Türkiye’de bazı kesimler; Ukrayna-Rusya Savaşı’nın okumasını
yaparken Rusçu bir bakış açısıyla değerlendirme yapıyor, Ukrayna’yı
tahrikle suçluyor ve işgali meşrulaştırıyorlar.
300 bin Tatar Türk’ünün yaşadığı Kırım’ı yasa dışı ilhak
eden,
Egemen devlet Ukrayna’nın NATO ve AB üyesi olmasını
istemeyen,
Donbas bölgesini topraklarına katmak
isteyen,
Ve Ukrayna’yı işgal eden kim?
Rusya…
Hal böyleyken Ukrayna nasıl suçlu olabiliyor, anlaşılır gibi
değil. Ortada bir tahrik varsa, tuzağa düşen Rusya değil midir?
Hem AB’ye hem de NATO’ya almadıkları ama ileri
karakolları gibi baktıkları Ukrayna’nın, Rusya ile savaşı AB ve
ABD’nin işine gelmiştir.
Bu yolla Rusya’yı ekonomik ve askeri olarak zayıflatmak, AB için
tehdit; ABD için rakip olmaktan çıkarmak istemişlerdir.
Bu savaşın Suriye, Libya ve Karabağ’da Türkiye’ye de
katkıları olmuştur.
Üçüncü yılını dolduran savaşta, her iki ülke de askeri olarak
büyük kayıplar verdiler.
Rusya’nın 800 bin asker kaybından bahsediliyor; Kuzey Kore’den
asker ithal ediyor ve paralı asker arıyor. Batı ambargosu
Dostoyevski’yi bile kapsıyor.
Ukrayna’nın ekonomisi bitti, askeri ve mali yardımlarla ayakta
duruyor.
Taraflar, 2022’nin Mayıs’ında Dolmabahçe görüşmelerinde barışa
çok yaklaşmışlardı.
ABD ve Ali Kemal’in torunu Boris Johnson’ın müdahalesi,
uzlaşmaya varılmasını engelledi.
Şimdi, savaşta olan ama masada olmayan Ukrayna için ABD,
Rusya ile Suudi Arabistan’da barış görüşmeleri
yapıyor.
Putin ağzıyla konuşan Trump “Ukrayna masada yer almak istiyorsa
seçim yapmalıdır, Zelenski saçma sapan konuşarak savaşı devam
ettirdi” diyerek Volodimir Zelenski’yi suçladı.
Trump’ın dayattığı ve Ukrayna için Sevr anlamına gelecek
anlaşmanın maddeleri İngiliz Telegraph gazetesinde
yayınlandı.
ABD’nin taslak anlaşması ile Sevr Antlaşması arasında ciddi
benzerlikler var.
Paris’te imzalanan Sevr Antlaşması’na Ankara Hükümeti
çağrılmamış ve Osmanlı Devleti tarafından imzalanmıştı.
ABD de, Ukrayna olmadan Rusya ile anlaşmak istiyor.
Kapitülasyonlar, limanlar, mali denetim ve işgal edilmiş
topraklar üzerinde hak iddia etmemek gibi konular Sevr’de de var;
Zelenski’ye sunulan taslakta da yer alıyor.
Ukrayna, AB ve ABD’ye güvenilmeyeceğini bu son gelişmelerle daha
iyi anlamıştır.
Şimdi önünde iki seçenek vardır:
Ya kendisine dayatılan Sevr’i kabul edecek ki, bu Batı
için de Sarı Öküz’ü vermek anlamına gelir.
Ya da Ankara Hükümeti gibi savaşmaya devam ederek ve
Misak-ı Milli’si olan Kırım ile Donbas’tan ödün vererek kendi Lozan
barış Antlaşması’nı imzalayacak.
Volodimir Zelenski, Türkiye’ye geldi ve Riyad’da gıyaplarında
barış görüşmeleri yapılırken Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştü.
Bir Türk Atasözü der ki: Hekim ilacı yazar, akbaba
bedeni bekler.