BIST 10.097
DOLAR 32,33
EURO 34,77
ALTIN 2.412,29
HABER /  GÜNCEL

Almanya‘da büyük koalisyona doğru

Alman siyasi literatüründe "büyük koalisyon" olarak anılan koalisyon hükümeti kurmaya hazırlanan Başbakan Merkel'i nasıl bir süreç bekliyor? Ayça Tolun'un haberi.

Abone ol

Almanya'da üç haftadır sürdürülen koalisyon sondaj görüşmeleri sonuçlandı.

Başbakan Angela Merkel, Ana Muhalefet Partisi Sosyal Demokrat SPD ile Alman siyasi literatüründe "büyük koalisyon" olarak anılan koalisyon hükümeti kuruyor.

Başbakan Merkel ve ekibi, 22 Eylül'deki seçimlerden sonra geçen zaman zarfında muhalefet partileriyle sondaj görüşmeleri yaptı.

Bu şerefe sadece eski Demokratik Almanya Cumhuriyeti'nde tek partiden Sosyal Demokrasinin soluna evrilen, "Sol Parti" mazhar olamadı. Merkel ve kurmayları önce SPD ile ardından da Yeşiller ile tek tek, sonra da iki partiyle paralel görüşmeler yaptı.

Beklendiği gibi Yeşiller ile uzlaşma sağlanamadı. Kuşkusuz bunda Yeşiller'in yüzde 8,5'luk oy oranıyla, Merkel’in yüzde 40'ı aşan ezici çoğunluğuna karşı "koalisyonun minik ortağı" olmakla yetinmek istememesi de rol oynadı.

Zaten Yeşiller'in tabanı olası bir koalisyona baştan beri karşıydı.

Sosyal Demokratlar hükümete katılmak için tabanının onayını aldı.

Sosyal Demokrat Parti (SPD) kurmayları ise toplam 3 sondaj görüşmesinden sonra "büyük koalisyona" evet deme kararı aldılar. Ancak Sosyal Demokrat yönetiminin de yine tabanını koalisyona ikna etmesi gerekiyordu, zira Sosyal Demokrat taban da "büyük koalisyon" içinde minik değilse bile küçük ortak olmaya razı değildi.

Çünkü Merkel'in başbakanlığındaki tüm koalisyonlarda bugüne kadar kaybeden hep koalisyonların küçük ortağı olmuştu. Nitekim 2005 yılında Merkel ile koalisyon hükümeti kuran SPD'nin oyları bir sonraki seçimlerde %30'un da altına düşerek Sosyal Demokratların tarihine kara bir leke olarak geçmişti.

Bu yüzden SPD parti yönetimi, sondaj görüşmeleri öncesinde koalisyona meyil edilecek olursa, önce tabanın onayını almak için acil bir parti kurultayı düzenleneceğini açıklamıştı.

Söz konusu parti kurultayı hafta sonunda yapıldı ve tüm kuşkulara rağmen, parti tabanı parti yönetimine "pazarlık sonucunun memnuniyet verici olması halinde" Merkel ile koalisyon kurma icazeti verdi.

Görüşmeler Çarşamba başlıyor

Başbakan Merkel ve ekibiyle Sosyal Demokrat Parti kurmayları arasındaki koalisyon görüşmeleri resmen çarşamba günü başlıyor.

Taraflar en geç Noel’e kadar hükümeti kuracakları kanaatindeler. Öncelikle 12 çalışma grubu oluşturulacak ve bunlar hükümetin programını hazırlayacak.

Kulislerde de partilerin bakanlık sayısı için pazarlıklar şimdiden başladı. 14 bakanlıktan oluşacak kabinenin 8 bakanlığına Merkel'in Hıristiyan Birlik Partisi'nin talip olduğu, geriye kalan 6 bakanlığı da SPD'nin alması bekleniyor.

Büyük koalisyon olasılığına herkes sıcak bakmıyor.

Öte yandan Almanya'da seçimi kazanan partiyle ana muhalefet partisinin oluşturacağı "büyük koalisyona" kuşkuyla yaklaşanların sayısı hiç de az değil.

Almanya'da keskin siyasi açıklamalarıyla ünlenen eski Anayasa hakimi Udo di Fabio „büyük koalisyonların, eşyanın tabiatı gereği ülkede hantal bir siyaset ortamına yol açacağı“ görüşünde. Dahası böylesi bir koalisyonun sahip olacağı oy çoğunluğu, hükümetin icraat ve kararlarını benimsemeyen milletvekillerinin, ikna edilmesinin gerekliliğini de ortadan kaldıracak. Bu ise demokrasiye zararlı bir gelişme olacak.

Hakim Di Fabio ya göre, iki partinin parlamentoda %80 i aşan toplam sandalye sayısı, ayrıca muhalefetin sesinin de iyiden iyiye kısılmasına sebep olacak.

Nitekim gerek Başbakan Merkel’in iktidar partisi, gerekse Sosyal Demokratlar koalisyon kurmaları halinde, parlamentoda muhalefeti oluşturacak Yeşillere ve Sol Partiye meclis iç tüzüğünde değişiklikler yaparak, daha geniş bir manevra alanı sağlamayı kararlaştırdı.

Büyük koalisyona olumlu bakanlar ise böylesi bir koalisyon sayesinde Almanya'da çok tartışmalı olduğu için bir türlü karara bağlanamayan konuların, parlamentodan artık çok daha kolay geçeceğini vurguluyorlar ve bunun ise hantallığın tam aksi bir siyaset ortamı yaratacağını söylüyorlar.

Türkler bir üzüldü iki sevindi

Hangi tarafın haklı çıkacağını zaman gösterecek.

Ancak Almanya'daki göçmenler - başta Türkiye kökenliler olmak üzere – şimdiden önemli bir siyasi kaybın ağıtını yakmaya hazırlanıyorlar.

Gerek Yeşillerin gerekse Sosyal Demokratların "iktidara gelmeleri halinde çifte vatandaşlığı mümkün kılacakları" yolundaki seçim vaatleri çöpe atıldı bile.

Merkel’in partisiyle birlikte "prensip olarak" karşı çıktığı bu hak, çok kısıtlı ve üstelik kendisine oy vermeyen bir seçmen kitlesini ilgilendirdiği için yine bir başka bahara kaldı.

Neyse ki Almanya'daki Türkleri memnun edecek başka gelişmeler var.

Bunlardan biri, geçen hafta sonu beklenen oy oranının altında kaldığı için parti yönetimini yeniden seçen Yeşiller‘ in, Cem Özdemir’i yeniden eşbaşkan seçmesi oldu.

Böylelikle Cem Özdemir önümüzdeki dört yıl boyunca Almanya'nın ana muhalefet lideri olacak.

Bir diğer iyi haber de eski ve kurulacak yeni hükümetin başbakanı Merkel'den geliyor.

AB’nin Gezi olayları nedeniyle açılmasını İlerleme Raporu sonrasına bıraktığı Bölgesel Politikalar ve Yapısal Araçların Koordinasyonu konulu 22'inci faslın açılmasının önündeki Almanya engelinin kalktığı ve bunda Merkel'in bizzat rol oynadığı bildiriliyor.