BIST 10.046
DOLAR 32,40
EURO 34,62
ALTIN 2.389,43
HABER /  GÜNCEL

Ahmet Hakan muhafazakarlara çattı

Üniversitelerde 'yasak kalksın' denirken, ilkokullarda türbanlı kızlar keşfedildi. Peki provokasyona dayanmak ne kadar doğru?

Abone ol

Üniversitelerde türban yasağının kalkması için çalışılırken, ilköğretime türbanlı giren öğrenciler gündeme geldi. İşte bu durum provokasyon olarak algılandı.

Hürriyet yazarı Ahmet Hakan ise olaya farklı bakıyor. Daha doğrusu muhafakarları samimiyetsizlikle suçluyor. Muhafakazar basının bu tür olaylar karşısında provokasyon kelimesini manşetlerine çekmesine kızgın. Hakan'a göre provokasyon. Nedenini bugünkü yazısında anlatıyor:

"(...)İlkokullarda türbanın serbest bırakılmasını talep etmek “provokasyon” imiş.
Neden?
Çünkü “biricik” hükümetleri açısından, henüz buna sıra gelmemiştir.
Şimdilik “üniversitede türban serbestisi” ile yetinilmelidir.
Sırası geldiğinde, şartlar olgunlaştığında Tayyip Bey zaten o adımları atacaktır.
Eğer birileri çıkıp sırayı bozar, kafayı çıkarır, suyu bulandırırsa “provokatör” yani “kışkırtıcı” damgasını kafasına yer.
Yani demek istiyorlar ki:
Memlekette ilkokulda türban gerekirse ya da türbanlı bir yargıç olması gerekiyorsa Tayyip Bey getirir, size ne oluyor?”
Hiç kusura bakılmasın ama bu yaklaşımın, muhafazakârların yıllarca dalga geçtikleri eski Ankara Valisi Nevzat Tandoğan’ın meşhur çıkışından hiç farkı yoktur.
Ne demişti Nevzat Tandoğan solcu gençlere?
Memlekete komünizm gerekiyorsa biz getiririz, size ne oluyor?”
¡¡¡
Peki neden böyle yapıyorlar?
Neden “Bütün muhafazakârlar aynı konuda aynı düşünmek zorunda mı? Mesela bazı muhafazakarlar ilkokulda türban istiyor. Biz istemiyoruz... İstememizin nedeni şudur” demiyorlar?
Çünkü...
Bu konudaki görüşlerinin muğlak kalmasını istiyorlar... Şimdilik maslahatı idare etmek istiyorlar... Bu konuda açık konuşmak işlerine gelmiyor... Amacı ve maksadı belli etmek istemiyorlar.
“Provokasyon” sözcüğüne sığınmaları bundandır.
Ama benim asıl takıldığım nokta şu:
Hem böyle yapıp, hem de “Bizden niye kuşkulanıyorsunuz? Ne kadar da önyargılısınız?” falan diye ağlaşmaları yok mu, işte buna ifrit oluyorum.