BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  GÜNCEL

Akan kan için Medine kardeşliği

Türkiye’de terör nedeniyle akan kan ve gözyaşının sonlandırılmasına yönelik olarak sürdürülen sürece bir destek daha.

Abone ol

Güneydoğu Anadolu'nun manevi kanaat önderlerinden Ülfet Vakfı'nın Kurucu Başkanı Abdullah Taylan Hocaefendi'den sürece destek.

Taylan, akan kanın durması için Hz. Peygamber'in (sav) Medîne’ye hicretinden sonra Evs ve Hazrec kabileleri arasında sağladığı 'Medine kardeşliği'nin bir benzerinin, doğu ve batı arasında tesis edilmesi gerektiğini kaydetti.

Abdullah Taylan Hocaefendi, yaptığı açıklamada, başlatılan diyalog sürecinin hassas bir dönemden geçtiğine işaret etti. Taylan, adı ne olursa olsun barış ve kardeşlik gayesiyle söz söyleyen kişilerin büyük cesaret örneği sergilediklerini söyledi. 

FİTNE UYKUDARDIR UYANDIRMAYIN

İnsanların birlik, beraberlik ve huzurunu temin etme adına yapılan çağrıları gönülden onaylamak gerektiğini vurgulayan Taylan, “Efendimiz (sav), ‘fitne uykudadır, uyandırmayın’ buyuruyor. Şimdi fitneyi uyandırmanın bir anlamı yok. Kardeşlik çağrılarından bir mana aramak, farklı anlamlar çıkarmak doğru değil. Burada bize düşen, üzerimizde hesap yapanları değil, kardeşliği tavsiye edenleri dinlemektir. Bazı şeyleri göze alarak sulh ve kardeşliği tebliğ edenlerin yanında yer almak gerekiyor. Çünkü bizim yerimiz birlik ve beraberliğin, kardeşliğin yanıdır. Bu gün herkesin nefsini ayaklar altına alması ve kardeşlik çağrısına kulak vermesi gerekiyor. Biz de bunu ortak bir çağrı olarak ifade ediyoruz.” dedi.

"İSLAM DİNİ İNSANLARI BARIŞA DAVET EDİYOR"

Ülkede dökülen kardeşkanının sona ermesi için toplumun bütün kesimine büyük görev ve sorumluluk düştüğünü anlatan Taylan, “Tarihte zaman, zaman bazı fırsatlar yakalanır. Bu tarihi fırsatların kaçırılmaması gerekiyor. Özellikle barış adına gelen fırsatlar dairesinde hareket edildiği zaman, burada liderlere, ilim ehline ve toplumu idare edenlere önemli sorumluluklar düşüyor. Barışa davet İslami bir harekettir. Peygamber Efendimiz (sav) 'savaşı istemeyiniz' diyor. İnançlar arasında dahi savaş istemeyen bir dinin mensuplarıyız. Çünkü savaş kan gözyaşı ve hicrandan ibarettir. Sulh ve barışı istemek akan kanı durdurmak, annelerin sesine kulak vermek, yetimleri azaltmak ve insanlar arasında kardeşliği tesis etmekten daha güzel bir şey olamaz.” diye konuştu.

"SAĞDUYULU HAREKET ETMEK LAZIM"

Gelinen noktayı provoke edecek eylemlere karşı, her iki toplumun sağduyulu davranması gerektiğini dile getiren Taylan, “İman ehli insanlar olarak Kuran’ı Kerim bizlere, ‘muhakkak müminler kardeştir. Onların arasını bulun. Allahtan da korkun’ buyuruyor. İki toplum arasındaki binlerce yıllık kardeşlik, ırkçı ve çıkarcıların provokasyonu ile kısa süre sabote edilmiş. Bunu sonucunda ciddi bir gözyaşı oldu. Bu gün akan gözyaşlarının durması için tarihe bir fırsat düşmüştür. Bu fırsatın adı da barış ve sulhtur. Düne bakılmaksızın bu günün değerlerini ortaya koyarak kardeşler arasındaki dengeyi sağlamak gerekir. Bu süreçte iki tarafında oyuna gelmemesi için ciddi uyarılar yapılması gerekiyor. ‘Sakın ha kan akıtıcılarla beraber olmayın. İnsanlar arasında fesat doğurucularla beraber olmayın’ diyerek, Kuran’ı Kerim bizlere uyarıda bulunuyor.” ifadelerini kullandı.

"ARAMIZDA MEDİNE KARDEŞLİĞİNİ TESİS EDELİM"

Hz. Peygamber'in (sav) Medîne’ye hicretinden sonra geçmişleri birbirlerine karşı kin ve nefretle dolu olan Evs ve Hazrec kabîleleri arasındaki anlaşmazlıkları düzeltip, onları birbirine dost yaptığını hatırlatan Taylan, akan kanın durması adına böyle bir 'Medine kardeşliği'nin tesis edilmesi gerektiğini kaydetti.

Özellikle doğu ve batı diye isimlendirilen bölgelerin kardeşlik ruhuyla birleştirilmesi gerektiğini ifade eden Taylan, şöyle konuştu: “Dünü tartışarak, dünden dolayı sizin üzerinizden hesap yapanlarla beraber olmayın. Bu toprağı kin ve nefretten arındıralım. Biz sulh ve kardeşlik niyetimizde samimi davranırsak, Allah bize yardımcı olacaktır. Binlerce yıldır bizim minberimiz, mihrabımız ve kıblemiz bir. Varsa bir hata o biri kaybetmemizden kaynaklanıyor. Türkiye büyük hamleler peşinde olan bir ülke. Bizim yapılan bu hamlelere ayrılığa düşmeden katkı sağlamamız gerekiyor. Toplum olarak hepimiz aynı gemi içerisinde yolculuk yapıyoruz. Bu gemi batarsa iyisiyle, kötüsüyle hep birlikte boğuluruz. Biz barış ve kardeşlikten yanayız.