BIST 10.209
DOLAR 32,28
EURO 34,79
ALTIN 2.410,95
HABER /  POLİTİKA

ABnin kafası karışık

Gül'e en fazla soru gelen konulardan biri AB oldu. Müzakereler ve Türkiye'nin izlediği rota merak konusuydu.

Abone ol İnternethaber/Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'e yöneltilen sorularda AB ile ilişkiler ön plana çıktı. Gül'ün bu konuda verdiği cevaplar samimi oldu. AB'nin kafasının karışık olduğunu belirten Gül, Türkiye'nin AB kriterlerini kendi halkı için yaptığını vurguladı.

Türk halkının sınır dışına çıktığı anda yaşadığı vize sıkıntısı da Gül'e iletilen konular arasında oldu. İşte gelen cevaplar;

SORU: Türkiye’nin AB üyeliği hakkındaki görüşleriniz ve politika nedir?

CEVAP: AB’ye üyelik Türkiye’nin dönüşümü projesidir. Bu projeyle hedeflenen AB ülkelerindeki hayat standardının ülkemiz açısından da yakalanmasıdır.

Öte yandan, ülkemizin AB üyeliği hemen yarın gerçekleşecek bir proje değildir. Öncelikle, ülkemizin üyelik için bilinen koşulları yerine getirmesi gerekmektedir. Üyelik, katılım müzakerelerinin başarıyla sonuçlandırılmasından sonra alınacak bir karardır. Bu konudaki kararı Türk halkı ve AB üyesi ülkelerin halkları birlikte verecektir.

Geçtiğimiz yıl sonunda doğrudan müzakere sürecimizle bağlantısı olmayan nedenlerle AB ile bazı sorunlar yaşanmıştır. Bununla birlikte, esas itibariyle halkımızın yararına olan reform ve müzakere süreci kesintisiz devam ettirilmektedir.

AB YABANCI YATIRIMCI GETİRDİ
    VİZE ÇİLESİ
Batı Avrupa ülkeleri 1976 yılından itibaren ülkemizden yasadışı göçü ve iltica taleplerini ileri sürerek, Türkiye ile mevcut vize muafiyet anlaşmalarını askıya almış veya feshetmişlerdir. Bu ülkelerdeki muhataplarım ile yaptığım görüşmelerde, vatandaşlarımızın vize almada karşılaştıkları sorunları dile getiriyor ve işlemlerin kolaylaştırılmasını talep ediyorum. Bu çerçevede, AB üyesi ülkelere ikili düzeyde anlaşma yapılmasını da öneriyoruz. Sözkonusu teklifimizi olumlu karşılayan Çek Cumhuriyeti, Slovenya, Letonya ve son olarak İtalya ile karşılıklı vize kolaylıkları sağlanması konusunda anlaşmaya varılmıştır. Diğer AB ülkeleri nezdindeki girişimlerimiz ise sürmektedir. 
 

Öte yandan, katılım müzakerelerine başlamamızın üzerinden henüz kısa bir süre geçmiş olmasına rağmen özellikle yabancı sermaye yatırımları bakımından Türkiye bir çekim merkezi haline gelmeye başlamıştır.

1993-2002 yıllarında Türkiye’ye gelen doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının miktarı yıllık 1 milyar ABD Doları düzeyinde iken, sadece 2006 yılında Türkiye’ye gelen doğrudan yabancı sermaye yatırımları 20 milyar ABD Doları seviyesine ulaşmıştır.

AB GENİŞLEME YORGUNLUĞUNDA

Cumhuriyetin en önemli projesi olan AB’ye üyelik hedefi Türkiye’nin temel dış politika yaklaşımıyla uyumludur. “Avrupa” bizim için coğrafi bir tanımlama değil, bir değerler bütünüdür. AB de bir dine ya da kültüre dayalı bir Birlik değildir. Türkiye’nin de benimsediği evrensel değerler ile karşılıklı çıkarlara dayanmaktadır.

AB bugün genel anlamda sıkıntılı bir dönemden geçmekte ve genişleme yorgunluğu yaşamaktadır. Önemli olan husus, AB hazır olduğunda Türkiye’nin de hazır olmasını temin etmektir. Zaman kaybını şimdiden önlemektir. Bunun için Türkiye kendi iradesi ile reform sürecine devam etmektedir. Esasen bu reformların devamında en büyük faydayı halkımız sağlayacaktır. Dolayısıyla halkımızın da bu sürece sahip çıkması gereklidir.

AB AKIL KARIŞIKLIĞI İÇİNDE...

Hepimiz farkındayız; son dönemde yaşanan gelişmeler Birliğin bu stratejik vizyonu korumada zorlandığını ortaya koymaktadır. Ancak, Avrupa Birliği içinde bulunduğu akıl karışıklığını geride bırakana kadar Türkiye doğru bildiği yolda ilerleyecektir. 

Türk ulusu tam üyelikten başka bir seçeneği de hiçbir zaman kabul etmeyecektir. Bu süreci ulusal çıkarlarını ve onurunu koruyarak tamamlayacaktır. Avrupa Birliği’ne üye olmadığımız takdirde bundan daha fazla zarar görecek taraf ise herhalde Türkiye olmayacaktır.

İKİ ÜLKE İLE ÇEKİŞİYORUZ

SORU: Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyeliği hangi aşamada?

Türkiye, 2009-2010 dönemi BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliği için adaylığını 23 Temmuz 2003 tarihinde açıklamıştır. Aynı dönem için Avusturya ve İzlanda da adaydır. Güvenlik Konseyi’ne seçilebilmek için BM Genel Kurulu’nda 2/3 oranında oy alınması gerekmektedir.

Sürdürdüğümüz girişimler çerçevesinde adaylığımıza sağlanan destek memnuniyet verici bir düzeye erişmiştir. Son olarak 22 üyesi bulunan Arap Ligi Dışişleri Bakanları Konseyi de ülkemizin adaylığını destekleyen bir karar kabul etmiştir.  Güvenlik Konseyi adaylığımız bugün bizim için en öncelikli dış politika konularımız arasındadır. //