Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Son bir aydır Kuzey Irak’taki ziyaretçi trafiğini incelersek, Pkk terör örgütünün neden ağırdan aldığını daha iyi anlayabiliriz.
11 Nisan’da ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile KIBY Başbakanı Mesrur Barzani telefonda görüştü.
13 Nisan’da Adam Smith, Michael Baumgartner, Sara Jacobs, Wesley Bell, George T. Whitesides'ten oluşan ABD’li kongre üyeleri Erbil’i ziyaret etti.
14 Nisan’da İngiliz ve AB üyesi bir grup parlamenter, Kuzey Irak’ta temaslarda bulundu. Aynı heyet 15 Nisan’da Suriye’nin kuzeyine –Kamışlı’ya- geçerek Ypg’li İlham Ahmed ile görüştü.
15 Nisan’da KIBY Başkanı Neçirvan Barzani, Almanya'nın Irak Büyükelçisi Christiane Hohmann'la bir araya geldi. Görüşmede, "Suriye'deki durum ve her iki tarafın çıkarlarını ilgilendiren diğer bazı konular" da ele alınmış.
16 Nisan’da KIBY Başkanı Neçirvan Barzani, Süleymaniye’de ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Vekili Victoria Taylor ile bir araya geldi.
17 Nisan’da KIBY Başbakanı Mesrur Barzani, Almanya'nın Irak Büyükelçisi Christiane Hohmann'ı kabul etti.
22 Nisan’da KIBY Başkanı Neçirvan Barzani, İngiltere’nin Irak Büyükelçisi Irfan Siddiq ile görüştü.
23 Nisan’da Erbil’i ziyaret eden Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, sırasıyla Mesud Barzani, Neçirvan Barzani ve Mesrur Barzani ile temaslarda bulundu.
Görüşme sonrası yapılan açıklamalarda, “Suriyeli Kürt gruplar arasında diyalog, uzlaşı ve birlik oluşturma girişimlerinin desteklenmesi gerektiği vurgulandı. Fransa Dışişleri Bakanı, Başkan Barzani’nin bu sürece katkısını ve tarafları bir araya getirme konusundaki rolünü takdir etti” ifadeleri kullanıldı.
24 Nisan’da Ypg’li teröristbaşı Mazlum Abdi, Erbil’e giderek Neçirvan Barzani ve Erbil’de bulunan Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot buluştu. Görüşmelerde, "Suriye'deki Kürt güçleri ve tarafları arasında birlik ve istikrar ihtiyacı" vurgulandı.
Yoğun bir görüşme trafiği olan Barrot, Kuzey Irak temaslarını Süleymaniye’ye geçerek Talabaniler ile noktaladı.
24 Nisan’da KIBY Başkanı Neçirvan Barzani, İtalya'nın Irak Büyükelçisi Nicolo Fontana ile görüştü.
29 Nisan’da Erbil’in son ziyaretçisi AB’nin Irak Büyükelçisi Thomas Seiler idi.
Pek tabii, bu ziyaretçilerin bir kısmının Pkk terör örgütü ile de görüşmüş olabileceğini söylemek yanlış olmaz.
Bu yoğun takvimin ertesinde 26 Nisan’da Kamışlı’da “Birlik ve Ortak Tutum Konferansı” düzenlendi.
Enks ve Pyd’nin ortaklaşa düzenlediği konferansa Kuzey Irak’tan KYP ve KDP, Türkiye’den DEM ile DBP heyetleri katıldılar.
“Tarihi sorumluluklarımız ve mevcut
sürecin gereklilikleri, kolektif iradeyle ortak bir Kurdî görüş
oluşturmak ve Suriye’deki Kürt sorununa demokratik ve ademi
merkeziyetçilik gibi adil bir çözümü gerekli kılmaktadır.” denilen
sonuç bildirgesinde, bütün Kürtleri temsilen bir heyet
oluşturularak Şam ile masaya oturulmasına karar verildi.
Sözde konferansta, Suriye’nin yeni yönetimi ile imzalanan 10 Mart
Mutabakatı’nda yer almayan ademi merkeziyetçilik (federasyon)
talebi dile getirildi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kamışlı toplantısında alınan kararlara sert tepki gösterdi ve 10 Mart Mutabakatı’na bağlı kalınmasını ve DEM’in konferans kararlarına tepki göstermesini istedi.
Bahçeli açıklamasında,
Suriye’nin Kamışlı kentinde ABD ve Fransa’nın teşvik ve desteğiyle,
Enks ve Pyd’nin organizasyonuyla düzenlenen, “Birlik ve Ortak Tutum
Konferansı”nda bölücü talepler dillendirilmiş, Suriye’nin siyasi ve
toprak bütünlüğünün hilafına kararlar alınmıştır. Suriye’de
merkeziyetçi olmayan, yani üniter yapıyı dışlayan bir çözüm teklifi
tartışmaya açılmıştır. ” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Roma dönüşü uçakta gazetecilere yaptığı
açıklamada Terörsüz Türkiye hedefinin al-ver süreci olmadığı,
kardeşlik iklimi olduğunu belirterek “Suriye’de federal yönetim
hayalleri kurarak, bölgeyi tehdit edecek kararlar değil, bölgenin
istikrarına hizmet edecek kararlar almalarını tavsiye ederim.
Bölgemizde oldubittilere müsaade etmeyecek, Suriye ve bölgenin
kalıcı istikrarını tehdit edecek, tehlikeye sokacak hiçbir girişime
izin vermeyeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Dışişleri Bakan Fidan, "Deaş nasıl sistemden çıktıysa Pkk da
sistemden çıkacaktır. Ya kendi isteğiyle; barış içerisinde, sulh
içerisinde çıkacak ya da başka türlü çıkacak." dedi.
MSB de, "Suriye'nin toprak bütünlüğünün parçalanmasına ve üniter
yapısının herhangi bir şekilde bozulmasına asla izin veremeyiz"
açıklamasında bulundu.
“Suriye’nin birliği, topraklarının
ve halkının bütünlüğü kırmızı çizgidir.” diyen Şam yönetimi,
“Federal yapılar ya da özerk yönetimler kurma girişimlerini
reddediyoruz. Ypg kontrolündeki bölgelerde devlet kurumlarının
çalışmalarının aksatılmaması yönünde uyarıda bulunuyoruz” vurgusu
yaptı.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik geçen hafta yaptığı basın toplantısında
terör örgütünün silah bırakmasıyla ilgili olarak “Bu ay içerisinde
yeni gelişmelerin olabilir” demişti.
Nisan ayı bitti ama Pkk cephesinde değişen bi’şey olmadı. Yine ipe
un sermeler; yan yattı, çamura battı” bahanelerle süreç profesyonel
oyalama taktiğine dönmüşe benziyor.
Nitekim terör örgütü elebaşlarından Mustafa Karasu, Nisan ayının son günü yaptığı açıklama ile “Kimsenin tereddüdü olmasın, örgütün feshini gerçekleştireceğiz” dedi ama, fesih sürecinin bir kaç günle bitmeyeceğini söyleyerek oyalama taktiğini ifşa etti.
Enks ve Pyd öncülüğünde yapılan
toplantıdan sonra ise Suriye ve Kuzey Irak sahasında ilginç
gelişmeler yaşandı.
Suriye’nin kuzeyinde birlik çağrıları yapılırken güneyinde ise
İsrail eliyle yeni bir provokasyon sahnelendi. Peygamberimize
hakaret içeren bir paylaşım yapılarak Dürziler ile güvenlik güçleri
karşı karşıya getirildi. Güvenlik görevlileri dahil 10 kişi
hayatını kaybetti. İsrail, Dürzileri koruma iddiasıyla Şam’ı
bombaladı.
ABD askerlerinin bir kısmının çekilmekte olduğu bugünlerde ise
nöbetçi terör örgütü Deaş, Deyrezor’da Ypg terör örgütünün
beş üyesini öldürdü.
Kuzey Irak’ta ise Duhok’a bağlı Amedi ilçesinde Pkk’nın askeri
kanadı Hpg, Peşmerge’ye İHA ile saldırdı ve beş kişi
yaralandı.
Pkk’nın fesih kararı almasının
beklendiği bir zaman diliminde gerçekleşen tüm bu olaylar ve
ziyaretler suyun bulandırılmak istendiğini ve kuklacının boş
durmadığını gösteriyor. Pkk’nın da zamana oynayarak kazanımlar elde
etmeyi umduğu anlaşılıyor.
Bütün bunların İsrail’in provokasyonlarından, Akdeniz’deki
gelişmelerden, Yunanistan ve GKRY’nin havlamalarından,
Hindistan-Pakistan gerginliğinden bağımsız olduğu
düşünülemez.
Türkiye’nin kırmızı çizgileri bellidir ve sınırsız bir sabra sahip
değildir.