BIST 10.159
DOLAR 32,21
EURO 35,08
ALTIN 2.470,96
HABER /  POLİTİKA

Aleviler anayasada önce eşitlik diyor

Alevilerin hem demokratik özgürlük, hem de inanç özgürlüğü açısından yeni anayasadan beklentileri var.

Abone ol

Alevilerin hem demokratik özgürlük, hem de inanç özgürlüğü açısından yeni anayasadan beklentileri var. Ama her şeyden önce "eşitlik" diyorlar.

Taraf'dan Güler Yılmaz'a konuşan Alevi-Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Selahattin Özel, demokratikleşme paketinden beklentiler, yeni anayasa, Başbakan’ın söylemleri, Mısır ve Suriye konusunu değerlendirdi.

SİLAHA SARILMADIK, AMA...

Yeni bir anayasa yapılmıyor. Mevcut anayasada köklü değişiklikler yapılıyor. Aleviler olarak, demokratik açıdan ve inanç özgürlüğü açısından beklentilerimizi TBMM Başkanı’na ilettik. Mesele sadece anayasayla çözülmüyor. Anayasa’da eşitlik ilkesi olmasına rağmen, Kürtler, Aleviler eşit görülmedi.

Bir grup öyle veya böyle silaha sarıldı. Ama Aleviler silaha da sarılmadı. Demokratik yolların dışına çıkmadılar. Ama bugüne kadar da bir hak elde edemediler. Başbakan’ın söylediklerine baktığımızda, önce zihniyetin değişmesi gerektiğini görüyoruz. Sadece PKK ile devletin barışına değil, sosyal barışa, iktisadi barışa, siyasi barışa ihtiyaç var Türkiye’de. Almanya anayasasında Yahudiler de eşit yurttaşlık hakkına sahipti, ama Hitler hepsini fırında yaktı. Bazı şeylerin anayasal olması yetmiyor. Türkiye’de de bu zihniyetten çekiyoruz.

BAŞBAKAN’LA GÜVEN SORUNU VAR

Demokratikleşme paketinden umutlu değiliz. Bu ülkenin Başbakanı’nın 75 milyonun başbakanı olduğunu unutmaması gerekirken öyle davranmıyor, bunu bilinçli olarak yapıyor. Alevilerle ilgili nefret söylemlerinde dosyası bir hayli kabarık. Alevilerle ilgili muhalefet partisinin şahsında söylediği sözler bir başbakana yakışmayan sözler. Alevileri sevmeyen bir inanç grubunun lideri bile bu şekilde laflar etmez. Sivas davasında zaman aşımı oluyor, “Memlekete hayırlı olsun” diyebiliyor. Başbakan’la güven sorunumuz var.

SİYASALLAŞTIRILDIĞI İÇİN SORUN ÇÖZÜLEMİYOR

AK Parti iktidara gelmeden önceki koalisyon döneminde, “ibadet yeri” olarak imara ayrılan yerlerde sinagog, cami, mescit geçiyordu, buna cem evi eklenmişti. Gelir gelmez bunu kaldırdılar. Torba yasanın içine tekrar koydular. Onu da yeni açılımmış gibi sunmaya çalıştılar.

Demokrasi talebimiz var ve bu sadece Aleviler için değil, herkes için. Bizim sorunumuz siyasallaştırıldığı için çözülmüyor. Partiler üstü ele alınsa Alevilerin ibadet meselesi dahil hepsi çözülebilir. Dolayısıyla hükümetin söyleminden, Başbakan’ın tutumundan ve bugüne kadar söylediklerinden pek umudumuz yok. Türkiye barış sürecine girmiş, köprüye Yavuz Sultan Selim adının konulmak istenmesinin maksadı ne? Alevilerin rahatsız olacağını kendisi bal gibi biliyor.

SURİYE VE MISIR

Mısır’ı da, Suriye’yi de takip ediyoruz. “Benim için demokrasi bir araç” diyen birinin, Mısır’da darbe yapılmış, yapılmamış, “Niye buna karşı çıkmıyorsunuz?” diye sitem etme hakkı yok. Senin demokrasiyi araç olarak gördüğün yerde, Mısır’da da, birileri demokrasiyi araç olarak görüyor, işine geldiği gibi kullanıyor, buna niye itiraz ediyorsun? Suriye’ye gelince, Başbakan bugüne kadar durumu mezhep adıyla anılır hale getirdi. Düne kadar Esad’la iyilerdi, vizeyi, sınırları kaldırdılar. Ne oldu da Esad birden bire “diktatör” oldu, kötü oldu, Alevi oldu?”