İstanbul yerel seçimlere centilmence gidiyor.
Şu ana kadar siyasi anlamda ya da insani anlamda alana müdahale
yok. Her şey olabildiğince saygılı yürüyor.
Ekrem İmamoğlu’nun hırçınlığı duruldu.
Murat Kurum halkla iç içe ve meydanlarda.
İmamoğlu’ da Kurum’da polemikten, kavgacı dilden uzak
kaçıyor.
O nedenle gerginlik yaşanmıyor, çünkü bu konuda özel bir
hassasiyet var. İmamoğlu emin adımlarla ilerliyor.
Kurum çalışkanlığı, arzulu ve istekli bir şekilde yol
alıyor.
Ama bu görünenlerin içine sıkışmış kalmış bir sinir harbi olduğu
da hissedilen. Bakalım ilk reaksiyonu kim verecek.
Ankara’ya bakacak olursak; Turgut Altınok yerel seçimde büyük
rol oynuyor. Ankaralı olmak ve milliyetçi duruş. Turgut Altınok ,
bu iki isteği karşılıyor, denk düşüyor. Seçimin sonucu İstanbul
gibi kıl payı olmayabilir.
İzmir Alaçatı’da …dedi KADIN kitabımın imza gününe geldim.
Ankara’nın saygın ve sayılı iş insanı ve sanayicilerin eşleri ile
beraberim onlara sordum.
“Ankara da kime oy verirsiniz “diye
Mansur Başkanın dürüstlüğü, milliyetçili, Ankaralı oluşu ve
öğrenci dostu oluşu bizim oy verme sebebimiz diyorlar.
İzmir için Hamza Dağ ütopik olmayan, AK Partisinin emektarı ve
İzmir’in has evladı. Doğru olanı yaptı.
Tekirdağ Cüneyt Yüksel siyasi havası ılıman ve rüzğarı
rodostur.
Şanlıurfa da Zeynel Abidin Beyazgül yine aday yine başarı
demek.
Bu millet şunu gördü; alacakları intikamları,
Milli ve kültürel ayrışma alanlarına müdahale,
Kazanmadan kazanmanın kibrine sahip olmak, kaldı ki kazanmak
kibir değil şükr gerektirir. Yukarıdan bakmak, parmak sallamak, üst
perdeden konuşmakla bu iş olmuyor… olmayacak da.