BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  POLİTİKA

Ahmet Türk 33 şehidi hatırlattı

Kapatılma davası devam ederken Ahmet Türk de Meclis'te konuştu. 7 şehit için başsağlığı diledi ama 33 şehidi de hatırlattı.

Abone ol

DTP'nin kapatılma davası Anayasa Mahkemesi'nde esastan görüşülürken Ahmet Türk de Meclis'te grup toplantısında konuştu.

Türk sözlerine başsağlığı dileyerek başladı. İlk olarak Diyarbakır'da öldürülen üniversite öğrencisi için, ardından PKK'lıların attığı molotof kokteyli nedeniyle yanarak hayatını kaybeden Serap için ailelerinin acısını paylaştığını söyledi.

Son olarak da sözü Tokat'da şehit olan 7 askere getirdi. Onların acısını da paylaştıklarını söyledikten sonra bunun bir provokasyon olduğunu söyledi ve 33 şehidi hatırlattı. "1993 yılında yine barışçıl bir sürecin gerçekleştirilmesi için parlamentoda yoğun çabalar sarf edildi. Ama bildiğiniz gibi 33 askerin öldürülmesiyle birileri bunu durdurmak için düğmeye bastı. " dedi.

93 YILINDA DA 33 ASKER ÖLDÜRÜLDÜ BARIŞ BİTTİ

Ahmet Türk şunları söyledi:

Acı kayıplarımız için başşağlığı dilemek istiyorum. 2 gün önce Diyarbakır'da bir üniversiteli öğrencimiz demokratik bir eylem sırasında polis tarafından hedef gözetilerek öldürüldü.

Yine dün hastanede tedavi gören Serap hayatını kaybetti. Ailesine başsağlığı diliyoruz.

Ve akşam saatlerinde aldığımız acı haber... 7 asker provokasyon olduğu gün gibi aşikar bir pusuda öldürüldü. Ailelerinin acılarını paylaşıyoruz.

1993 yılında yine barışçıl bir sürecin gerçekleştirilmesi için parlamentoda yoğun çabalar sarf edildi. Ama bildiğiniz gibi 33 askerin öldürülmesiyle birileri bunu durdurmak için düğmeye bastı. Bugün olan olaya baktığımızda o günleri hatırlıyoruz. Kamuoyunun bu provokasyonu derinden görmesini temenni ediyoruz.

KAPATMA DAVASI TÜRKİYE İÇİN BİR SINAV

Şu anda partimiz hakkında kapatma davası görüşülüyor. Elbette karar mahkemenindir. Verilecek karar Türkiye'yi bir bütün olarak etkileyecek. Hiçbir hukuki ilke demokratik bir partinin kapatılmasını meşru göremez, görmemelidir...

DTP'yi kapatma davası Türk demokrasisi açısından bir sınav olacaktır. Aynı zamanda Türkiye'nin demokrasisinin rotasını da belirleyecek. Parti kapatmakla hangi sorun çözüldü. Parti mezarlığına getirmekten başka neye yaradı. Kürtlerin partilerini kapatarak Kürtleri taleplerinden vazgeçirebildiniz mi? Ülkemiz farklı düşüncelere tahammül edemeyen bir ülke olarak anılmadı mı? Bu yasakçı zihniyetin sorunu olarak ülkemizi çeteler esir almadı mı?

Partimiz kapatılırsa Meclis'te kalmamızın da bir anlamı kalmayacak ama halkımızla birlikte demokrasi için çalışacağız.

AÇILIMDAN ÇIKMAK İSTİYOR, BİZİ BAHANE EDİYOR

Hükümetin açılım konusundaki yaklaşımını değerlendirmek istiyorum. Hükümet açılımı biz istemiyormuşuz gibi bizi hedef gösteriyor. Peki biz olmasak açılıma adım atılır mıydı? Bu halk her şeyi anlıyor.
Ağustos'ta yapılan bir nezaket görüşmesi haricinde bizimle açılım hakkında tek bir görüşme bile yapılmamıştır. Meclis çatısı altında milletin temsilcisi yok mu? Sormazlar mı? Onları muhatap almıyorsan, milleti nasıl muhatap alacaksın?

Yine şunu söylüyorlar. Güya açılıma destek vermiyormuşuz, sekteye uğratıyormuşuz. Hükümet tamamen kendi dar çıkarlarıyla konuyu ele aldığı için işin içinden çıkamaz hale geldi. Yol yakınken çıkmak istiyor. Hedef tahtası arıyor. Bizi sorumlu ilan ediyor. Oysa 2,5 yıldır tüm demokrasi sorunları hakkında söz sahibi ve proje sahibiyiz... Her kesimden ezilen, hor görülen yurttaşlarımızın sesi soluğu olduk, Meclis'e taşıdık.

AKP sözcüleri bile bu ülkede asimilasyonun daniskası yapılmış diyor, dizboyu ırkçılık olmuş diyor... Şimdi hükümet yapılanlara katliam diyor, Seyit Rıza'nın idam sehpasındaki son sözlerini hatırlatıyor. 'Bu bir kerbaladır!' diye... Ama bunu ülke gündemine biz getirdik.

12 Eylül darbecilerinin yargılanması için önerge veren biz değil miyiz? Bunu engelleyen AKP değil mi? Silahlı Kuvvetlere darbe yetkisi veren kanunun değiştirilmesini DTP teklif etmedi mi? Ergenekon açığa çıkmışsa, halkımızla verdiğimiz mücadelenin yardımı yok mu?

ONLARCA ÇÖZÜM SUNDUK, ÇÖZÜMÜNÜZ NEDİR DİYOR?

Terörle mücadele kanunu kapsamında çocuklarımız bile terörist ilan edildi. Yüzlerce çocuğumuz taş attı diye yargılandı, hüküm giydi. Bunun değişmesi için ilk kez biz önerge verdik. Hükümet ise daha yeni ve açılım diye bu kanunla ilgili harekete geçti. Sonra dalga geçer gibi kendi vazgeçti. Hükümet kendi açılımını kendi bitirmeye çalışıyor, suçu da bize atmaya çalışyor.

Bu önergelerimiz Meclis gündemine alınmadı. Şimdi sayın İçişleri bakanı çözümünüz nedir diyor. O kadar çözüm önerisi sunacağız, sonra bunlar çözüm önermiyor diyeceksiniz. Bu bir haksızlıktır. Verdiğimiz önergelerin yarısını bile yapsanız, açılımın içini de doldururdunuz. Biz mi açılıma karşı çıkıyoruz, yoksa hükümet mi? Hükümet gerçek bir açılımdan kaçıyor, ama kaçamayacaklar. Bu halk gerçek açılımın peşine düşecek. Kimse engelleyemeyecek. AKP olsa da olmasa da açılım olacak.