uçuruldu.

Şakir Zümre, soba üretimi ile nafakasını sağlamak durumunda kaldı.

Vecihi Hürkuş, Yeşilçam filmlerinde soytarı karakterlerin adı oldu.

Türkiye’nin ilk yerli ve milli otomobili Devrim’in yine aynı şekilde önü kesildi.

13-20 Temmuz tarihleri arasında İstanbul’da İDEF Savunma Sanayi Fuarı düzenlendi.

Fetö’nün etkisinin azalmasıyla birlikte, savunma sanayinde epey bir merhale kat edildi.

Savunma sanayi, bir ülkenin güçlü olabilmesi için tek başına yeterli değil.

Sahip olunan güç; bilişim teknolojisi, yapay zeka ve sosyal medya uygulamalarıyla da desteklenmeli.

Türkiye, cep telefonlarıyla 1994 yılında tanıştı.

ASELSAN 1998 yılında, Aselsan 1919 modeliyle piyasaya girdi.

Ardından 1920 ve 1923 modellerini satışa çıkardı.

Bir süre sonra, telif hakkı gerekçesiyle üretimi sonlandırdı.

Vestel, sektöre Venüs ile hızlı bir giriş yaptı.

Kendini geliştiremedi, ilgi azaldı ve üretimi sonlandırdı.

Elimizden düşürmediğimiz cep telefonları, masamızdaki bilgisayarlar, çocuklarımızdaki tabletler yabancı marka.

Yabancı marka cep telefonu, bilgisayar, tablet ve dizüstü demek; üreticisine takip ve kontrol imkânı vermek demektir.

Örnek: ABD ulusal güvenliği tehdit ettiği gerekçesiyle Çin marka bir telefonu yasakladı.

Bugün bilgisayar, tablet ve dizüstü bilgisayarlarda kullandığımız işletim sistemi, tarayıcılar, arama motorları ve ofis programları çoğunlukla yabancı.

Üreten ülkenin istihbarat servisi ve şirketi için bulunmaz fırsatlar sunuyor.

Bizim de geliştirdiğimiz, hepsinin alternatifi olabilecek yerli ürünlerimiz var. Ya bilinmiyor ya da TSK gibi kurumlar dışında kullanılmıyor.

Devlet de, bu program ve uygulamaları zorunlu hale getirmiyor.

Hal böyle olunca da, üreticileri ve programcıları desteklememiş oluyoruz. Elzem olan ilgi ve destek olmayınca da silinip gidiyorlar.

Yerli ve milli bir klavye yapmışlığımız bile var. Dr İhsan Sıtkı Yener, Türk dil yapısına uygun F klavyenin mucididir. Sadece, bu klavyeye TSK sahip çıkmıştır.

Diğer önemli bir konu sosyal medya…

Sosyal medyayı kontrol eden, kitleleri kontrol eder.

Sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle birlikte Türkiye’de alternatif sosyal medya uygulamaları geliştirildi.

Bunlardan en önemlisi, Türk mühendislerin geliştirdiği BİP uygulamasıydı. Onun da akıbeti diğerlerine benzeyecek gibi görünüyor.

Birkaç gün önce Selçuk Bayraktar, Next Teknofest Sosyal’in tanımını yaptı.

Artık bir devletin savunması, sosyal medyadan başlıyor.

Kamu kurumları ve belediyelerde, Whatsapp kullanımının düzenlenmesi ve BİP’in teşvik edilmesi gerekiyor.

Kurumlar ve belediyeler, sahip oldukları bilgi, belge ve dokümanları farkına varmadan yabancı bir ülkeye servis ediyorlar.

Kamu çalışanları, memur ve amirler WhatsApp grupları oluşturuyorlar. 

Güçlü ve zayıf yönlerimiz, tüm yazışmalarımız yabancılara ulaşıyor.

Karşıdaki güç de, “Körün istediği bir göz, Allah verdi iki göz” diyor ve emeksiz istihbarata ulaşıyor.

Sosyal medyayı, bilişim araçlarını, uygulamaları ve cep telefonlarını millileştirmeliyiz.

Devletin bunları desteklemesi ya da zorunlu hale getirmesi şarttır.

Yoksa sosyal medyadan biri çıkıp, orman yangını söndürmeye giden beton mikseri için “Daha yangın söndürülmeden yanan yerlere beton döküyorlar” dediğinde, gerçeği anlatmak için göbeğimizi çatlatırız.