“Hollanda Kralı, pilotluk yapıyor.”
“Norveç Başbakanı, bisikletle işe gidiyor.”
“Almanya Kalkınma Bakanı, metro kullanıyor.”
Türkiye’deki siyasilerin korunma şekli ile Batılı siyasetçilerin
koruma durumlarını kıyaslamak için sıklıkla bu cümleler
kullanılır.
Oysa, her ülkenin kendine özgü şartları vardır.
Hele o ülke; A’dan Z’ye, alfabedeki tüm harflere denk gelecek
sayıda terör örgütüne hedef oluyorsa güvenliğin de yüksek seviyede
olması gerekiyor.
Kaldı ki, güvenlik sorununun az olduğu ülkelerde dahi siyasilere
fiziki saldırı ya da suikast olabiliyor.
Japonya eski başbakanlarından Shinzo Abe, 2022 yılında siyasi
bir etkinlikte konuşma yaparken uğradığı suikast sonucu
öldü.
Slovakya Başbakanı Robert Fico, 2024 yılında uğradığı suikasttan
yaralı kurtuldu.
ABD gibi güvenliğin yoğun ve sıkı olduğu bir ülkede de –Trump
örneğinde olduğu gibi- suikast girişimleri oldu.
Çok şükür Türkiye'de, bu yoğun güvenlik önlemleri sayesinde çok
daha üzücü hadiseler yaşanmıyor. Koruma sayısının fazlalığı, bu son
olayla anlaşılmıştır.
Yakın sayılabilecek tarihlerde CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu, zamanın Başbakan yardımcısı Bekir Bozdağ ve yine
zamanın Enerji Bakanı Taner Yıldız da fiziki saldırıya
uğradı.
Bekir Bozdağ ve Taner Yıldız’a yapılan saldırı alkışlanırken,
Kılıçdaroğlu’na saldırı yapan dayı kahramanlaştırıldı.
Bu siyasilere yapılan saldırılar spontane ve kutuplaşma
temelliyken, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yapılan alçak
provakatif girişim planlıya benziyor.
Provokatör yumrukla değil, Özel’in alnını tokatla
hedefliyor.
Özel’e yapılan saldırı karşısında tüm siyasilerin birlik
olmasıyla provokasyon amacına ulaşamadan
etkisizleştirildi.
Tüm siyasi parti genel başkanları Özgür Özel’e geçmiş olsun
dileklerini iletip olayı kınadılar ve saldırıyı siyaset kurumuna
yapılmış saydılar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Özgür Özel’i telefonla arayarak geçmiş
olsun temennisinde bulundu ve olayın açığa çıkması için sürecin
takipçisi olacağını dile getirdi.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, “Menfur ve melun saldırının tüm
boyutlarıyla araştırılıp tetkik ve tahkik etaplarının ikmal
edilerek şayet varsa ardındaki esrar perdesinin aralanması siyasi
ve toplumsal huzur adına zorunluluktur.” açıklamasında
bulundu.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e
yönelik yumruklu saldırıya ilişkin, "Sayın Özgür Özel'e yapılan
saldırı, siyaset kurumuna yapılmıştır. Herhangi bir siyasetçiye ya
da genel başkana yapılan saldırı aynı şekilde demokrasimize
yapılmıştır. Bu çerçevede de biz bu saldırıyı kendimize de yapılmış
görüyoruz." ifadelerini kullandı.
Saldırıya uğrayan Özgüre Özel’in, “Sayın Cumhurbaşkanı'ndan,
bakanlardan, siyasi partilerin genel başkanlarından arayıp kınıyor
herkes. Ben de bu saldırıyı siyaset kurumuna yapılmış bir saldırı
olarak görüyorum. Sivil siyaseti savunmak, şiddeti
dışlamak ve birlikte çalışmak mecburiyetindeyiz. Şu
kadarını söyleyelim, kutuplaşmanın, keskinleşmenin kimseye faydası
yok.” şeklindeki ifadeleri çok kıymetliydi.
Türkiye’yi Batı’ya şikayet eden, barikatların yıkılıp
geçilmesini isteyen ve boykot çağrılarında bulunan Özel’in
ağırbaşlı, sağduyulu ve devlet adamı ciddiyetindeki açıklamaları,
normalleşme dönemini hatırlattı ve önemliydi. Aynı zamanda bu aklı
selim yaklaşım, tutuklamalar dönemindeki sert söylemlerinin
düzeltmesi gibiydi.
Kamuoyunun pek dikkatini çekmedi fakat, benim ilginç bulduğum,
Özgür Özel’in saldırı sonrası yaptığı açıklamada yer alan “Hiç
kimseye bir kırgınlığım, küskünlüğüm yok” sözleriydi.
Bu bana, merhum Menderes’in darağacına giderken kullandığı
“Kimseye dargın değilim, kırgınlığım yok.” ifadelerini
hatırlattı.
Darbenin mağduru Menderes bu ifadeyle, kendisini idamla
cezalandıranları ve hakkındaki hükme sessiz kalanları
kastediyordu.
Saldırının mağduru CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Kimseye kırgın
değilim, küskünlüğüm yok” sözüyle kimi ya da kimleri işaret
ediyor?
Kırgınlık ve küslük hali için karşılıklı bir ilişki olması,
ilişki sırasında/sonucunda duygu değişiminin yaşanması gerekiyor.
Kısacası, Özgür Özel bu cümleyi neden kurma gereği duydu ve
kendisini kimler üzdü?
Yoksa, Sayın Özel saldırının adresini biliyor mu?