Bu Topraklarda Hesap Görmeye Çalışanlara Karşı Durmanın
Vakti…
Bu topraklar bin yıldır bedel ödeyerek ayakta kaldı. Anadolu,
tarihin her döneminde sadece coğrafi değil, aynı zamanda stratejik,
jeopolitik ve manevi bir hedef oldu.
Bugün yaşadığımız mücadele, basit bir terör meselesi değil;
doğrudan Türkiye Cumhuriyeti'nin bekasına yönelmiş çok katmanlı bir
saldırıdır.
Birileri hâlâ meseleyi yalnızca dağdaki birkaç teröristle
sınırlı görme gafletinde olabilir. Ancak artık saklanacak bir
gerçek kalmamıştır. Karşımızdaki yapı, sadece silahlı bir örgüt
değil; arkasında Amerika’sından İngiltere’sine, Rusya’sından
İsrail’ine kadar birçok gücün olduğu bir taşeron yapılanmadır.
Türkiye düşmanları, yıllardır ellerini doğrudan değil, bu kuklalar
aracılığıyla ülkemizin yakasına uzatmaktadır.
“Silahlı PKK mı daha tehlikeli, yoksa silah bırakmış PKK
mı?” sorusu bugün her zamankinden daha anlamlı hale
gelmiştir.
Çünkü karşımızda yalnızca silah tutan değil;
Medya üzerinden,
Siyaset üzerinden,
Sivil toplum kılığıyla,
Akademi eliyle Türkiye’yi içten çökertmeye çalışan bir yapı da
vardır. Terör sadece dağda değil; artık şehirde, kürsüde,
ekranlarda da kendini göstermektedir.
Bazıları “silah bırakma”yı bir çözüm olarak
sunabilir. Ancak Türk milleti bu tiyatroyu defalarca izlemiştir.
Güya silahlar susmuş, barış havası esmiş, sonra ne olmuştu?
Şehirler tünellerle örülmüş, Hendeklerle kazılmış, Sivil halkın
canı hiçe sayılmıştır. Türk devleti, yaşadığı her ihanetten dersini
almış, artık bu senaryolara karnı tok hale gelmiştir.
Bugün büyük resmi görme vaktidir. Bu resim, sadece bir terör
örgütünün tasfiyesi değil; 21. yüzyılda Türkiye'nin bölgesel güç
olmasının önünü kesmek isteyenlere karşı verilen bir varoluş
mücadelesidir. Kimi zaman ekonomiyle, kimi zaman sosyal
mühendislikle, kimi zaman da bu tür terör taşeronlarıyla üzerimize
gelenlere karşı tek ses, tek yürek, tek millet
olma zamanıdır.
Bu topraklarda bin yıldır süren kardeşliğimizi bozmak isteyen
herkes şunu bilmelidir: Bu milletin sabrı vardır, ama onuruna
kastedenin karşısında dağ gibi durur. Gerekirse 100 yıl daha
mücadele eder, ama bir karış toprağını, bir damla haysiyetini
çiğnetmez.
Büyük kazanım, büyük iradeyle olur. Bugün Türk devleti kararlı,
ordusu güçlü, milleti uyanıktır. O yüzden terörün her biçimiyle,
arkasındaki tüm güç odaklarıyla mücadele sonuna kadar
sürecektir.
Tarihin doğru tarafında, vatan safında dimdik duranlara selam
olsun!