Amerika'da iğrenç bir video skandalı patlak
verdi.
Peygamber Efendimiz S.A.V'i hedef alan bu
iğrenç videoya Dünyanın dört bir yanından tepkiler yükseldi.
Özellikle Libya'da meydana gelen olaylar üzerinden birde
bakıverdik cümle ahali Müslümanlara itidal çağrısı yapıyor.
Neymiş efendim zaten bu iğrenç işin altına imza
atanların verilmesini istedikleri görüntü buymuş, haddi aşan
tepkiler bazı maksatlıların ekmeğine yağ sürermiş.
Sen bu işin altına imza atan mahlukları tutup kulağından ceza
evine atmayacaksın, dahası buna müdahaleyi düşünce özgürlüğüne
müdahale göreceksin, sonra bizim payımıza düşen itidal olacak,
sağduyu olacak öyle mi?
Size bir şey söyleyeyim mi?
Dünyanın geri kalanının ne düşündüğü umurumda bile değil!
Birisi benim Peygamberime hakaret ediyorsa bir diğeri de
ona göz yumuyorsa elbette bunun bir karşılığı
olacaktır.
Bunu yapılan eylemi onaylamak adına söylemiyorum, elbette büyük
elçinin saldırıya uğraması kabul edilebilir bir durum değil. Ancak
bu iğrençliğe göz yumanlar bunun böyle sonuçları olacağını
görmeliydiler.
Bu görüntüleri yayınlayıp sonra da bu tepkiyi ortaya koyanları
"barbar" olmakla suçlayanlar!
Esas barbarlık nedir ben size söyleyeyim;
Barbarlık milyarlarla ifade edilen bir dinin peygamberine en
aşağılık hakaretleri içeren böyle bir filme izin vermek ve dahi
tepkisiz kalmaktır.
Esas barbarlık dünyanın neredeyse dörtte birini ölümcül
açlık tehlikesine mahkum eden bir sistemin faili
olmaktır.
Asıl barbarlık uzak Asya'da ayda on dolara hayvanların bire
barınamayacağı koşullarda işçiler çalıştırıp, onların emekleri
üzerinden devşirdiğiniz zenginlikle dünyaya yön vermeye
kalkışmanızdır.
Asıl barbarlık atalarınız haçlıların Kudüs'de yapıp
ettiklerinden dolayı hâlâ özür dilememenizdir.
Asıl barbarlık yüz yıl boyunca mezhep savaşları yapıp
birbirinizi boğazlamanızdır.
Asıl barbarlık Dünyaya iki büyük savaş armağan edip Hiroşimada
Nagazaki de hala sakat çocukların doğuşunu müstehzi ifadelerle
seyretmenizdir.
Milenyumun hemen başında Irak'da bir buçuk milyon
insanın katili olup hala dünyanın bir kısmını barbarlıkla
suçlamanız ne denli profesyonel barbarlar olduğunuzun en büyük
göstergesidir.
Elinizdeki kıyası kabil olmayan medya ve iletişim gücü ile Dünya
da istediğinize istediğiniz mührü vuracağınızı sanıyorsunuz ya, o
devir geçti artık.
İstanbul'un, Kahire'nin, Bingazi'nin, Şam'ın, Tahran'ın,
Gazze'nin, Tunus'un, Jakarta'nın, İslamabad'ın ve daha nice İslam
beldesinin gençleri bu numaranızı yemiyor artık.
Dünya artık yazılımını sizin yazdığınız bilgisayar
oyunundan ibaret değil. Kurallarınızı, oyunlarınızı, kuklalarınızı
tümden reddeden bir nesil bekliyor sizi 21.YY'ın tam da
ortasında!
Ya kendinize çeki düzen vereceksiniz ya da tam da batılılara has
küstahlığınızın karşılığını hakkıyla alacaksınız.
20.YY'ın başından beri kolaylıkla kesip doğradığınız her tülü
zulmü üzerlerine reva gördüğünüz Müslümanlar artık kutsalları
uğruna Dünyanın hiçbir yerinde kavgadan korkmuyor.
Dileğimiz tüm inançlara saygı duyulan, herkesin dinini
özgürce yaşadığı bir Dünyanın var olmasıdır.
Böyle bir dünyayı inşa edene kadar yaşanan üzücü olaylar arasına
ABD büyükelçisinin öldürülmeside girmiştir. Ama ifade ettiğimiz
gibi bu tepkiler son derece normal ve tekrarı halinde yaşanması
muhtemel gelişmelerdir.
Dileğimiz Batılı ülkelerin İslam'a ve İslam'ın
değerlerine hakaret edilmesine karşı caydırıcı önlemler alması ve
bu tarz üzücü hadiselerin tekrar cereyan etmesinin önüne
geçilmesine katkı sağlamalarıdır.