Hamaney, “Siyonist rejim az daha yıkılıyordu” diyor.
Netanyahu, “İran’a karşı tarihi zafer kazandık” diyor.
Trump, “Nükleer tesisleri yerle bir ettik” diyor.
Söylemlere bakınca herkes kazanmış görünüyor.
Kayıplar ve yıkımlar, İran’ı yalanlıyor.
Güney Kıbrıs’a kaçanlar, katil İsrail’i yalanlıyor.
İstihbarat raporları ve medya, ABD’yi yalanlıyor.
Kesin olan bi’şey var ki, algılar olguların önüne geçti.
İsrail’e hak olan, İran’a haram oldu.
Adına 12 Gün Savaşı denilen çatışma üç şeyi gösterdi:
*ABD olmadan İsrail koca bir hiç.
*İran, dolu atıp boş tutmaya çalışıyor.
*ABD’yi, Siyonist lobi yönetiyor.
Sonuçta, iki ülke de bir zafer kazanamadı.
Ama kabul etmek lazım, İsrail İran’a bariz üstünlük kurdu.
*İran, hava hakimiyetini kaybetti.
*Çok sayıda üst düzey komutan öldü.
*Askeri ve nükleer tesisleri yıkıma uğradı.
*İsrail’den daha fazla Mossad Ajanı’na ev sahipliği yaptığı
anlaşıldı.
Kazanımları:
*Demir Kubbe’yi kevgire çevirdi.
*Füzelerinin işe yarayabildiğini gösterdi.
*Yahudileri korkutup ülkeden kaçırdı.
*İsrail’in gerçek askeri gücünü ortaya çıkardı.
İsrail ise hava gücü, istihbarat, ABD ve lobileri ile İran’a
baskın çıktı.
Bu kısa savaş, bölge ülkeleri adına alınması gereken dersler
içeren bir tatbikat gibiydi.
İsrail’in güçlü ve zayıf yönlerinin açığa çıkması bakımından
önemliydi.
İki füzeyle ülkeden kaçan Siyonistlerin vatanseverlikleri ve
İsrail’e bağlılıkları ise ibretlikti.
Yahudilerin, İsrail’e pamuk ipliği ile bağlı olduğu
anlaşıldı.
Siyonist terör devletini yönetenler, şunu unutuyor:
Yeryüzünde hiçbir devlet yok ki, ilanihaye güçlü kalabilsin.
Bir gün ABD de zayıflayacak ve bölünecek.
O zaman, bölgede Müslümanlarla baş başa kalacaklar.
Akıllı olup barış ve huzur içinde yaşamak varken, savaşarak ve
soykırım yaparak dünyanın nefretini kazanmak niye?
İsrail’i başka bir yere taşıyamayacaklarına göre, bir devletin
komşuları ile sürekli savaş halinde olmasının anlamı yok.
İsrail, Benyamin Netanyahu ile sonu gelmeyen bir savaşlar
dönemine girdi.
İsrail, kazanamayacağa savaşlara niye giriyor?
Kendilerince Mesih’in gelişini hızlandırmak ve Tanrı’yı kıyamete
zorlama istiyorlar.
Bu, Netanyahu ile baş haham Menachem Mendel Schneerson arasında
1990 yılında gerçekleşen konuşmada ortaya çıkmıştı.
Haham, Netanyahu’dan Mesih’in gelişini hızlandırmasını istemiş,
katil Bibi de onun için çalıştıklarını söylemişti.
Ünlü Siyonist haham Chaim Kanievsky de Netanyahu’nun Yahudi
devletinin Mesih’ten önceki son başbakanı olduğunu, mabedin inşa
edileceğini ve Mesih’in zuhur edeceğini iddia ediyor.
Buradan da anlaşılıyor ki; dünyanın en şeriatçı devleti İsrail,
bu savaşlar silsilesini Mesih’in gelişi ve mabedin yeniden inşası
için yapıyor.
İsrail, Mesih’i bekliyor; İran, Mehdi’yi bekliyor.
Bakarsınız, belki bu savaş ve barışlarla, Trump’ı Mesih
yapıvermişler.