Ziya Paşa, Türk Edebiyatı’nın önemli kalemlerindendi.
Yazın ve düşün hayatının ende gelen simalarındandı.
Edebiyatımıza eserleriyle iz bırakanlardandı.
Harabat, Terkib-i Bend, Terc-i Bend gibi yapıtlara imza
attı.
Aynı zamanda valilik de yapmış bir devlet adamıydı.
Devlet ve topumdaki bozulmaya şahitlik etti.
Eserlerinde çürümüşlüğü ve yozlaşmayı eleştirdi.
Eleştirileri bugün bile geçerliliğini korumakta.
“Bed-asla necabet mi verir hiç üniforma. Zer-dûz palan vursan
eşek yine eşektir.”
“Lanet olsun o mala ki, tahsiline onun, ya din ola, ya ırz ya
namus ola âlet.”
“Milyonla çalan mesned-i izzette şer-efrâz. Birkaç kuruşu
mürtekibin câyi kürektir.”
“Eşek alim olmaz su taşımakla tekkeye, insan adam olmaz gitmek
ile Mekke’ye.”
Gibi, onlarca beyit ile yaşadığı dönemi hicvetmiştir.
Geçen hafta, bir şebeke çökertildi.
Sahte üniversite diploması üretmişler.
Olay bana, Ziya Paşa’nın Terkib-i Bendlerini hatırlattı.
25 yılın sonunda aldığım diplomayı anımsattı.
Astsubay Hazırlama Okulu’nda okuyorduk.
Büyük bir umutla üniversite sınavına girmeyi bekliyorduk.
Son sınıf geldi çattı. Okul Komutanı izin vermedi.
O kadar öğrencinin üniversite hayali suya düştü.
Ben de herkes gibi mesleğe başlayınca sınava girdim.
Açıktan okunan Anadolu Üniversitesi vardı. Düşünmedim.
Uzaktan okunan Ankara Üniversitesi Hukuk vardı. Kazanmak
zordu.
90'ların ortasında tayinim Güneydoğu Anadolu’nun illerinden
birine çıktı.
Üniversite sınavlarına girmek için Batı’dan gelenler
oluyordu.
AÖF sınavlarını geçmek isteyenler şehre akın ediyordu.
Biraz zorlananlar, başkasını sınava sokuyordu.
Lise diplomaları pazarda satılır gibi satılıyordu.
Ben yine üniversite sınavlarına başvurmadım.
Ne zaman ki, Batı’ya döndüm, ikinci kez sınava girdim.
Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi’ne kayıt oldum.
İlk iki yılın derslerini Matematik hariç sorunsuz verdim.
Matematikte takıldım, üçüncü sınıfa geçemedim.
Beş altı yıl çabaladım, başarılı olamadım; kayıt sildirdim.
Yeniden sınava girdim. Anadolu Üniversitesi TDE’ye kayıt
yaptırdım.
Dört yılın sonunda, 3.25 ile mezun oldum.
Yirmibeş yılın sonunda lisans diplomasına kavuştum.
Tabii, bu arada emekli olmuştum.
Derece/kademe ilerlemesi yapamadım.
Emekli ikramiye ve maaşım diğerlerine göre düşük kaldı.
Zamanında alamadığım diploma, bana maddi kayıp olarak döndü.
Nasıl ki, diploma almış ama adam olamamışlar için “Diploma cehli
alır, eşekli baki kalır” diyebiliyorsak; hilekarlar için de “Sahte
diploma zevahiri kurtarır, sahtekarlık baki kalır” diyebiliriz.
Siciline kara bir leke olarak işlenir.