BIST 10.089
DOLAR 32,38
EURO 34,70
ALTIN 2.400,19
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Akdoğan'dan Lice değerlendirmesi!

Erdoğan'ın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan, Lice'de başlayan ve bölgeyi etkileyen olaylarla ilgili konuştu.

Abone ol
Başbakan Başdanışmanı Yalçın Akdoğan, terör örgütünün asayiş konularında bölgede gerilimi yükseltme stratejisi izlediğini söyledi. Bölgede yaşananları eski Türkiye'nin tablosu olarak değerlendiren Akdoğan, örgütün "sürece" zarar verdiğini anlattı. PKK'yı bölgede kimsenin eleştiremediğini de iddia eden Akdoğan, BDP'nin de olaylara sesini çıkarmadığını söyledi.

Yalçın Akdoğan, 24 TV'de katıldığı televizyon programında Lice'de yaşananları ve barış sürecini değerlendirdi. Terör örgütünün, yol kesme suretiyle bölgede tansiyolu yükselttiğini ve sürece zarar verdiğini söyleyen Akdoğan, şöyle konuştu:
 
"GERİLİMİ YÜKSELTİYORLAR"
 
Bu olaylara kadar bölgede nasıl bir iklim vardı, bugün nasıl bir iklim oluşturulmak isteniyor? Çözüm sürecinden sonra bölgede iklimin değiştiğini gördük. Turizm, ticaret, sanayi, kültür alanı, sosyal alanı, her alanda ciddi bir canlanma vardı. Tamamen iklim değişmişti ve pozitife dönüşmüştü. Şimdi tam bahar yaşayacağız dediğimiz bir anda birden bir fırtına estiriliyor. Yollar kesiliyor, insanlar kaçırılıyor, iş makineleri yakılıyor, işçiler kaçırılıyor… Örgütün asayiş konularında çok ciddi bir tırmanma ve gerilimi yükseltme strateji izlediğini gördük.
 
BU ESKİ TÜRKİYE’NİN TABLOSUDUR
 
Siz çözüm istiyorsanız, barış istiyorsanız, netice alalım istiyorsanız bu yanlış yoldur. Bu eski Türkiye’nin tablosudur, bu çıkmaz sokaktır, buradan çözüm çıkmaz.
 
"SÜRECİ TEKRAR GERİYE SARMAYA ÇALIŞAN BİR ANLAYIŞ VAR"
 
Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik şimdi etten püften birtakım şeylerle süreci tekrar geriye sarmaya çalışan bir anlayış var. Burada sağduyuyu öne çıkarmak zorundayız. Vatandaşımız, bölge insanı çok büyük umutlar taşıyor. Bu umutlardan dolayı toplumsal destek çözüm sürecine yüksek. Ve burada yol yürümemiz ve netice ulaşmamız gerekiyor.
 
"DEVLETİ HERKES ELEŞTİRİYOR AMA KİMSE ÖRGÜTÜ ELEŞTİREMİYOR"
 
Son dönemde yaşadığımız bir takım olumsuzluklarda devletin payı mı var, örgütün payı mı var? Örgütün payı var. Örgütü pek kimse eleştirebiliyor mu? Devleti herkes ağzını doldurarak konuşuyor, her şeyi söylüyor. Karşımızda tahammül duygusu gelişmiş, her şeye toleransla karşılayan bir devlet var. Ama hiçbir şeye tahammül edemeyen, toleranssız bir örgüt var. Ve bu örgütü kimse eleştiremiyor, eleştirmekten korkuyor. Aydınlar, sadece hükümete laf söylüyorlar. Burada baktığımızda ortada demokratikleşen bir devlet var, terör ve şiddetten vazgeçemeyen, gerilimden beslenen bir örgüt var.
 
"KÜRTLERE ZULMEDEN BİR YAPI VARSA BU TERÖR ÖRGÜTÜDÜR"
 
Bugün yol kesen devlet değil, siz yol kesiyorsunuz. Adam kaçıran sizsiniz. Haraç alan sizsiniz. Baskı yapılan iş adamı da Kürt. Çocuğu kaçırılan anne de Kürt. Yolu kesilen vatandaş Kürt. Kürtlere zulmeden bir yapı varsa bu terör örgütüdür. Ama kimse bunu eleştiremiyor, eleştirmekten çekiniyor. Böyle bir aydınlık olmaz. Siz çözümü istiyorsanız, o zaman çıkacaksınız “örgütün bu yaptığı yanlıştır, bu sürece zarar vermektedir” diyeceksiniz. Bunları diyemeyenler “Türkiye, 90’lı yıllara mı dönüyor?” 90’lı yıllara dönecek devlet ne yapıyor bugün?
 
Devlet, baskı ve zulümle mi bölgeye gidiyor, hizmetle mi gidiyor? Hastane yaparsınız, örgüt istemez yol keser, okul yaparsınız makineyi yakar, havaalanı yaparsınız bunlara engel olur. Niye engel oluyorsunuz? Bir taraftan BDP’liler geliyor falanca köyü yolunu yapalım diye rica ediyorlar, siz yol yapmaya gidiyorsunuz makineleri yakıyorlar. Peki o ricacı olan BDP’li ondan sonra gidip niye örgütü eleştirmiyor?
 
PKK’YA DESTEK VERMEYEN BÜTÜN KÜRTLER HAİN

Devlet demokratikleşmiştir, sağduyuludur. Toleranslı bir şekilde bölgede hizmet etmeye çalışmaktadır. Ama öbür tarafta baskı ve zulümle var olamaya çalışan ve benim ağrımı giden Kürtlere saygı duymayan bir anlayış. Orada Kürt anne eylem yapıyor, ona satılmış muamelesi yapıyorsun. PKK’ya destek vermeyen bütün Kürtler hain, oy vermeyenler işbirlikçi, çıkıp oğlunu, çocuğunu isteyen anne de satılmış. Böyle bir anlayış olabilir mi? Sen Kürt’ü tapulu malın gibi görmeye başlamışsın. Kendi insanına saygı duymuyorsun.”