BIST 9.754
DOLAR 32,58
EURO 34,99
ALTIN 2.456,67
HABER /  DÜNYA

AK Parti’yi suçladı

CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, “AK Parti olarak aslında müzakere konusunda samimi olmadığınız, dürüst olmadığınız, başkanlık taslağını ...

Abone ol

CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, “AK Parti olarak aslında müzakere konusunda samimi olmadığınız, dürüst olmadığınız, başkanlık taslağını orada pazarlık kozu olarak tuttuğunuz, o komisyon çalışmalarını bloke ettiğiniz ortaya çıkıyor. Başkanlık taslağı sebebiyle 40 maddeyi müzakere edemiyoruz” dedi.
TBMM’de düzenlediği basın toplantısında; Maksut Selim üzerinden Başbakan Erdoğan ve hükümeti eleştiren Atilla Kart, Maksut Selim ile ilgili bazı bilgileri paylaştıktan sonra, “Maksut Selim Başbakanlık Örtülü Ödeneği gibi güvenlik, devlet sırrı gibi odak konumda olan bir kurumun başına neden getirilir? Başbakan, Maksut Selim gibi hakkında hem şaibe hem de yargı kararı bulanan bir kişiyi neden özellikle tercih eder? Aslında bu soruların cevabı açıktır. Örtülü Ödenek harcamalarındaki makul kavramı ile izah edilemeyecek anormal artış, Türkiye’nin demokrasi sürecindeki kırılma ve sakatlıklar Maksut Selim’in görevde tutulmasının temel sebebidir. 2003 yılı ile birlikte Örtülü Ödenek harcamalarında bir anda 10 katı artış oluyor. 2006-2007’den itibaren bir önceki yılı katlayarak devam ediyor. Tansu Çiller’lerin çok günahını aldık, Mesut Yılmaz’ları, Erbakan’ları çok eleştirdik. Başbakan’ın bu ilk 8 ayda harcamalarının Çiller, Erbakan, Yılmaz, Ecevit hükümetlerinin toplam harcamalarından 4-5 kat fazla olduğunu görüyoruz. Elbette kamuoyuna açıklanması gereken tablodur. Devletin sırları, güvenliği ve istihbaratı Maksut Selimlere neden emanet edilir? Bu sorunun cevabı analizi, AK Parti hükümetlerinin yönetim anlayışını gösteren en özlü sorudur” diye konuştu.

ANAYASA UZLAŞMA KOMİSYONU ÇALIŞMALARI
Yeni anayasa çalışmaları ile ilgili sorulara cevap veren Atilla Kart, “Komisyonda, vatandaşlık konusunda 2 gün boyunca tartışmalar yapıldı, vatandaşlık konusunda partiler kendi önerilerinin arkasında duruyor. CHP’nin başlığı Türk vatandaşlığı ve içeriğinde de eşitlik temelinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını açıklayan, eşitlik vurgusunu yapan bir taslak. Bu grubumuzun önerisi. Eğitim öğrenim konusunda ise daha evvel sunulmuş olan, Genel Başkanımızın bilgisi dahilinde sunulmuş olan eğitim-öğrenim maddesinin 5. fıkrasında Genel başkanımızın bilgi ve talimatları doğrultusunda hazırladığımız öneri; ‘Eğitim dili Türkçedir, ana dili Türkçe olmayan öğrenciler, zorunlu Türkçe eğitiminin yanı sıra kendi dillerini öğrenme ve kullanma hakkına sahiptir. Devlet bu hakkın etkili bir şekilde kullanılması için gerekli tedbirleri alır.’ Resmi ve dil ve müfredat dilinin Türkçe olmasını CHP olarak bir kere daha anayasal teminat altına alınmasını öneriyoruz. Bunun yanında müfredat dilinin Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm yurttaşları için zorunlu hale getirilmesini açıklığa kavuşturuyoruz. Bu noktada bir takım delme girişimlerini, hükümetin oluşturduğu iklim sonucunda olduğunu biliyoruz. ‘Ana dili Türkçe olmayan öğrencilerin kendi dillerini öğrenmeleri konusunda ve kullanmaları konusunda devlet üstüne düşen etkili tedbirleri alır’ diyoruz. CHP’nin bu anlamda şimdiye kadar ki programlarına aykırı düşen bir düzenleme söz konusu değildir. Çok net bir düzenleme söz konusudur. Bu noktada doğan tereddüdü Genel Merkez son derece açık bir şekilde açıklığa kavuşturdu. Bizim açımızdan zaten bir sorun yoktu, biz burada bu görevi yaparken bir çekişmeye yol açmadan, buna tenezzül etmeden, parti disiplini, kültürü içinde ve partinin kamuoyuna karşı görüntüsüne halel vermemeye çalışarak, zafiyet oluşturmama sorumluluğu içinde davranarak bunları ifade ettik” şeklinde konuştu.

“BAŞKANLIK TASLAĞI SEBEBİYLE 40 MADDEYİ MÜZAKERE EDEMİYORUZ”
Komisyonda yaşanan gerginliklerle ilgili sorulara cevap veren Kart, “Komisyonda zaman zaman AK Parti kaynaklı olarak kişiler üzerinden doğmuş olan tartışmaların komisyonun tıkanmasının gerekçesi olarak sunulduğunu görüyoruz. Bu son derece yanlış bir değerlendirmedir. Anayasa yapım sürecinde kişiler arasında tartışmaların olması doğal ve kaçınılmazdır. Sonuçta grupların taslak ve önerileri yazalı olarak ortadadır. Bu tartışmalardan dolayı anayasa çalışmalarının tıkanması söz konusu değildir. Asıl sorun varlığını sürdürüyor, çalışmalar belli bir olgunlaşma aşamasına gelince ‘biz başkanlık taslağını geri çekmeyi düşünüyoruz’ diyorlardı. Sayın İyimaya komisyon çalışmalarının sona ermesinden söz ediyor, ne zaman çekilecek bu başkanlık taslağı. Böyle bir ciddiyetsizlik olur mu? Kamuoyunu hafife almak, yanlış yönlendirmek sorumluluk ve ciddiyet kavramları ile izah edilemez. Sizin iktidar olarak, AK Parti olarak aslında müzakere konusunda samimi olmadığınız, dürüst olmadığınız, başkanlık taslağını orada pazarlık kozu olarak tuttuğunuz, o komisyon çalışmalarını bloke ettiğiniz ortaya çıkıyor. Fotoğraf bu kadar açık ve net. Başkanlık taslağı sebebiyle 40 maddeyi müzakere edemiyoruz” ifadelerini kullandı.

SURİYE TEZKERESİ
Atilla Kart, Suriye tezkeresi ile ilgili sorulara ise şu şekilde cevap verdi:
“Suriye’deki çatışmalar olayında Suudi Arabistan Silahlı Kuvvetlerine ait nakliye uçaklarının Esenboğa’yı lojistik üs olarak kullanması, bizim tespitlerimize göre Ocak ayından beri bu yapılıyor. Bunun dışında kamplarda olsun diğer merkezlerde olsun El Nusra, El Kaide bağlantılı terör örgütleri Türkiye’nin topraklarını kullanıyorlar. Türkiye bu anlamda Suriye’deki çatışmaların tarafı haline çoktan gelmiştir, anaya suçu işlenmektedir. Bu yönüyle hükümet olarak yüce divan sorumluluğunu gerektiren bir süreç kaçınılmazdır. Barajların patlatılmasından söz eder hale geldik. Türkiye’ye doğrudan bir saldırı olur, olduğu taktirde elbette hep birlikte bunun cevabını veririz. Türkiye’nin taraf olmadığı bir savaşın cephe ülkesi haline gelmenin sonuçlarını yaşıyoruz. Bu doğmuş olan fiili duruma anayasal anlamda, ceza hukuku anlamında suç teşkil eden bu duruma anayasal gerekçeyi sonradan oluşturmaya çalışıyor Sayın Başbakan. İnanıyorum ki, TBMM’de görev yapan AK Partili milletvekilleri de bu tabloyu görüyorlar, tıpkı 1 Mart 2003 sürecinde olduğu gibi Türkiye’yi emperyal oyunların içine araç olarak çekmek isteyenlere fırsat vermeyeceklerdir. Bir an için bu yönde bir tezkerenin geçtiğini varsaysak bile, bu hükümetin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.”
(iha)