Takvimler 2023 Şubat’ının 6’sını, saatler yazımı yayına verdiğim
dakikayı gösterdiğinde Maraş’tan bir haber geldi.
Tıpkı, meşhur Maraş ağıtında olduğu gibi…
Bu sefer ateş sadece bir ocağa değil, onbinlerce ocağa düştü;
yüzbinlerce insanımız ocaksız kaldı.
Cumhuriyetimizin 100. yaşını kutlayacağımız yıl, kim bilir kaç
yüzyılda bir yaşayacağımız bir deprem felaketi yaşadık.
İstiklal Savaşı’nda verdiğimiz şehitlerden daha fazlasını bu
afette kaybettik.
Savaşla ya da doğal afetle, kadim vatan toprağına bedel ödemeye
devam ediyorduk.
Önce sabaha karşı 4.17’de 7.7 şiddetindeki depremle sallandık.
Sonra, öğle 13.24’te 7.6 büyüklüğündeki depremle afet içinde afet
yaşadık.
Kahramanmaraş, Hatay, Gaziantep, Osmaniye, Adıyaman, Malatya,
Kilis, Şanlıurfa, Adana, Diyarbakır ve Elazığ…
Nüfus veya yüzölçümü olarak birçok Avrupa ülkesinden daha büyük
bir nüfus ve alan yıkımdan etkilendi.
53.537 insanımız hayatını kaybetti. Geriye binlerce dul, yetim
ve öksüz kaldı.
Hepsi başlı başına bir tarih olan şehirlerimiz yok oldu.
Maraş deyince aklımıza;
İşgalci Fransız’a ilk kurşunu atan ve kurtuluş hareketini
başlatan Sütçü İmam gelirdi.
“Maraş bize mezar olmadan düşmana gülzar olmaz” diyen Aşıkoğu
Hüseyin’i hatırlardık.
Han Duvarları’ndan Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış’ın acı hikayesini
okurduk.
Gaziantep bize;
Annesinin namusunu vatanın namusu bilen, şehit çocuk
Kamil’i,
"Müsterih olunuz, düşman arabaları cesedimi çiğnemeden Antep'e
giremez" diyerek şehadet sözünü tutan Şahin Bey’i
Tek mermi atmadan düşmanı imha eden Karayılan’ı
hatırlatırdı.
Hatay; medeniyetler şehriydi, Anavatan’a ilhaktı, Tayfur
Sökmen’di. Dört ilahi dinde Allahsızlığa isyanın sesi Asi’ydi.
Depreme dayanıksız bina yapmak, yapılanı hakkıyla
denetlememek Allahsızlık değil midir?
Depremden zarar gören bütün şehirlerimiz, kadim tarihlerine
asrın depremi de eklediler. Artık, şehirlerimizden bahsederken bu
büyük trajediyi de hatırlayacağız.
İnşallah; 06 Şubat depremi, aklımızı başımıza devşirmemiz için
milat olur.
Ve Türkiye’nin deprem tarihi Maraş’tan Önce (MÖ), Maraş’tan
Sonra (MS) diye dönemlendirilir.
İnsanı yaşat ki, Devlet yaşasın.