Cemal Süreya bir şiirinde;
“Sizin hiç babanız öldü mü?
Benim bir kere öldü, kör oldum.
Yıkadılar aldılar götürdüler.
Babamdan ummazdım bunu kör oldum.”
Diye sorar ve cevabını da kendi verir ya...
Ben de “Sizin hiç babanız şehit oldu mu?” diye sorayım.
Benim de babam şehit olmadı.
Ama babaları şehit olan çocuklar gördüm.
Kör, sağır ve dilsizdiler.
Yürekleri kocaman, bakışları heybetliydi.
Erken vedaları, babalarından beklemezlerdi.
Evladı şehit olmuş analar, babalar tanıdım.
Gözleri sisli, iradeleri çelik gibiydi.
Siz hiç şehit haberi verdiniz mi?
Ben birkaç kez verdim.
Soğuk terler döktüm.
Kızgın bir demir gibi acıydı.
Kara haberi verdiklerim...
Ana, baba ve bacıydı.
Bahçeli’nin çağrısıyla başlayan süreç, fesihle
sonuçlandı.
Pkk, silahları bıraktığını açıkladı.
Yeni bir aşama için adım atıldı.
Binlerce insanımızı teröre kurban verdik.
İki trilyon dolara mal oldu.
Peki, terör örgütü kan dökerken Pkk'ya müzahir Kürt siyasetçiler ne
yaptı?
Silahların gölgesinde siyaset yaptılar.
Terör örgütünün sözcülüğüne soyundular.
Gariban Kürt çocuğunu dağa, kendi çocuklarını yurtdışına
çıkardılar.
Gariban Kürt çocuğunu eyleme, kendi çocuklarını karnavallara
yolladılar.
Bu çağrıyı, Kürt siyasetçilerinin yapması gerekmez
miydi?
İhtiyaç duyulan her makama seçilen Ahmet Türk’e,
Uzun yılların siyasetçisi Pervin Buldan’a,
Kardeşi hapiste olan Sırrı Sakık’a,
Akademisyen kimliğiyle eş başkanlık yapan Mithat
Sancar’a,
Ombudsman gibi programlara çıkarılan Ufuk Uras’a düşmez
miydi?
Yine MHP Lideri Bahçeli, taşın altına elini koydu.
Kimse, kırk uzun yıldır susanlardan barış havarisi
çıkarmasın.
Kimse, kırk uzun yıldır terörün rantını yiyenlerden kahraman
yaratmasın.
Bu zafer, şehitlerin ve gazilerin zaferidir.
Bu zafer; askerimizin, polisimizin ve öğretmenlerimizin
zaferidir.
Bu zafer, Türk bayrağının dalgalandığı her yer vatandır
diyenlerindir.
Şehit Ferhat Gedik, Songül Yakut, Engin Yılmaz, Eren Bülbül’ün
zaferidir.
Şehit Necmettin ve Aybüke öğretmenlerin zaferidir.
Diyarbakır Anneleri’nin zaferidir.
Barışın mimarı, sıvasız kerpiç evlerin mimarlarıdır.
Şehit ve gazilerimizden sonraki en büyük pay, Devlet Bahçeli ve
Recep Tayyip Erdoğan’a aittir.
Devletimizin sahip olduğu güç, Pkk’yı silah bırakmaya mecbur
bıraktırmıştır.
Siz hiç, al bayrağa sarılı tabut başında ağladınız mı?
Ben ağlamamak için çok direndim.
Şehit aileleri benden daha metanetliydiler.
Şimdi, bir umut doğdu.
Terörden dolayı çocukların yetim, anne-babaların evlatsız,
kadınların dul kalmayacak olması ihtimali sevindirici değil
mi?
Emperyalizme hizmet eden yapının ortadan kalkacak olması ihtimali
sevindirici değil mi?
Benim, temkinli iyimserlik için yeterli sebeplerim var.
Ya sizin?