Bolu Kartalkaya kayak merkezinde 237 kişinin konakladığı otelde
çıkan yangında şu an itibariyle saat 23.23’de can kaybı
76’ya yükseldi. 12 katlı Grand Kartal Otel'de saat 03.30
sıralarında çıkan yangın faciaya dönüştü. Sömestr tatili nedeniyle
237 kişinin konakladığı otelde can pazarı yaşanırken bazı
müşteriler panikle camdan atladı.
Böyle büyük bir otelde yangın merdiveninin, her katta
yangın tüplerinin olmaması, duman ve alev dedöktörünün olmaması,
otomatik sprink yangın söndürmenin olmaması can aldı.
Ortada bağıra bağıra gelen bir sorumsuzluk var.
Suç var,
Suça ortak olma var.
Failler var.
Mağdurlar var.
Suçun objektif unsurlarını fail, mağdur, hukuka aykırı fiil,
netice ve ne densellik bağı oluşturur.
Hukuka aykırı fiil ile netice arasında nedensellik bağı oluştuğu
takdirde suç oluşur ve bu sonucun faile isnat edilip edilemeyeceği
sorunu ortaya çıkar.
Şartların eşitliği teorisine göre, failin olay
akışına hâkim olup olamadığına; kuralcı nedensellik teorisine
göreyse failin fiilinin bu sonucu doğurmaya elverişli olup
olmadığına bağlı olarak isnat edilebilirlik belirlenir.
Suçun sübjektif unsurlarıysa failin psişik durumuyla
ilişkilendirilir. Kast ve taksir ayrımı burada ortaya çıkar.
Doğrudan kastın oluşması için failin sonucu istemiş olması
aranır. Otel sahipleri doğrudan sonucu istemiş
olmasalar da istememiş de değillerdir.
İstememiş olsalardı gerekli önlemleri alırlardı.
Burada tabiri caizse “olursa olsun” denilmiş ve
bunca can kaybına razı olunmuştur. Sonuç o kadar insanın hayattan
koparılması olarak karşımıza çıkmıştır. Dolayısıyla burada olası
kastla kasten öldürme suçu oluşmuştur.
Otel ruhsat alındıktan sonra oda sayısını arttırmaya gitmiş otel
işlemecileri. Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan yaptığı açıklamada
“Ruhsat bakanlıktan alınmış, denetim yetkisi de onlara ait. Otel
yangın yeterlilik belgesini Kasım 2007’de almıştır. Bizim
belediyemiz tarafından herhangi bir şekilde Bolu belediyesi
tarafından bu binaya yangına uygundur raporu verilmemiştir. Olayın
sorumlusu bakanlıktır, belediyenin mücavir alanında değildir. Bu
belge benim belediye başkanlığımdan 12 yıl önce verilmiştir"
açıklamasını yaptı.
Şu saatten sonra sorumluluğun bakanlık ya da belediye olmasının
hiçbir önemi yoktur.
Yetişmiş onca insan; doktor, öğretmen, avukat, gazeteci, yazar
hepsi ihmal kurbanı.
Çocuklarına karne hediyesi vermek istemenin mutluluğu kabusla
sonuçlandı. Aileler çocuklarıyla beraber acı şekilde yanarak,
yüksek ısıdan ya da çıkan gazdan zehirlenerek öldüler. Onca canın
bedelini ödemek mümkün mü?
Acımız çok büyük…
Acımız çok derin.
Diğer Bir Yangında Siyasette.
Ankara’da gözaltına alınıp geceyi İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde
geçiren Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ, savcılıktaki ifadesinin
ardından tutuklama talebiyle çıkarıldığı mahkemede tutuklandı.
Özdağ Silivri Cezaevi’ne gönderildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Zafer Partisi lideri Ümit
Özdağ hakkında “halkı kin ve düşmanlığa tahrik”
suçlamasıyla tutuklama talep etti. Savcılık, Özdağ’ın 2020’den bu
yana yaptığı 11 X paylaşımını delil gösterdi.
Tutuklama talebinde, Özdağ’ın mültecilerle ilgili
paylaşımlarının,
Temmuz 2024’te Kayseri’de meydana gelen ve 15 bin kişinin
katıldığı protesto eylemlerinde 263 ikamet ve 166 araçta hasar
oluştuğu, 25 emniyet ve itfaiye personelinin yaralandığı olayların
şüphelisi olması,
Şeklindeki değerlendirmeler sonucunda Ümit Özdağ Silivri
Cezaevi’ne gönderildi.
Adalet bir kez daha katledildi.
Adalet bu ülkenin ana direğidir.
Adalet asla portatif tak, çıkar aparatı değildir.
Bu ülkede parti genel başkanlarının tutuklanması darbeci
zihniyetin eylemidir. Bu eylem; 27 Mayıs 1960 ve 12 Eylül 1980
darbesinde ve son olarak da 15 Temmuz 2016 da yaşanmıştı. Rabbim
bir daha fırsat vermesin!
O nedenle Genel Başkan tutuklamalarına karşıdır bu millet.
Zafer Partisi Genel Başkanı Sayın Ümit Özdağ; bir partinin genel
başkanı olarak düşüncesini özgürce ifade etmelidir. Düşünce suçuyla
şüpheliyken tutuklanması kabul edilemez.
Sayın Özdağ ve ailesinin kökenleri Dağıstan'daki Türk
halklarından olan Kumuklara dayanmaktadır. Ümit Özdağ, 3 Mart 1961
tarihinde, Milliyetçi Hareket Partisi'nin ilk kadın kolları
başkanı Gönül Özdağ ve 27 Mayıs Darbesi'nde görev alan
Millî Birlik Komitesi üyesi Kurmay Yüzbaşı Muzaffer
Özdağ'ın oğludur.
Demem o ki vatanseverdir.