Köprüden Önce Son Fitne

Mevlüt Akbay mevlutakbaymevlut@gmail.com

Biz, millet olarak başkasının bizim için ne dediği, hakkımızda düşündüğü ile çok ilgiliyiz. Bu merak; biraz özgüven eksikliği, biraz da kendimizi beğendirme çabasının bir parçası olarak tezahür eder. 

Her yıl 24 Nisan yaklaştığında, Ermenileri koruma amaçlı gerçekleşmiş olan tehcir için ABD Başkanı’nın ne söyleyeceğini, nasıl nitelendireceğini konuşup dururuz. Başkan, tehciri büyük felaket olarak değerlendirirse zil takar oynar, soykırım ifadesini kullanırsa karalar bağlarız. 

Oysa, yeryüzünde soykırım suçu işlememiş nadir milletlerden biriyiz. Kurduğumuz devletler, imar ve abad ettiği topraklarda asimilasyon yapsaydı bugün Türklerin nüfusu Çin’e yaklaşır, Türkçe dünyada en çok konuşulan dil olurdu.  

İşlemediğimiz bir suç için başka ülkelerin ne dediğinin ne önemi var, biz kendimizi bilmiyor muyuz? 

Bu örneği niçin verdim? Pkk Terör Örgütü, kendini feshettiğini açıkladı. Bölücü örgütün bu yaptığı, şeklen fesih gibi gözükse de bir pes etme işlemidir. Devletimizin gücü, küresel gelişmeler ve reel-politik, terör örgütünü bu kararı almaya itmiştir.  

Örgütün fesih bildirgesindeki ifadeler ise kamuoyunda tartışmalara neden oldu. Resmi makamların, üst düzey yöneticilerin, Cumhurbaşkanı’nın beyanlarından ziyade bölücü örgütün sorunlu cümleleri tartışıldı.  

Elbette tartışılabilir, bunda bir beis yok. Ama bildirgeye ehemmiyet vermenin bir manası yok. Bölücü teröristlerin bildirgesinin bence hiçbir kıymet-i harbiyesi de yok. Bizi ilgilendiren tarafı, Pkk ismiyle çalışmaları sonlandırdığı ve “Yaşasın Tam Bağımsız Türkiye” ifadesidir.  

Açıklamanın gerisi çöptür. Bildirgenin muhatabı teröristbaşı Öcalan’dır. Örgüt, ondan ayrı bir dil kullanmışsa onun sorunudur. Demode sosyalist jargonlarla gerekçeler üretilmeye ve fesih temellendirilmeye çalışılmış. Kaldı ki açıklama; çelişkilerle, çarpıklıklarla ve mantık hataları ile dolu. Bildirgedeki 1924 Anayası ve Lozan vurgusu ise “Kış kışlığını, puşt puştluğunu yapacak” minvalinde, teröristin teröristliğini yaparak son kez fitne çıkarma çabasıdır. Ayrıca, teröristbaşının çağrısında yer almayan hususları fesih açıklamasına koymak, kendilerinin jargonuyla “Önderlik”i takmamaktır. 

1924 Anayasası ve Lozan Anlaşması için şehit olanlardan biri de Kürtlerdir.

1924 Anayasası’nı onaylayan 163 milletvekilinin 74’ü Kürt kökenlidir ve anayasa meclisten oybirliği ile geçmiştir.  

Lozan Barış Antlaşması, 24 Temmuz 1923'te İsviçre'nin Lozan şehrinde, Türkiye, Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika ve Yugoslavya temsilcileri arasında imzalandı.

Yani, bu antlaşma Türkler ile Kürtler arasında imzalanmadı. Eğer ihanet ve terör için Lozan Barış Antlaşması referans alınacaksa, burada mağdur edilen neden Türkiye oluyor? Pkk Terör Örgütü, antlaşmaya imza koyan diğer ülkeleri neden hedef almadı, neden o ülkelerde terör estirilmedi? 

Ahmet Kaya’nın dediği gibi: Nerden baksan tutarsız, nerden baksan ahmakça.