BIST 10.968
DOLAR 42,52
EURO 49,61
ALTIN 5.776,89
HABER /  DÜNYA

Açlık ile zorunlu askerlik arasında sıkışan Sudan gençliği

Nisan 2023 yılından beri devam eden Sudan içsavaşı binlerce aile için bir dram haline dönüştü. Güney Kordofan’da yaşayan ailesinin günlük yiyecek ihtiyacının karşılamakta zorlanan Ali Muhammed Ali, çare arayışıyla her kapıyı çaldı. Ordudan yardım istediğinde ise kendisine “gıda karşılığında zorla askere alınma” dayatıldı; ailesinin aç kalmaması için teklifi istemeden kabul etti.

Abone ol

Ali, istihbarat birimine “özel bir isimle” gibi yazıldığını, görevlerinin “anlamını bilmediği kişileri getirip götürmek, bilgi toplamak ve bazı sahneleri kaydetmek” olduğunu anlattı. Temmuz 2025’te yayımlanan bir Radio Dabanga haberinde sözleri şöyle aktarıldı: “Reddedersen dövülürsün, susarsan suç ortağı sayılırsın.” Habere göre Güney Kordofan’daki çok sayıda genç benzer baskıya maruz kaldı; teklifi reddeden bazıları ise hapse atıldı.

Ulusal ve yabancı basında yer alan çok sayıda haberde, Sudan ordusuna bağlı askerî istihbarat ve askerî polis birimlerinin özellikle Dongola, Şendi ve Port Sudan gibi kentlerde evlere, pazarlara, camilere ve yerinden edilmişlerin barındığı tesislere baskınlar düzenleyerek gençleri zorla alıp eğitim kamplarına gönderdiği iddia edildi. Bu durum BM raporlarına bile yansıdı.

“Modern kölelik” uyarısı

Sudan Ulusal Gözlemevi, 29 Eylül 2025 tarihli açıklamasında, güvenlik aygıtı ile Sudan Silahlı Kuvvetleri mensuplarının “kuşatma” altında yürüttüğü gayriinsanî uygulamalara dikkat çekti. Açıklamada, Güney Kordofan’da “aileleri doyurma vaadiyle gençlerin zorla askere alınmasının” insan haklarına karşı yeni bir ihlal olduğu vurgulandı.

Gözlemevi, “Yemek karşılığı gençleri askere yazmak, zorla çalıştırmanın ve çağdaş köleliğin bir biçimidir; gençlerin hayatını tehlikeye atar ve onlardan onurlu bir yaşamı mahrum bırakır” dedi. Kuruluş, bu yasa dışı uygulamaların derhâl durdurulmasını, sorumluların hesap vermesini ve Birleşmiş Milletler ile uluslararası insan hakları örgütlerinin Güney Kordofan’da acil gözlem-müdahale mekanizmaları kurmasını talep etti.

Soruşturmaya ret

Nisan 2023’ten bu yana devam eden iç savaş zorla asker alma iddiaları farklı bölgelerde yükselirken, Sivil Demokratik Güçlerin Koordinasyonu (Taqaddum) yöneticilerinden Alâeddin Nakd, BM İnsan Hakları Konseyi’nin kurduğu “hakikat arama heyetinin” bu dosyayı çoktan ele alabileceğini söyledi.

Nakd, “Savaşın başında, ordunun Dünya Gıda Programı’na ait yardımlara el koyup yarısını Port Sudan’da alıkoyduğunu, kalanını ise Hartum’daki korunaklı Askerî Tıp Karargâhı’na gönderdiğini; Port Sudan’da tutulan yardımın da piyasalara sızdırılarak satıldığını duyurmuştuk” dedi. Ona göre ordu komitesi karşılamazken, “Tesis Güçleri” (ordu tarafından ihlallerle suçlanan karşı taraf) komiteyi memnuniyetle karşıladı. Nakd, bunun “iddiaların kaynağı ve mahiyetine” dair düşünmeye sevk etmesi gerektiğini belirtti.

Çocuklar da askere alındı

Sudan Ulusal İnsan Hakları Gözlemevi, 30 Eylül tarihli açıklamasında çocukların çatışmalara sürüldüğünü belgelediklerini, hükümet kanadından bir yetkilinin de bunu resmen kabul ettiğini bildirdi. Kuruluşa göre, “13–17 yaş arası çocuklar, kimisi zorla, kimisi ‘vatan savunması’ söylemi veya para karşılığı” askere yazıldı. Yerel raporlar, okullar, yaz kampları ve ibadethanelerde “Pravon” gibi ideolojik içerikli propaganda terimleriyle çocukların zihnen hazırlanıp cepheye gönderildiğini aktarıyor.

Açıklamada, “Çocuk savaşçıların görünmesi, düzenli asker eksiğine işaret ediyor. Çocuklar en temel haklarından koparılıyor; öğrenme ve oyunla dolu doğal çocukluk yerine cephenin ortasına bırakılıyor” denildi. Kuruluşa göre bu, güvenlik yapılarında yapısal bir krizin yansıması ve kimi vakalarda çocukların ‘canlı kalkan’ olarak kullanılmasına varıyor. Uluslararası insancıl hukuk ve Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 38. maddesine göre, 15 yaş altının silahlı çatışmalarda kullanılması savaş suçudur.

ABD yaptırımları ve Lahey başvurusu

ABD Hazine Bakanlığı, Ocak 2025 ortasında yaptığı açıklamada, Genelkurmay Başkanı Abdülfettah el-Burhan liderliğindeki ordunun sivillere yönelik ölümcül saldırılar gerçekleştirdiğini; okullar, pazar yerleri ve hastaneler gibi korunan altyapıya hava saldırıları düzenlediğini bildirdi. Washington, ordunun sivilleri bilerek yardımdan mahrum bıraktığını, gıdayı savaş taktiğine dönüştürdüğünü, sivil yönetime dönüşü engellediğini ve barış görüşmelerini reddettiğini belirtti.

Bu süreçte, Sudan Haklar İttifakı (Sudanese Alliance for Rights), 25 Eylül 2025’te Port Sudan’daki yönetimin dört üst düzey ismi—aralarında Burhan’ın da bulunduğu—hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) başvurduğunu duyurdu. İttifak, kimyasal silah kullanımı ve sivillere karşı ağır ihlaller iddialarıyla soruşturma talep etti; uluslararası avukatlarla birlikte çalıştıklarını açıkladı. Başvuruda hedef alınan isimler: Abdülfettah el-Burhan, Yasir el-Atta, Şemseddin el-Kabbaşi ve Tümgeneral Tahir Muhammed.

İttifak ayrıca Afrika İnsan ve Halkların Hakları Komisyonu’na resmî şikâyette bulundu; Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) Başkanına gönderilen mektupla acil soruşturma açılması ve Port Sudan otoritesinin üyeliğinin askıya alınması istendi. “Uluslararası sessizliğin sürmesi, cezasızlığı teşvik ediyor” uyarısı yapıldı.