Kim ne derse desin zor zamanların haykıran sesi oldu
Akit Gazetesi.
Nice sıkıntılı süreçten geçti, birçok badire atlattı, defalarca
isim değiştirmek zorunda kaldı.
Gün geldi yazarları DGM'de sorgulandı, gün geldi bir
başka yazarının evi tazminat davaları bahane edilerek
haczedildi.
Ama şu memlekette kim Müslümanlığından ötürü gadre uğramışsa,
bir problem, bir sıkıntı yaşamışsa yanında evvela Akit Gazetesi'ni
buldu.
Akit gazetesi, söz konusu bu ülkenin inançlı insanları
olunca asla geri durmadı, korkmadı. Korkularına, adam
sendeciliklerine entelektüel kılıflar üretenlerden de
olmadı.
28 Şubat'ın alacakaranlık günlerinde her gün evine giderken
yolunu değiştirenlere inat Akit Gazetesi santim değiştirmedi
gittiği yolu.
Üslubunu, tarzını, tavrını eleştirebilirsiniz,
sevmeyebilirsiniz. Ama Akit Gazetesi ekolünü ve yapıp ettiklerini
görmezden gelemezsiniz. Kahramanlık hikayesi olacak mücadelesine
paşa paşa saygı duymak zorundasınız.
Bütün bunları neden yazdım?
Hatırlayanlarınız olacaktır, geçtiğimiz aylarda Vakit
Gazetesi-Akit Gazetesi ve onun internet sitelerine karşı başını
bizim cenahımızdan bazı gazeteci dostlarımızın çektiği iki kampanya
başlatılmıştı.
İslami camiadan ne kadar vicdanlı! Abimiz, ablamız varsa
alayı sıraya girdiler Akit gazetesini kınamak için.
Kınama mesajını içeren imzalı belgeler elden ele coşkuyla
dolaştı.
Adaletli ve vicdanlı olmak adına bu işin altına imza atıyordu
ağabeylerimiz, ablalarımız.
Geçtiğimiz pazar günü Haliç Kongre Merkezi'nde "vur vur"
çığlıkları arasında linç edilmek istendi Akit Gazetesi
muhabiri.
Neredeyse yirmi yıldır bu ülkede mesleğini icra etmeye çalışan
bir medya kuruluşunun muhabirinin haber alma hakkı İstanbul Barosu
idarecileri tarafından cebir ve şiddet yoluyla engellendi.
İnsan ister istemez şöyle bir etrafına
bakıyor.
Gözler önce vicdan diyen, insanlık, adalet diyen dostları
arıyor.
Bekliyorsun, şimdi şöyle afili bir açıklama yapacaklar,
bu menfur eylemi işleyenlere karşı Akit Gazetesi'ne destek
verecekler,"yanındayız" diyecekler.
Bekle, bekle ne ses var ne seda İslami camiada.
Ben şimdi, histerik bir coşku tutulmasıyla "hadi hep
beraber Akit'i kınıyoruz" diyerek ortaya saçılan dostlarımıza
sormak istiyorum neredesiniz!
Yapmış olduğu bir haberden ötürü Akit Gazetesi'ne kınama
mesajları yazmaya pek yatkın olan elleriniz muhabiri tartaklanan
aynı gazeteye destek mesajı yayınlamakta bu kadar mı acemi?
Adaleti, vicdanı referans alan tutum ve davranışlarınıza bu
durum tenakuz oluşturmuyor mu arkadaşlar?
Daha yazacak, söylenecek çok şey var ama, dostluk hukuku
gereği, kardeşlik raconu gereği, refik olmanın getirdiği mesuliyet
gereği daha ötesini söylemeye varmıyor dilimiz.